Dr. Sercan Çalışkan: Kerkük-Ceyhan Boru Hattı: Irak enerji ilişkilerinde yeni stratejik çerçeve

Dr. Sercan Çalışkan: Kerkük-Ceyhan Boru Hattı: Irak enerji ilişkilerinde yeni stratejik çerçeve
Irak ve Türkiye arasındaki anlaşmaların olumlu sonuçlanması ve kapsam ile nitelik bakımından genişletilmiş bir mutabakatla enerji akışının yeniden başlaması, kısa vadeli bir teknik uzlaşmanın ötesinde, uzun vadeli stratejik anlamlar taşıyacaktır.

Türkiye, 21 Temmuz 2025 tarihinde yayımlanan ve 10113 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 1973’te imzalanan ve 1975’te yürürlüğe giren Kerkük-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması'ndan tek taraflı olarak çekilme kararı aldığını duyurdu. Buna göre, söz konusu anlaşmanın geçerliliği 27 Temmuz 2026 tarihinde sona erecek. Yarım asırdır Irak tarafı ile çeşitli ek protokoller, mutabakatlar ve anlaşmalar ile genişletilen bu anlaşma iki ülke arasındaki ilişkilerin enerji temelli kısmını oluşturdu.

Ancak bugün gelinen noktada, Türkiye ve Irak arasındaki ilişkiler 50 yıl öncesine göre çok katmanlı bir hal alarak daha büyük potansiyeller taşıyan bir noktaya geldi. Diğer yandan mevcut anlaşma, 2003 sonrası Bağdat merkezi hükümet ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasındaki enerji kaynaklarının kontrolü ve gelirlerinin paylaşımı noktasında yaşanan anlaşmazlıklardan etkilenen niteliğinden de arındırılması gerekiyor. Dolayısıyla daha geniş kapsamlı, iki ülkenin işbirliği potansiyelini en iyi şekilde ortaya çıkarabilecek ve hukuki anlamda Irak tarafı ile daha sağlam temellere dayanan yeni bir anlaşmayla ikili ilişkilerin daha da kuvvetlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Kalkınma Yolu, enerji hatları ve stratejik gelecek

Türkiye ile Irak arasında son yıllarda giderek belirginleşen yeni bir ilişki dinamiği dikkat çekmektedir. Karşılıklı siyasi iradenin ortaya konulmasıyla somutlaşan bu süreç, daha geniş kapsamlı ve yüksek potansiyelli bir işbirliği dönemine evrilmiştir. Bu dönüşüm, inşası büyük ölçüde tamamlanan Fav Limanı ve Basra’dan Türkiye’ye uzanacak Kalkınma Yolu Projesi ile doğrudan bağlantılıdır. Kara ve demir yolu hatlarıyla 1300 kilometre uzunluğunda planlanan Kalkınma Yolu yalnızca Irak ve Türkiye için değil, bölge ülkelerinin tamamı için yeni ekonomik fırsatlar ve enerji koridorları anlamına gelmektedir. Bununla birlikte, proje yalnızca kara ve demir yolu hattı ile sınırlı değildir; Basra’dan Silopi’ye uzanacak yeni petrol ve doğal gaz boru hatları da planlanmaktadır. Dolayısıyla imzalanacak yeni anlaşmayla Irak'tan Türkiye’ye taşınacak petrol miktarının, geçmişte Kerkük-Ceyhan Boru Hattı üzerinden sağlanan hacmin çok daha üzerinde olması öngörülmektedir.

Türkiye ve Irak arasındaki enerji işbirliklerinin sunduğu potansiyeller doğrultusunda, yarım asırdır yürürlükte olan mevcut anlaşmanın yerine çok daha kapsamlı bir anlaşmanın hazırlıkları yapılmaktadır. Bu bağlamda Türkiye, 21 Temmuz 2025 tarihinde Irak Petrol Bakanlığına yeni bir enerji anlaşması taslağı ileterek resmi görüşmeleri başlatmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Kerkük-Ceyhan Boru Hattı'nın günlük 1,5 milyon varil taşıma kapasitesine sahip olduğunu ancak bugüne kadar bu seviyeye hiçbir zaman ulaşılamadığını hatırlatarak yeni anlaşmada bu kapasiteyi tam anlamıyla kullanabilecek bir mekanizmanın bulunması gerektiğinin altını çizmiştir. Bu doğrultuda, Irak'ın petrol ihracatında daha modernize altyapılara kavuşması ve ihracatın daha yüksek hacimlerde gerçekleşmesi hedeflenmektedir. Türkiye ile geliştirilecek geniş kapsamlı bir enerji anlaşması ise bu hedefi mümkün kılacak en önemli araç olarak öne çıkmaktadır. Bu denklemde Türkiye'nin de bölgede enerji geçiş ülkesi konumunu güçlendirmesi beklenmektedir.

