ABD ve Mısır ilişkisi
Mısır, Afrika ve Asya?yı birbirine bağlayan coğrafi yapısı ile ülkeyi ikiye ayıran Süveyş kanalı ile de Akdeniz?den Hint okyanusuna geçişi sağlaması açısından stratejik bir konumda olan bir ülkedir.
1947?de İsrail?in kurulmasıyla sonuçlanacak Filistin meselesi sırasında Kral Faruk?un ve Mısır ordusunun zafiyet göstermesi Mısır muhalefetini harekete geçirdi. Cemal Abdülnasır öncülüğünde kurulan ?Hür Subaylar Örgütü? ordusu sıkıntılı günler yaşayan Mısır?da ?Müslüman Kardeşler? eylemler, boykotlar ve grevler başlatır. 24 Temmuz 1952?de bir operasyonla ordu içindeki kral yanlısı askerleri tutuklayan ?Hür Subaylar Örgütü? Abdulnasır?ı genelkurmay başkanlığına getirmiştir. Böylece yaklaşık iki binlik yıllık bir aradan sonra Mısır?da monarşi ve feodal dönem son bulmuş oluyordu.
Filistin topraklarında İsrail Devleti?nin kuruluşunun ilanının ertesi günü 15 Mayıs 1948?de Güneyden Mısır, Kuzey?den Suriye Ve Lübnan, Doğu?dan Ürdün İsrail?e karşı saldırıya geçti ama savaşı İsrail kazandı ve toprakları 1947?de ilan edilenden fazla oldu.
Mısır, yenilgi sonrası İsrail?i güçsüz bırakmak için Akabe Körfezi?ni tamamen ele geçirmek istiyordu. Ama basiretsiz ve zafiyet içinde olan Kral Faruk bunu başaramamıştı.
1952?de Mısır?da iktidarı ele geçiren Cemal Abdülnasır, İsrail ve Batı emperyalizmine karşı Arap dünyasının tek kahramanı ve kurtarıcısı durumuna gelmişti. Nasır, Doğu Blok?uyla yakınlaştı. Özellikle Çekoslovakya?dan silah aldı ve Asuan Barajı?nı yaptı. Nasır, ekonomik ve askeri olarak Mısır?ı çok güçlendiriyordu Asuan Barajı?nın yapımı için Nasır?ın aradığı krediyi Avrupa ve ABD, İsrail?in güvenliği tehlikeye girer diye vermedi.
Nasır, Suveyş Kanalı?nı da devletleştirmek istiyordu. 26 Temmuz 1956?da Nasır?ın Süveyş?i millileştirme açıklamasından sonra batılı güçler ABD, İngiltere ve Fransa öncülüğünde Süveyş?i en çok kullanan 22 ülke bir araya gelmiş ve savaş kararı almışlardır. 29 Ekim?de İsrail Sina çölüne 5 Kasım?da ise İngiltere ve Fransa Port Said?e asker çıkarır. Nasır, çıkarmaların başlamasıyla birlikte, Emperyalizme, uzantısı olan Bağdat Paktı ve İsrail?e karşı savaş ilan eder. Çatışmalardan birkaç gün sonra Sovyetler?in nükleer savaş tehdidi işe yarar, batılı güçler geri adım atmak zorunda kalır. Mısır Süveyş?i alır ve nihayetinde devletleştirir. Oradan gelen parayla Asuan Barajı?nı yapar.
Süveyş Kanalı?nın millileştirilmesi mücadelesinden başarıyla çıkan Nasır, artık iyice Sovyet çizgisinde bir siyaset gütmeye başlar. Söylemlerinde, sosyalizmden, kooperatifçilikten, demokratikleşmeden ve planlı ekonomik kalkınmadan bahsetmeye başlar. Nasır, 28 Eylül 1970?te ölümüne kadar ülkesini ve Ortadoğu halklarını etkilemeyi sürdürdü. Batılı emperyalistlerin zora dayalı üstünlüklerine meydan okudu, halkına ve Araplara birçok yenilikçi ortamı yaşattı.
