Ömer Özkızılcık: Suriye'de Parlamento seçimleri yapıldı: Sonuçlar ne söylüyor?
İstanbul
Ümran Stratejik Araştırmalar Merkezi Türkçe Araştırmaları Direktörü Ömer Özkızılcık, Suriye’de gerçekleştirilen Parlamento seçimlerinin perde arkasını AA Analiz için kaleme aldı.
***
Esed rejiminin devrilmesinin ardından Suriye'de ilk defa özgür bir seçim gerçekleştirildi. Seçim, Türkiye’de olduğu gibi doğrudan geniş kitlelerin katılımıyla gerçekleşmedi ve halk delegeleri üzerinden dolaylı yapıldı. Yapılan bu seçimde, Suriye’nin yeni anayasasını hazırlayacak ve Suriye’nin siyasi kaderini belirleyecek 210 kişilik meclisin 127 vekili seçildi. Meclisin geri kalan 3’te biri ise Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara tarafından atanacak. Ayrıca Süveyda ve Fırat’ın doğusunun Suriye hükümeti kontrolünde olmaması sebebiyle, o bölgelerde seçimler yapılamadı ve belirsiz bir ileri tarihe ertelendi. Bu bölgelerin 13 vekilinin sandalyeleri ise boş kalacak.
Suriye’de seçimler neden dolaylı yapılmak zorundaydı?
Suriye’deki meclis seçimlerini doğru anlamak için önce Suriye’deki mevcut fiili durumu iyi anlamak gerekiyor. Neredeyse 14 yıllık bir savaşın ardından, Suriye’de ciddi sorunlar ve eksiklikler bulunuyor. Bu eksikliklerden birisi de nüfus kayıtlarının olmaması, eksik olması veya yanlış olmasıdır. Suriye’de yaşayan insanların birçoğunun kimliği, pasaportu veya nüfus kaydı bulunmuyor, nüfus kaydı bulunanların da bilgileri doğru olmama riski taşıyor. Nitekim rüşvetle iş yapan Esed rejimi, kayıtlarda doğru bilgiye dikkat etmiyordu. Birçok Suriyeli aile, akrabalarının devrime katılması sebebiyle yanlış bilgilerle nüfus kayıt işlemleri yapıyordu.
Buna ilaveten Suriye’nin İdlib bölgesinde yaşayan insanların kimlikleri ve nüfus kayıtlarıyla, rejim bölgesinde yaşayan insanların kimlikleri ve nüfus kayıt sistemleri hala tam manasıyla sisteme entegre edilemedi. Buna ek olarak, Fırat Kalkanı Harekatı (FKH), Zeytin Dalı harekatı (ZDH) ve Barış Pınarı Harekatı (BPH) bölgelerinde yaşayan insanların kimlikleri yapısal olarak Suriye kimlik sistemine uygun değil. Bu kimlikler zamanında tasarlanırken, Türk sistemine uyumlu şekilde hazırlandığı için uyumsuzluk yaşanıyor.
Ayrıca Şam, SDG/YPG terör örgütünün kontrol ettiği bölgelerdeki kimlik ve nüfus kayıt sistemine erişemiyor. Tüm bu sorunlara ek olarak, Lübnan, Ürdün, Türkiye ve Avrupa’da olan Suriyeli mülteciler ve sığınmacıların kayıtları da Şam’da bulunmuyor. Bunlara ek olarak, Türkiye ve Avrupa’nın aksine, Lübnan ve Ürdün’ün devlet olarak kayıt sistemlerin ciddi eksiklikleri var ve birçok Suriyeli sistemde kayıtlı değil. Suriye’de yaşayan insanların ikamet bilgileri ve seçim sandık kayıtlarından ise bahsetmeye bile gerek yok. Birleşmiş Milletler'e (BM) göre Esed devrildiğinden beri 3 milyonun üzerinde insan evlerine geri döndü, ama kim nereye döndüğü konusunda bir bilgi yok. Seçimlerin diğer bir vazgeçilmez unsuru da siyasi faaliyetler ve siyasi partilerdir.
Esed döneminde yürürlükte olan siyasi partiler yasası, sadece Baas Partisi ile onunla iltisaklı tabela partilerinin faaliyet göstermesine olanak tanıyordu. Bu durum, ülkede fiili olarak tek parti sisteminin oluşmasına yol açtı. Yeni siyasi partilerin kurulabilmesi için mevcut yasanın değiştirilmesi, dolayısıyla yeni bir siyasi partiler yasasının çıkarılması gerekiyor. Ancak, bu yasayı çıkarabilecek bir meclis henüz oluşturulamadı. Dolayısıyla, düzenli ve çok partili seçimlerin yapılması henüz mümkün değil. Bu nedenle, dün de halk temsilcileri aracılığıyla dolaylı bir seçim sistemi tercih edildi.
Seçimler nasıl yapıldı?
Suriye Cumhurbaşkanı Şara bir Yüksek Seçim Komitesi (YSK) atadı. YSK, Suriye’nin 2011 nüfus sayım rakamlarını baz alarak, Suriye genelinde seçim bölgeleri oluşturdu. Akabinde YSK üyeleri her seçim bölgesi için en az 3 yerel komite üyesi atadı, Şam ve Halep gibi yüksek nüfuslu seçim bölgelerinde ise bu sayı altı veya dokuza çıktı.
