ANALİZ- Yapay zeka çağının yükselen trendi: Tekno-politika

ANALİZ- Yapay zeka çağının yükselen trendi: Tekno-politika
Yeni çalışmalar yapay zeka çağında uluslararası ilişkilerden güvenlik tartışmalarına, kamusal söylemden jeopolitik hakimiyet planlarına kadar siyasal konuları tekno-politik açıdan okumanın zorunluluğunu vurguluyor.

İstanbul

Anadolu Ajansı Muhabiri Büşra Begçecanlı ve Polis Akademisi'nden Dr. Alp Cenk Arslan, yapay zeka çağında ortaya çıkan tekno-politika kavramını ve bu kavram üzerinden ülkelerin yapay zeka alanında yürüttüğü stratejileri AA Analiz için kaleme aldı.

***

Yapay zeka çağında Silikon Vadisi’nin teknoloji devleri ve devletler arasındaki temaslar hız kesmiyor. Bu durum yapay zeka çağına özgü yeni bir kavram olan tekno-politikayı karşımıza çıkarıyor. Tekno-politika teknoloji alanındaki aktörler ve siyasal karar alma yapıları arasındaki ilişkilere odaklanıyor. Bu kavram ayrıca siyasal süreçlerin teknoloji alanı tarafından giderek daha fazla etki altına alındığının altını çiziyor. Yeni çalışmalar yapay zeka çağında uluslararası ilişkilerden güvenlik tartışmalarına, kamusal söylemden jeopolitik hakimiyet planlarına kadar siyasal konuları tekno-politik açıdan okumanın zorunluluğunu vurguluyor. Bu yaklaşıma göre, teknoloji devlerinin devlet liderleriyle buluşmaları teknolojik gelişmelerin tartışıldığı toplantılar olmanın ötesinde küresel güç dengelerinin yeniden tanımlandığı stratejik görüşmelerdir.

2023 tekno-politika açısından nasıl geçti?

Geçtiğimiz yılı siyasette yapay zeka için kesin bir atılım yılı olarak ilan etmek için erken olsa da 2023'ün önemli etkileşimlerin ve potansiyel dönüm noktalarının yaşandığı bir yıl olduğu inkar edilemez. 2023'te ve 2024’ün ilk yarısında tekno-politika en keskin yüzünü göstermeye başladı.

Her şeyden önce Silikon Vadisi ve devletler arası ilişkilerde 2023 bir entrika ve vaatler yılıydı. 2023 yapay zekanın siyaset sahnesinde artan etkisinin canlı bir resmini çizdi. 2023'te demokratik seçimleri etkileme ihtimalinden politika kararlarını şekillendirmeye kadar yapay zekanın etkisi hem heyecan hem de endişe yarattı. Bu yıl sadece varlığı değil, yarattığı potansiyel kırılma noktalarıyla da öne çıktı. Yapay zekanın benzeri görülmeyen bir verimlilik ve bilinçli yönetişim çağını başlatıp başlatamayacağı ve mevcut eşitsizlikleri daha da kötüleştirip manipülasyonu körükleyip körükleyemeyeceği 2023'te tartışılan konular arasındaydı.

Yapay zeka güdümlü bir siyasi devrimin fısıltıları 2023 boyunca yankılandı. Kayda değer bir örnek de yapay zeka destekli algoritmalar seçmen katılımını şaşırtıcı bir doğrulukla tahmin ederek potansiyel manipülasyonla ilgili soruları gündeme getirdi. Uzun süredir ilk defa siyasal kurumların yapay zekayla daha kalıcı ve istikrarlı ilişkiler geliştirmesi gündemin üst sıralarındaydı. Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) Çin’e, Birleşmiş Milletler’den (BM) Avrupa Birliği’ne (AB) kadar birçok devlet ve uluslararası örgüt yapay zekayı regüle etmeyi konuşmaya ve bu alanda hukuki adımlar atmaya başladı. Bu aynı zamanda yapay zeka jeopolitiğine dair yaklaşan muhtemel gelişmelerin de habercisi gibiydi.

ABD’de Başkan Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris yönetimi mayısta Amerikan halkının hak ve güvenliğini korumak adına "sorumlu yapay zeka" taahhüdünde bulunurken ekimin son günlerinde Başkan Biden yapay zekanın geliştirilmesi ve kullanımında güvenlik ve güvenilirliği önceleyen bir Başkanlık Kararnamesi imzaladı. Beyaz Saray aynı zamanda Yapay Zeka Haklar Bildirgesi Taslağı’nı yayınlayarak bu konuda bir ilke imza attı. ABD’nin bu adımları yapay zeka için küresel standartların belirlenmesinde liderlik arzusunu yansıttı. Zira, ABD bu insan-merkezli yapay zeka söylemleriyle küresel normlar oluşturmayı amaçlıyordu.

Yapay zeka jeopolitiği 2023'te nasıl seyretti?

2023 aynı zamanda ülkeler arası teknolojik rekabeti ve bununla bağlantılı olarak da bu ülkelerin ulusal güvenlik kaygılarını öne çıkardı. ABD ve Çin yapay zeka araştırma ve geliştirmesine (AR-GE) yatırımlarını agresif bir şekilde artırdı. Her iki ülke de yapay zekayı ulusal güvenliğinin önemli bir unsuru olarak gördü. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon yaz aylarında yapay zekanın adaptasyonuna yönelik bir strateji belgesi yayınlarken, Çin Siberuzay İdaresi ise üretken yapay zeka hizmetlerinde standartları belirleyen bir niyet beyanında bulundu. Çin, ABD’nin özel sektör ortaklığına dayalı stratejik tasavvurunun aksine ideolojik bölünmeleri yansıtan devlet merkezli bir yaklaşım benimsedi.