Kızıldeniz?i Akdeniz?e bağlayan Süveyş Kanalı?nın sahibi Mısır ise emperyalizm açısından hep önemli bir ülke oldu. Bir Arap milliyetçisi ve bağımsızlık yanlısı bir lider olan Mısır devlet başkanı Cemal Abdül Nasır döneminde ülkede istediği gibi at oynatamayan ABD, yerine geçen Enver Sedat?la kurdu. Sedat, Arap milliyetçisi Nasır?ın uygulamalarından farklı olarak, 1975'te Mısır?ın Sovyetler Birliği ile olan ilişkilerini kesmiş, ABD ve İsrail ile iyi ilişkiler geliştirmiştir. ABD, iyi ilişkiler karşılığında 1979 yılında yapılan Camp David anlaşmasıyla Sina Çölü?nün Mısır?a geri verilmesini sağladı. Bölgedeki ABD işbirlikçiliği Mısır egemen sınıflarına rüşvet olarak geri döndü. 1979?dan bu yana İsrail?den sonra en çok ABD yardımı alan ülkenin Mısır oldu.
Bir Ortadoğu NATO?su oluşturamayan ABD, Mısır ordusunun birçok görevlisini ülkesinde eğitmeyi ve bu orduyu kendisine bağımlı hale getirmeyi de başardı. Enver Sedat?ın 1981 yılında, Mısır'ın bağımsızlığının kutlandığı tören sırasında CIA destekli ?Müslüman Kardeşler? tarafından silahlı saldırı sonrası öldürülmesinden sonra. Sedat?ı izleyen Mübarek?le de ABD-Mısır ilişkileri hiç bozulmadı. Mübarek yönetimi ABD ve İsrail?le çok sıkı ilişkiler kurdu. Filistin halkının en önemli yaşam damarlarından olan Mısır?ın Gazze geçişlerini kapatan Mübarek, İsrail?e yüzde 70 indirimle doğalgaz satmakta tereddüt etmedi. Özellikle emperyalizmin ekonomik örgütlerine teslimiyet sonucunda Mısır halkının yoksullaşmasını ve ezilmesini umursamayan ve halka yapılan ağır baskıları önemsemeyen ABD İsrail?le yakınlaşmayı ön plana çıkaran Mübarek?e karşı 2011?de ?sosyal adalet, ekmek ve özgürlük? talebiyle Tahrir Meydanı?nı dolduran milyonlar, Mübarek?in çürümüş ve işbirlikçi iktidarına karşı harekete geçtiler. Mısır?da ki bu hassas günlerin yaşandığı dönemde, Beyazsaray?a çağrılan, Hüsnü Mübarek'in ABD Başkanı Barack Obama'ya "Sen gençsin, dünyanın bu bölgesini anlamazsın" dediği. Bunu üzerine Mübarek?in biletinin kesildiği de söyleniliyor.
Mısır; ABD?nin Büyük Orta Doğu projesi kapsamında hem İsrail ve hem de ABD için güvenilir bir Arap ülkesi olması, İsrail ve Filistin ile komşuluğu ve uluslararası gemi trafiği için büyük önem taşıyan Süveyş Kanalı?nın kontrolünü elinde bulundurması nedeniyle önemli bir ülkedir. ABD için, Mısır?ın geleceği Mısır halkına bırakılamayacak kadar önemlidir
Mübarek sonrası Mısır?da yapılan demokratik ilk seçimde Cumhurbaşkanlığına seçilen Muhammed Mursi?nin göreve gelmesi ile Mısır?da yönetimin şeriat yönetimine doğru eğilim göstermesi, Müslüman kardeşlerin her alanda kadrolaşması ve birtakım kısıtlamaların baş göstermesi. Bununla birlikte Mısır - ABD ilişkilerinde Mursi?nin kendine buyruk politikasını sindiremeyen ABD, Her yıl 1,5 milyar dolar yardım ettiği ve askerlerini eğittiği Mısır?ı yeniden kontrolü altına almak için harekete geçerek daha önce Mübarek?i koltuğundan indirttiği El-Sisi?ye bu seferde, Mursi?yi koltuğundan indirme görevi vererek darbe yaptırdı.
Arap baharı ile orta doğuyu yeniden dizayn etmeye çalışan ABD ve işbirlikçisi emperyalist güçlerin, Mısır?da henüz istediği gerçekleştiremediğini iki yıldır cezaevinde bulunan Hüsnü Mübarek?in serbest bırakılmasının, ABD tarafından Mübarek?in affedildiği hatta yeniden göreve getirilebileceğinin söylentilerinin yayılması ile Mısır?da daha uzun süre suların durulmayacağının sinyalini veriyor.
İbrahim Halil SİPAHİ
25.08.2013/adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.