
Hakkı Çiftçi
Bir Uyarı ve Beyanname: Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’e Saygı, Sanata Ahlâk, Kaleme Hudut Gerekir
Bir Uyarı ve Beyanname: Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’e Saygı, Sanata Ahlâk, Kaleme Hudut Gerekir
“Men sebben nebiyyen yu’âkebû fi’d-dünyâ ve’l-âhire.”
(Peygambere hakaret eden, hem dünyada hem ahirette cezalandırılır.)
— Fetâvâ-yı Ebussuud Efendi, 1573.
“Kalem, hikmetin dilidir; lâkin lâyık olmayan elde, zehire dönüşür.”
Ey mürekkebi bozulmuş kelâm erbabı,
Dilin ucuyla gönül inciten, kalemin sivriliğiyle inançlara hakaret eden bilmelidir ki; söz, sahibinin aynasıdır. Hz. Peygamber Efendimiz (sav), ne bir surete indirgenebilir ne de sanatsal alay kisvesiyle küçümsenebilir. Onun varlığı, sadece Müslümanlar için değil, insaf sahipleri için de bir rahmettir.
Ebussuud Efendi (1490–1574):
“Zîrâ Nebî’ye dil uzatan, devlet-i aliyyenin hukukuna da halel getirir. Şeyhülislamlık makamı, bu gibi küfrî ve mütecaviz eylemleri yalnızca mezhebî değil, içtimâî bir fesat olarak telakki eder.”
(Fetâvâ-yı Ebussuud, I/218)
Ahmed Cevdet Paşa (1822–1895):
“Peygamber-i zîşan efendimize kast edilen her lâfz, dinin izzetine dokunur; lakin buna verilecek cevap da O’nun ahlâkıyla olmalıdır: vakar ile, fazilet ile.”
(Tarih-i Cevdet, V/76)
Allame Kemalpaşazade (1468–1534):
“Râsûlullah’ın şahsiyetine yönelen her kelâm, aklın izanına aykırıdır. Mü'min onu sever, münkir saygı gösterir; edep aklın hil’atidir.”
(Risale fî Hurmeti Sebbi’l-Enbiyâ)
Ey kaleminden nezaket dökülmesi gereken kişi,
Sanat hicve dönebilir; hiciv, hakarete yaklaşabilir; lakin hakaret marifet değil, basiretsizliktir. Sözde özgürlük adına kutsal değerlere saldırmak, hakikatte toplumların vicdanına kasttır.
Hz. Peygamber’e yönelmiş her edepsiz tasvir, onun yüceliğini gölgelemez; bilakis çizenin kendi aczini sergiler. “Şeyhülislâm” kaleminden bir cevap ancak şunu yazar:
"Biz, Resûl'e dil uzatana kin gütmeyiz, lakin onun hatasını ilimle, izzetle ve edeble yazarız ki; kalem rezil olmasın, kelâm gazaba değmesin."
Cihanı aydınlatan bir nurun, karanlık gönüllerle kirletilmeye çalışılması ne acı bir zavallılıktır. Alemlerin fahrine dil uzatmak; akıl ile hikmetten, ahlâk ile insaftan nasibini almamış bir ruhun tezahürüdür. İfade hürriyeti, inançlara hakaretin maskesi kılınamaz.
Kınıyoruz.
Bu edepsizliği, Müslümanların en mukaddes değeri olan Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) yönelik yapılan aşağılık tasviri en sert şekilde reddediyor, lanetliyoruz. Bu, yalnızca bir dine değil, insanlığın ortak vicdanına yapılan bir saldırıdır.
Hatırlatıyoruz.
Hz. Peygamber’in adı, sadece minberlerde değil; vicdanlarda, kalplerde, sokaklarda, çarşılarda, tarlalarda anılır. O’na uzanan her kirli el, er ya da geç tarihin lanetli sayfalarına gömülür.
Uyarıyoruz.
Bu tarz saldırılar; toplumda kin tohumları eker, inançlar arasında çatışma üretir ve insanlığı uçuruma sürükler. Haddi aşmak; özgürlük değil, fitnedir.