Bu gelişmeler ışığında, Irak’tan Türkiye’ye yönelik petrol akışı mevcut durumda, geçmiş dönem anlaşmalarıyla ve hukuksal anlamda sorun yaratmaya müsait hükümlerle sürdürülebilir görünmemekteydi.

2010 yılında 15 yıllığına uzatılan mevcut anlaşmanın bu yıl itibarıyla sona ermiş olması ve bir yıl uzatmayla 2026 itibarıyla tamamen geçerliliğini yitirecek olması yalnızca petrol taşımacılığına odaklanmayan aynı zamanda hukuki düzlemde taraflar arasında yeni ihtilaflar doğurmayacak daha esnek ve daha kapsamlı bir anlaşmanın gündeme alınmasına zemin hazırlamaktadır.

Liderler düzeyinde güven diplomasisi

Türkiye ve Irak arasındaki enerji işbirliğini artıran en belirleyici unsurlardan biri iki ülke arasında liderler düzeyinde yürütülen yoğun diplomatik temasların sağlıklı ve kesintisiz şekilde devam etmiş olmasıdır. Özellikle diplomasi ve güvenlik alanında kurumsal aktörlerin yanı sıra devlet başkanları düzeyinde sürdürülen güçlü iletişim kanalları, karşılıklı güven inşa eden bir istikrar zemini oluşturdu. Bu noktada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak’ı ziyareti sonrasında başta Kalkınma Yolu olmak üzere ikili ilişkilerin temel dinamiklerinde hızlı bir ivmelenme görüldü. Diğer yandan Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin Türkiye ile ilişkilerde karşılıklı işbirliğine verdiği önem, Ankara ve Bağdat arasındaki uyumu sağlam temeller üzerinde güçlendirmiştir. Bu durum, enerji alanında çok yönlü işbirliklerinin önünü açarak kapsamı ve niteliği itibarıyla yeniden tasarlanması kaçınılmaz olan yeni bir enerji anlaşmasını adeta zorunlu kılmıştır.

Anlaşmaların olumlu sonuçlanması ve kapsam ile nitelik bakımından genişletilmiş bir mutabakatla enerji akışının yeniden başlaması, yalnızca kısa vadeli bir teknik uzlaşmanın ötesinde, uzun vadeli stratejik anlamlar taşıyacaktır. Elbette 2023 öncesindeki taşıma hacimleri göz önünde bulundurulduğunda, Kerkük’ten Ceyhan’a sevk edilen petrol miktarının küresel piyasalarda belirleyici bir rol oynamadığı açıktır. Ancak yeni bir anlaşma sonrası kesintisiz ve güvenli bir enerji akışının sağlanması özellikle bölgesel çatışmalar ve güvenlik risklerinin gölgesinde, Türkiye ve Irak’ın birlikte istikrarlı bir zemin inşa etme kapasitesini ortaya koyması açısından kayda değer olacaktır.

Bu durum, yalnızca iki ülke açısından değil, bölgedeki diğer aktörler için de cazip ve örnek alınabilir bir fırsat ortamı yaratma potansiyeline sahiptir. Öte yandan inşa süreci başarıyla tamamlanır ve işlevselliği sürdürülebilir şekilde sağlanabilirse Kalkınma Yolu Projesi yalnızca petrol değil, daha geniş bir enerji yelpazesinde çeşitlilik sunarak yeni taşıma kapasiteleri ve ekonomik fırsatlara kapı aralayacaktır. Bu çerçevede, iki ülke arasında oluşturulacak yeni enerji anlaşmasının da bu çok boyutlu stratejik fırsatlar dikkate alınarak yapılandırılması beklenebilir.

[Dr. Sercan Çalışkan, ORSAM Irak Çalışmaları Araştırmacısı. Doktora eğitimini Polis Akademisinde tamamlamıştır. 2019'dan bu yana Irak'ın birçok vilayetinde saha araştırmaları yürüten Çalışkan; 2021 Irak Parlamento Seçimleri ve 2023 Irak Vilayet Meclisi Seçimleri'nde uluslararası gözlemci olarak görev yapmıştır. Uzmanlık alanları, 2003 sonrası Irak güvenlik bürokrasisinin inşası ve dönüşümü, Irak'taki güvenlik sorunları ve bu sorunların bölgesel etkileri ile etnik ve mezhebi yapının toplumsal ve siyasal yansımalarıdır.]

Kaynak:AA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.