ABD başta olmak üzere çoğu ülkenin askeri ve istihbarat kurumları da yapay zekayı en hızlı kullanan birimler olmak için yarışıyor. ABD Ordusu Araştırma Laboratuvarı, askeri bir video oyunu bağlamında OpenAI teknolojisinin savaş planlamasını iyileştirip iyileştiremeyeceğini araştırıyor. ABD, savaş alanı görüntülerini analiz etmek ve hatta hava saldırıları için hedefleri belirlemek için yapay zeka teknolojilerini kullanmaya başladı. Bu bağlamda, ABD Ordusu araştırmacıları böyle bir yapay zeka sohbet robotunun bir savaş oyunu simülasyonunda ne kadar iyi performans gösterebileceğini inceledi. ABD Savunma Bakanlığı'nın yapay zeka görev gücü, Palantir ve Scale AI gibi teknoloji şirketleriyle çalışıyor ve üretken yapay zeka için 180 olası askeri kullanım durumu planı çıkarıldı. Ayrıca, Microsoft’un ABD istihbarat kurumları için internetten tamamen bağımsız bir yapay zeka modeli geliştirdiği ortaya çıktı. Son 18 ayını sistem üzerinde çalışarak geçiren şirket, istihbarat kurumlarının gizli bilgileri analiz etmek için bu teknolojiyi güvenle kullanabileceğini açıkladı.

Öte yandan, Avrupa kanadı da küresel yapay zeka jeopolitiğinde yer edinmek üzere adımlar attı. Birleşik Krallık yapay zekanın sağlık ve bilim alanında kullanılması için 100 milyon sterlinlik bir fon yaratırken Fransa yapay zeka sektörüne 500 milyon avro destek taahhüdünde bulundu. AB tarafında ise Almanya, Fransa ve İtalya yapay zeka regülasyonları üzerine bir anlaşma sağladı.

Şüphesiz 2023’ün tekno-politik açıdan en öne çıkan gelişmelerinden birisi de Avrupa Birliği’nin etik yapay zeka için küresel kriterler oluşturmayı hedefleyen ''yapay zeka yasası'' girişimiydi. AB, yapay zeka yasasını 13 Mart 2024’te onayladı. Avrupa Parlamentosu (AP), 523 evet oyuna karşılık 46 hayır ve 49 çekimser oyla ChatGPT başta olmak üzere yapay zeka modellerini kontrol etmek, yönetmek ve gelişmeleri sınırlandırabilmeyi amaçlıyor. Ayrıca, AB'de bir bireyin ırkını, dinini veya cinsel yönelimini çıkarmak için biyometrik bilgileri kullanan sistemler için yapay zekayı kullanma konusunda katı yasaklar belirlendi. Bu konuda hükümler ise aşamalar halinde; yasanın yürürlüğe girmesinden 6 ay sonra yasaklanan sistemler için, 1 yıl sonra genel amaçlı yapay zeka araçları için, 2 yıl sonra ise yüksek riskli yapay zeka araçları için devreye girecek.

Özel sektör ve devletler işbirliği halinde

2023'te özel sektör devleri dünya liderleriyle pek çok zirve düzenledi. Elon Musk bazılarıyla birden fazla kez olmak üzere Türkiye, Çin, İsrail, İtalya ve Birleşik Krallık'ın liderleriyle görüştü. Bu görüşmeler tekno-politik bir hüviyet taşıyordu. Zira, bu buluşmalar teknoloji devleri ve devletler arasındaki üst düzey temasları temsil etmesi bakımından kritikti.

Diğer yandan ChatGPT’yle 2023’e damga vuran Open AI şirketinin CEO’su Sam Altman da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak’ın yanı sıra İsrail, İspanya, Hindistan ve Almanya liderleriyle buluşmalar gerçekleştirdi. Aynı zamanda, Altman 2023 Haziran'da Körfez ülkelerine bir dizi konuşma gerçekleştirmek üzere ziyaretler gerçekleştirdi. Körfez ülkeleri arasında Muhammed Bin Zayid Yapay Zeka Üniversitesi üzerinden yapay zeka araştırma ve yatırımlarına ağırlık veren Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve 2030 vizyonu çerçevesinde yapay zeka yatırımlarını ilerleten Suudi Arabistan bu yarışta kayda değer ülkeler olarak öne çıkıyor. Altman da Körfez’den çip yatırımları almak ve küresel çip üretim kapasitesini artıracak enerji projeleri için 7 trilyon dolar yatırım istedi. Körfez ülkeleri ve ABD karar alıcıları arasında mekik dokuyan Altman, önemli bir tekno-politik figür haline geldi. Buna paralel olarak ABD hükümeti, Suudi Arabistan ve BAE de dahil olmak üzere üçüncü ülkelerdeki şirketlerin çip ihtiyaçlarını, Amerikalı yapay zeka çip üreticisi Nvidia’dan satın almaları ve Çin ile ilişkileri kesmeleri şartıyla şirketlere lisans kolaylığı getirdi.

Teknoloji devleriyle devlet liderleri arasındaki bu tarz ilişkiler, tekno-politik dinamiklerin şekillendirilmesinde kritik bir rol oynuyor. Bu stratejik görüşmeler, hem ulusal güvenlik ve ekonomik büyüme için önemli ipuçları sunarken, küresel işbirliğini ve rekabeti de yeniden tanımlıyor.

[Büşra Begçecanlı, Anadolu Ajansı Muhabiridir. Dr. Alp Cenk Arslan, Polis Akademisi'nde Araştırma Görevlisidir.]

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.