Şehâdet ederiz ki:
Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.), ahlâkın zirvesidir. Onun sünneti hikmetin kaynağı; onun sesi vicdanların şifasıdır. Onu hafife alan, kendi izzetini kaybeder; ona hürmet eden, ebediyet kazanır.
Son söz değil, ilk duruştur:
Bizler onu sevmeye, izini takip etmeye, inancımızı korumaya devam edeceğiz. Çünkü o övülmüşlerin en övülmüşüdür. Ve biz onun ümmetiyiz.
O'na dil uzatanın eli titreyecek, çizgisi silinecek; ama O’nun ismi göklerde ve gönüllerde baki kalacaktır.
Ey alayla kendini akıllı sanan zavallı, bil ki senin çizdiğin ne resimdir ne sanat… sadece kendi karanlığını duvarlara kusmaktır. Sen, âlemleri nurlandıran bir şefkate taş fırlatarak kendi kalbini paramparça etmekten başka bir şey yapmadın.
Ama biz O'nun ümmetiyiz. Söze başlayınca Besmeleyle başlarız, çünkü biliyoruz ki rahmetin sığmadığı yere akıl da varmaz, vicdan da düşemez. Senin karikatür dediğin alçaklık, bizim için kutsala el uzatmaktır. Kâinata nur olmuş bir kutlu insanı aşağılama çaban, sadece kendini çukurda bırakır.
Sarı Saltuk’un, Osman Bey’in, Yesevî’nin, Akşemseddin’in, Bayezid-i Bestâmî’nin, Yunus’un, Mevlânâ’nın, Şeyh Edebâlî’nin gönül aynasında hep O vardı. Hiçbirine hakaret etmek, hiçbiri hakkında karikatür çizmek cesareti gösterilmedi; çünkü onlar aşkı temsil ediyordu, saygıyı öğretiyordu.
"Yaratılanı Yaradan’dan ötürü sev!" demişti bir Anadolu dervişi. Ve bizim vicdanımız, kinle değil sevgiyle büyüdü.
Kimse bu topraklarda, Habîbullah’a hakaret ederek özgürlük nutku atamaz.
Kimse, bizim inancımıza saldırıp da fikir adamı rolüne bürünemez.
Çünkü o Peygamberdir; adaletin, sabrın, merhametin, hikmetin yaşayan örneğidir. Onu hedef alan, tüm bu değerleri hedef almıştır.
Bu ümmet necip soylu bu millet Hz. Peygamber’i sadece sevmez; onun izinde yürümeyi, varlığının gayesi sayar. Bizim kalemimiz ona methiye yazmak için, yüreğimiz O’na siper olmak için vardır. O’na yapılan saygısızlık, sadece bir dine değil; insanlık onuruna yapılan cinayettir.
O halde diyoruz ki:
Siz çizdikçe biz saf tutacağız.
Siz kararttıkça biz nurlandıracağız.
Siz alay ettikçe biz sevgiyle dirileceğiz.
Ve son nefesimize dek haykıracağız:
Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resûlullah.
Prof. Dr. Hakkı ÇİFTÇİ
Milletlerin yükselişi, ilme verdikleri değerle ölçülür...
08 Mayıs 2025 Perşembe 19:22"Çanakkale: Kararın, İmanın, Şerefin ve Fedakârlığın Ebedi Zaferi!"
18 Mart 2025 Salı 00:15Canım Anam
25 Aralık 2024 Çarşamba 12:15Allah için ölmek üzere and içtik…
03 Ağustos 2024 Cumartesi 14:55Bu Vatan bizim
31 Temmuz 2024 Çarşamba 01:42Şahidi ol Ya Rab!…
25 Temmuz 2024 Perşembe 23:55“Kimse bizi bu Yurttan, bu vatandan mahrum edemez…”
21 Temmuz 2024 Pazar 23:58Küfür İle Tevhidin, Hak İle Batılın kavgasında tarafımız Hilalden, Tevhidden ve Haktan yana nettir ve bellidir.
19 Temmuz 2024 Cuma 09:16Kader gayrete âşıktır…
10 Temmuz 2024 Çarşamba 20:00Eğer İslam dünyası Müslüman arıyorsa, Doğu Türkistan Müslümandır.
08 Temmuz 2024 Pazartesi 10:57




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.