Hakkı Çiftçi

Hakkı Çiftçi

Ahilik’te Ekonomik Kararlar; Sabırla, Adaletle ve Sadakatle Alınır

Ahilik’te Ekonomik Kararlar; Sabırla, Adaletle ve Sadakatle Alınır

*1. Ahlakın Ekonomisi: Kavramsal Çerçeve

“Ahlakın Ekonomisi” kavramı, ekonomik faaliyetlerin yalnızca üretim, tüketim ve bölüşüm süreçlerinden ibaret olmadığını; aynı zamanda vicdan, sorumluluk ve toplumsal adalet gibi değerlerle iç içe olduğunu savunur. Bu yaklaşım, klasik iktisadın bireysel fayda merkezli yapısına karşı, erdem temelli bir kalkınma modeli önerir. Ekonomi sadece istatistik mi? Yoksa bir etik inşa mı? Ahilik’te kazanç, kayıptan nasıl ayrılır? İktisat ve vicdan ilişkisine baktığımızda, Ahlakın Ekonomisi; bireylerin ekonomik kararlarını sadece rasyonel değil, ahlaki ilkelerle uyumlu biçimde aldıkları bir sistemi ifade eder. Bu sistemde: Kâr, sadece maddi değil; toplumsal fayda ile ölçülür. Rekabet, vicdanlı yarışa dönüşür. Tüketim, sorumlu davranışla sınırlanır. Kuramsal Aksiyomlar (Karadoğan, 2024, s.7): Tevhid: Ekonomik bütünlüğün ilahi düzenle uyumu, Denge (Adalet ve İhsan): Gelir dağılımında ve üretimde denge, Özgür İrade: Bireyin bilinçli ve sorumlu tercih hakkı, Sorumluluk: Topluma, doğaya ve geleceğe karşı etik yükümlülük, İslam Ahlak Ekonomisi Perspektifi: İslam ekonomisi, ahlakı sistemin merkezine yerleştirir. Kur’an’daki Bakara 177 ayeti, ekonomik davranışların ahlaki boyutunu vurgular. Bu ayet; doğruluk, sabır, sadakat, yardımseverlik ve adalet gibi ilkeleri ekonomik kararların temeline yerleştirir (Karadoğan, 2024, s.12). Geleneksel ve Çağdaş Yaklaşımlar: Geleneksel Dönem: İslam toplumlarında piyasa düzeni, adil fiyat, riba yasağı gibi konular ahlaki normlarla şekillenmiştir (Karışman, 2016, s.224). Çağdaş Dönem: Faizsiz finans, sürdürülebilir kalkınma, sosyal sorumluluk gibi alanlarda ahlaki ekonomi yeniden gündeme gelmiştir (Güngör, 2015; Akten ve Şen, 2021). Ahlakın olmadığı bir ekonomi, sadece rakamların yarışıdır; ahlakla yoğrulmuş bir ekonomi ise medeniyetin vicdanıdır. “Ahlakın Ekonomisi” kavramı, kalkınmayı yalnızca üretim hacmiyle değil; vicdan terazisiyle değerlendiren bir yaklaşımı temsil eder. Bu kavram; ekonomik faaliyetlerin teknik boyutuna ek olarak toplumsal sorumluluğu, adaleti ve erdemi merkeze alır. Kapitalist sistemin tarihsel seyri, bireyin ekonomik kararlarını yalnızca rasyonel fayda temelli açıklama üzerine kurulmuştur. Ancak bu rasyonalite, çoğu zaman bireyin ahlaki yükümlülüklerini ve toplumsal bağlarını göz ardı etmiş; refahı yalnızlığa, başarıyı gösterişe dönüştürmüştür (Ülgener, 2006, s.42; Buğra, 2014, s.66). Ahlakın eksildiği bir ekonomik düzlemde, büyüme ahenk değil; aşınma doğurur. Rekabet, iş birliğini bozar; kâr, adaletin önüne geçer. Kapitalist kültürün “refah illüzyonu”nda birey, tüketimle tanımlanır; ancak ne kadar çok tüketirse o kadar eksilir. Gösterişle büyüyen yaşamlar, gerçek değerleri örtmeye başlar (Baysal Kar, 2017, s.288). Ahilik: Ahlaki Kalkınmanın Vicdanı; tam da bu noktada, ahlaki bir kalkınma modeli olarak Ahilik devreye girer. Ahilik, yalnızca bir zanaat düzeni değil; bir toplumun vicdanıdır. Üretimde nitelik, kazançta helallik, paylaşımda gönüllülük esas alınır. Ahî’nin dükkânı “hak kapısıdır”; sadece mal değil, hikmet sunar. “Elini, sofranı, kapını açık tut; gözünü bağlı tut, beline ve diline sahip ol.” Bu ilke, bireysel davranıştan öte, toplumsal huzurun inşa ilkesidir (Karagül, 2015, s.18; MEB, 2020, s.3).