Her üç yerel komite üyesi, YSK tarafından belirlenen 17 şeffaf kritere göre başvuran adaylar arasından, kendi seçim bölgesi için 150 delege seçti. Daha sonra, milletvekili adayları bu 150 delege arasından belirlendi. Pazar günü yapılan seçimlerde, her seçim bölgesinde ayrı ayrı oylama yapıldı ve milletvekili adayları arasından yeni geçici Suriye Meclisi üyeleri seçildi. Bu süreçte, seçim sürecini izlemek üzere bazı uluslararası diplomatik gözlemciler de görev yaptı.
Seçim sonuçları ne söylüyor?
Suriye’de düzenlenen bu seçimlere yönelik en büyük eleştiri Ahmed Şara’nın rolüne ilişkin oldu. Nitekim meclisin 3’te birini kendisi atarken, geriye kalan 3’te ikisinin seçilme süreci ise Şara tarafından atanan YSK aracılığıyla organize edilecekti. Daha ilk andan itibaren atanan YSK üyelerinin profili özgür seçimlerin olacağını işaret ediyordu. Nitekim YSK üyeleri hem çoğulcu hem de katılımcı bir profil çiziyor hem de YSK üyeleri arasında Bedir Camus ve Enes Abde gibi Ahmed Şara ile farklı siyasi kamplarda bulunan kişiler çoğunluğu oluşturuyordu.
Yapılan seçim sonuçlarına bakıldığında ise çok bariz bir durum öne çıktı. Esed’in devrilmesinden önce Heyet Tahrir Şam (HTŞ) saflarında bulunan figürlerin meclis içerisinde görece küçük bir azınlık olduğu görüldü. Seçim sonuçlarında ise öne çıkan isimler eskiden ‘ılımlı muhalefet’ olarak isimlendiren kişiler ve sivil toplum üyeleri oldu.
Seçim sonuçlarına yakından bakıldığında, zamanında HTŞ tarafından hapse atılan Mazen Gazal gibi bir figürün İdlib’teki Taftanaz gibi bir bölgeden seçilmesi dikkat çekiyor. Nitekim HTŞ’nin güçlü olduğu bir bölgede dahi böyle bir figürün seçilebilmesi, seçim süreçlerin atmosferine dair ciddi ipuçları taşıyor.
Yine benzer bir şekilde Humus’taki seçim bölgesinde seçilen altı milletvekilinden birisinin Kenan Nahhas olması dikkat çekiyor. Nitekim Kenan Nahhas özellikle 2017-2021 yılları arasında belki de Ahmed Şara’nın en büyük rakibi konumundaydı.
Seçim süreçlerin özgür ve serbest bir ortamda gerçekleştiğine dair diğer bir emare ise Adnan el Musalama’nın Dera bölgesinden seçilmiş olmasıdır. Musalama, Rusya ile Dera’daki Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), grupları arasındaki ‘uzlaşı anlaşmalarını’ müzakere eden heyetin önde gelen figürlerindendi ve devrime ihanet etmiş kişiler arasında sayılmaktaydı. Beşar Esed’in memleketi Kardaha’dan ise Fayız Osman seçildi. Osman rejim döneminde Esed rejimi saflarında görev almış, fakat sonrasında Nusayriler arasında Esed rejimine muhalif bir siyasi oluşum kurmuştu.
Türkmenler ve Kürtler
Türkiye için seçim sonuçlarında dikkati çekici diğer bir unsur ise etnik bağların Suriye’ye uzandığı Türkmenlerin ve Kürtlerin meclisteki temsilidir. Bu bağlamda Suriyeli Kürtlerin yoğun yaşadığı dört bölgenin üçü SDG/YPG’nin kontrol ettiği bölgelerde kalmaktadır. Afrin hariç diğer üç bölge seçim sürecine dahil olmamıştır. Ancak Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Halep’in Afrin bölgesinden seçilen üç milletvekili adayın üçü de Kürtlerden seçilmiştir.
Seçilen vekiller Muhammed Sido, Rankin Abdo ve Şeyh Said Zade olmuştur. Söz konusu bu üç ismin ortak özelliği Suriye Kürt Ulusal Konseyi'ne (ENKS) yakın olmalarıdır. Birde Halep’in Safire bölgesinden Ömer Hamdo Garibo meclise seçilmiştir. Bu ismin bağımsız bir figür olduğu ifade edilmektedir. Seçimlerde, PKK’nın Suriye kolu PYD ile iltisaklı olan hiç kimse seçilmemiştir.
Suriyeli Türkmenlerden ise Halep’in kuzeyindeki El Bab’tan Suriye Türkmen Dernekler Federasyonu Başkanı Tarık Sülo Cevizci, Lazkiye seçim bölgesinde ise Türkmen Dağı’nda savaşmış ve İslam Dağı Taburu grubunun kurucusu Türkmen komutan Samir Karaali milletvekili olmuştur.
Son olarak, Halep’teki seçim bölgesinde en çok oyu alanlar sıralamasında ikinci olan Türkmen Mehid İsa milletvekilliği kazanan isimlerden olmuştur. Halep üzerinden meclise giren Mustafa Mahmud’un da Türkmen olduğu aktarılmaktadır. Ayrıca Humus bölgesinde Türkmen Muhammed Velid Bekir'in de milletvekilliğini kazanan isimlerden biri olması dikkat çekicidir.
[Ömer Özkızılcık, Ümran Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkçe Araştırmaları Direktörüdür.]
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.
Kaynak:AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.