Ahilik’te ekonomik kararlar; sabırla, adaletle ve sadakatle alınır. Kâr sadece cebe değil; kalbe de yansır. Üretim yalnızca bir iş değil; bir ibadet biçimidir. İslam Ekonomisi Literatüründe Ahlakın Ekonomisi; Tevhid, adalet, ihsan, özgür irade ve sorumluluk ilkeleriyle kuramsallaşır. Bakara 177 ayeti, ekonomik davranışların doğruluk, sabır, yardımseverlik ve ilahi sadakat ekseninde gerçekleşmesini emreder (Karadoğan, 2024, s.12).
Hz. Muhammed (s.a.v.): “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Paylaşım eksikliği, üretim değil; bölüşüm sorunudur. Bu anlayışta ekonomi, sadece ne kazandığınla değil; nasıl kazandığınla anlam bulur. Kapitalizmin birey merkezli iktisat ahlakına karşı Ahilik, topluma hizmet eden bir gönül iktisadı sunar. Geleneksel dönemde riba yasağı, adil fiyat ve zekât sistemleri; çağdaş dönemde faizsiz finans ve sosyal sorumluluk ilkeleri bu medeniyetin uzantılarıdır (Karışman, 2016, s.224; Akten ve Şen, 2021, s.68). Bugün yaşanan ekonomik krizlerin temelinde, bu ahlaki köklerden kopuş yatmaktadır. Ahlakın Ekonomisi, yalnızca kavramsal bir alternatif değil; bir seferberlik çağrısıdır. Kapitalizmin yorgunluğuna karşı vicdanlı üretim, yalnızlaşan bireye karşı gönül dayanışması, yozlaşmış büyümeye karşı hikmetle kalkınma teklifidir. Bu modelin özü, Ahîlikte; ilhamı Kur’an’da; hedefi insanlıktadır. Bu ilhamı bir medeniyet ateşine çevirebiliriz. Ahî Dönüşüm” vizyonu: Ahilik ruhunu güncellemek değil; çağın üretim kalbine bir vicdan çipi yerleştirmektir. Medeniyet Mimarisi Manifestosu: Medeniyet Kodlaması: “Fütüvvet 5.0” ; Ahilik artık bir tarihi miras değil; yapay zekâya ilham veren bir medeniyet yazılımı olmalı. Eğitim sistemleri, teknoloji platformları ve kamu politikaları bu yazılımın API’siyle çalışmalı. Okullarda “Ahî Kodlama” dersleri; sosyal medya platformlarında “Erdemli Etkileşim Algoritması” zorunlu hâle getirilmeli. Ahî Blockchain: Şeffaflıkta Sadakat Dijital çağda “güven”in adı blockchain’sa, onun ruhu sadakatle örülmeli. Ahî sertifikalı dijital ödeme sistemleri; Faizsiz, adil, toplumsal faydaya açık. Kâr paylaşımı değil; vicdan paylaşımı odaklı dijital platformlar kurulmalı. Ahî Yüzyılı Başlıyor: Politika ve Uluslararası Diplomasi; Erdemli üretim artık sadece ekonomik değil; jeopolitik bir üstünlük sebebidir. İslam ülkeleri “Ahî Koalisyonu” kurmalı: Etik üretim, dijital ahlak, vicdan diplomasisi. BM gibi küresel platformlara “Ahî Anayasası” önerilmeli: Teknolojik güç ile insani değerleri uzlaştıran protokol. Ahî Estetiği: Sanatta Merhamet, Tasarımda Tevazu; Ahilik; sadece üretimi değil, güzeli, anlamı ve gönül estetiğini de kapsar. Ahî Mimarlık ve Tasarım Enstitüleri kurulmalı; Minimalizm değil, manevizm öğretilmeli. Dijital sanatçılara “Ahî Görsel Dil Rehberi” ile değer temelli yapıcılık sunulmalı.

Özetle: Ahlakın ekonomisinde yalnız ürünler değil; insanlar da inşa edilmelidir. Çünkü: “Ahî olmak; çıraklıktan ustalığa değil, insanlıktan erdeme yükselmektir.”

Her kod, her ekran, her fikir; kardeşlikten, sadakatten, adaletten mahrumsa boştur. Çağın Kalbine Bir Çağrı Gel, çağın kalbine merhametle dokunalım. Çünkü gerçekten büyümek, insanlığa hizmetle mümkündür. Dünya, iyiliğin sesine, ahlakın ekonomisine ve vicdanın mükemmelliğine; erdemli yaşamın Ahilik ruhuyla yeniden inşasına hiç olmadığı kadar muhtaç. Dünya Mükemmelliği Nerede Arıyor?; Günümüz toplumları, başarıyı gösterişli kariyerlerde, dijital parıltılarda ve tüketim yarışında arıyor. Mükemmeliyetçilik, insanı robotlaştıran beklentilerle ruhu yoran bir düzene dönüşüyor. Hata yapma korkusu; insanlar arası empatiyi ve samimiyeti silikleştiriyor. Rekabetin öncelendiği bir sistemde, vicdan arka plana atılıyor. Oysa gerçek mükemmellik: Ahilik Ahlakı ile vicdanın merkezine dönüşle mümkündür. Ahilik; İslam’ın vicdan temelli iş ve yaşam ahlakını sistemleştiren bir kültürel mirastır.
Üretimin merkezine ahlakı, toplumsal ilişkilerin merkezine dayanışmayı yerleştirir.

Ahî, sadece mal satan değil; güven ve merhamet yayan insandır. Fütüvvet ilkeleri: Dürüstlük, Sabır, Tevazu ve Cömertlik. Peygamberlerin Öğütleriyle Mükemmeliyetin Yeniden Tanımı: Hz. Muhammed (s.a.v.): “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” paylaşımda gerçek zenginlik, Hz. Davud: El emeğiyle geçinen bir peygamber üretimde saygı ve sadelik, Hz. Yusuf: Zorlukta bile dürüst ve sabırlı karakterde mükemmellik, Her peygamberin öğüdü, bugünün insanına farklı bir ışık tutar. Kardeşlik

Temelli Toplum İnşası

Ahilik anlayışı bireyciliğin yerine cemiyeti; rekabetin yerine paylaşımı koyar.

“Ben” değil; “biz” kültürü yeniden canlanır. Bugünün yaralı ruhları, dijital izolasyon yerine gönül temelli temas arıyor. Ahlakın ekonomisi bir davettir: Birlikte erdemli yaşama, kusurlarıyla güzel olan insana yönelip; yarasına vicdanla dokunma çağrısıdır. Asr-ı Saadet: Ruhun Ekonomisi; Bu dönem; maddi imkânların kıt ama ruhların zengin olduğu bir çağdı. Bugün bilgi, teknoloji ve konfor bolluğunda yaşarken; en temel duygulara ulaşmakta zorlanıyoruz. Asr-ı Saadet’in Huzur Kaynakları: Tevhid inancı: Tam teslimiyet(kalplerde sarsılmaz huzur), Sade yaşam: Kanaat, paylaşım(hayat tarzı), Güven toplumu: Emanet gözüyle bakmak(güven duygusu), Ahlaki rehberlik: Peygamber örnekliği(adalet ve merhamet), İman heyecanı: Allah rızası(yaşamın anlamı). Bugünün Bolluğunda Eksik Olan Ne?; Manevi boşluk: İnanç zayıfladıkça(tatmin yerine kaygı), Bireyselleşme: “Ben” kültürü (“biz” anlayışını gölgeleme). Tüketim baskısı(Sürekli daha fazlasını isteme), Güvensizlik: Komşuya, topluma ve kendine olan güvenin azalması, Ahlaki erozyon: Vicdan yerine çıkar; merhamet yerine rekabet Çözüm: Ahlakın

Ekonomisini Diriltmek

Asr-ı Saadet, bir zaman değil; bir ruh hâlidir. Bu ruhu yeniden diriltmek için: Vicdanı merkeze almak en büyük erdemdir.

Sahip Olduğumuz

Eksik Olan

Teknoloji

Tevazu ve şükür

Bilgi bolluğu

Hikmet ve irfan

Konfor

Kanaat ve sabır

Sosyal ağlar

Gerçek dostluk ve güven

Tüketim imkânı

Paylaşım ve merhamet

Eğlence araçları

Derinlik ve anlam

Uzmanlık belgeleri

Liyakat ve hizmet ruhu

Hızlı eğitim imkânları

Karakter inşası ve gönül terbiyesi

Yüksek maaşlar

Adalet ve sadakat

Şöhret ve görünürlük

Mahviyet ve zarafet

Etiketli diplomalar

Usta–çırak terbiyesi

Donanımlı hastaneler

Hekimlik sanatı ve şefkatli yaklaşım

Doktorlar

Hekimlik ahlakı ve sabırla teşhis

Teknisyenler

Gönüllü öğreticiler

Akademik kadrolar

Gerçek münevver ve kültür taşıyıcılığı

Eğitim araçları ve sistemleri

Öğretmenlik ruhu ve rehberlik

Yapay zekâ

Vicdanlı algoritmalar

Veri analizi

Hikmet temelli karar yetisi

Politik mekanizmalar

Vizyon ve hizmet sadakati

Küresel markalar

Yerli değerler ve üretim ruhu

Bu çarpıcı karşılaştırmalar bize şunu hatırlatıyor: sahip olmak yetmiyor.
İnsan, anlamla derinleştiğinde; üretim gönülle yapılmaya başlandığında, teknoloji hizmete dönüştüğünde kalkınma gerçek manasını bulur. Ahilik burada sadece nostaljik bir kültür değil; bu eksiklikleri gideren bir ahlak sistemidir. Ahî; bilgiyi irfana, üretimi ibadete, kazancı paylaşım kültürüne dönüştüren kişidir. Onun gözünde refah sadece rakam değil; adalettir, şefkattir, kanaattir. Kapitalizmin bolluğunda eksilen insani değerleri yeniden tesis etmek için, Ahilik ilkeleriyle yoğrulmuş bir kalkınma vizyonuna ihtiyacımız var. Çünkü bir toplumun yükselişi yalnızca sahip olduklarıyla değil; koruduğu, paylaştığı ve yaşattığı değerlerle mümkündür.

Bir Çağrı: Ruhun Mükemmelliğine Dönüş; Bugün dünya, kusursuzluğu maddede ararken; biz kusurlarıyla güzel olan insanı arıyoruz. Çünkü gerçek mükemmellik, vicdanın merhametinde saklıdır. Bu çağrıyı bir yaşam biçimine dönüştürmek için: Erdemli yaşayalım: Ahlakı merkeze alalım, Ahlakla üretelim: Helal kazancı yüceltelim, Kardeşçe paylaşalım: Bolluğu değil; gönül zenginliğini çoğaltalım. Bilimle ahlakı, akılla vicdanı, üretimle erdemi buluşturmak gerekir. Ahilik gibi bir değer sisteminin sadece Anadolu’nun değil; insanlığın ortak vicdanına seslenmesi, elbette büyük bilim insanlarının da dikkatini çekmiştir. Doğrudan “Ahilik” kavramına dair görüş bildiren bilim insanı sayısı sınırlı olsa da, Ahilik ilkeleriyle örtüşen düşünceler birçok büyük bilim insanının sözlerinde ve yaşamında açıkça görülür:

Bilim İnsanı

Sözü

Yorumu

Fârâbî

“Erdemli şehir, ahlakla yönetilen şehirdir.”

Üretim ahlaksızsa, toplum huzursuz olur.

İbn Sina

“Bilgi, ahlakla birleştiğinde hikmete dönüşür.”

Bilimsel üretim, vicdanla yoğrulmalı.

Ahi Evran

“Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış.”

Üretim, sadece maddi değil; manevi bir sorumluluktur.

Karl Popper

“Bilim eleştiriye açık olmalı.”

İslam dünyası, kendi üretim sistemini sorgulamalı.

Sandra Harding

“Bilim, toplumsal adaletle birlikte düşünülmelidir.”

Ahilik, üretimi adaletle buluşturur.

Eğitimde Ahlak Temelli Meslek Bilinci; Okullarda sadece teknik bilgi değil; vicdanlı üretim öğretilmeli. Usta–çırak ilişkisi modernize edilerek ahlaklı girişimcilik teşvik edilmeli. Üretimde Paylaşım Kültürü, Kâr odaklı değil; toplumsal fayda odaklı üretim modelleri geliştirilmeli. Kooperatifler, vakıflar ve sosyal girişimler Ahilik ruhuyla yeniden yapılandırılmalı. Yöneticilerde Erdemli Liderlik, Fârâbî’nin “filozof yönetici” anlayışıyla bilge ve vicdanlı liderler yetiştirilmeli. Kamu politikaları sadece büyümeyi değil; adaleti ve huzuru hedeflemeli. Bilim ve Teknolojide Vicdanlı Yönelim; AR-GE yatırımları sadece rekabet için değil; insanlık için yapılmalı. Üniversiteler, Ahilik ilkeleriyle donatılmış bilimsel etik dersleri sunmalı. Toplumda Gönül Hareketi; Ahilik sadece bir sistem değil; bir ruh hâli olarak anlatılmalı, Medya, sanat ve edebiyat yoluyla Ahilik değerleri genç kuşaklara aktarılmalı, Çağın Kalbine Ahîlikle Dokunmak İçin; Uluslararası Ahî Dönüşüm Kurulu; Her sektörden etik uzmanları, dijital mimarlar, ilahiyatçılar ve girişimciler bir araya gelerek ortak medeniyet kodları oluşturmalı. Ahî Sertifikasyon Sistemi; Üretimden medyaya, eğitimden yapay zekâya kadar her alanda vicdan ve erdem standardı belirlenmeli. Ahî Gönüllüleri Hareketi; Gençlik merkezleri, üniversiteler ve dijital platformlarda ahlak temelli gönüllü projeler başlatılmalı. Ahî Dijital Anayasası; Yapay zekâ ve medya şirketlerinin uyacağı vicdan temelli bir dijital protokol geliştirilerek BM veya İİT gibi yapılar aracılığıyla dünyaya önerilmeli. Ahî İşbirliği İttifakı (Aİİ); İslam ülkeleri; üretim, teknoloji, medya ve eğitim politikalarında ahlaki uyumlu ortaklıklar kurmalı.

Prof. Dr. Hakkı Çiftçi

* Prof. Dr. Hakkı Çiftçi : “Bir Medeniyet Alternatifi Paylaşanlar Çağı Kapitalizmin Ötesi, Erdemle Kalkınmak”, Akademisyen Yayınevi

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakkı Çiftçi Arşivi