Prof. Dr. Muharrem Ekşi: Ukrayna’nın Rusya’ya İHA saldırısı, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda yeni aşama mı?
İstanbul
Kırklareli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muharrem Ekşi, Ukrayna'nın Rusya'daki stratejik hedeflere yönelik düzenlediği İHA saldırılarının diplomatik çıktılarını ve Türkiye'nin Rusya-Ukrayna ateşkes müzakerelerindeki rolünü AA Analiz için kaleme aldı.
***
Ukrayna’nın 1 Haziran 2025 tarihinde Rus topraklarına yönelik insansız hava aracı (İHA) saldırıları, basında büyük yankı uyandırdı. Çünkü Ukrayna’nın bu saldırıları hem zamanlama hem de kapsam ve kapasite bakımından dikkat çekici. Rus ve Ukraynalı heyetler arasında Türkiye arabuluculuğunda İstanbul’da gerçekleştirilecek görüşmelerden bir gün önce düzenlenen büyük çaptaki bu saldırılar zamanlama bakımından manidar.
???? Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
???? Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
???? Anlık gelişmeler için AA Canlı
Ateşkes ve barış görüşmeleri öncesi gerçekleştirilen bu İHA saldırıları, görüşmelerin başlamadan akim kalmasına da yol açacak nitelikte. Görüşmelerin gerçekleşmesini engelleyecek nitelikteki bu saldırılara rağmen 2 Haziran’da Rus ve Ukrayna heyetleri arasında başlayan görüşmeler, dostlar alışverişte görsün kabilinden düzenlenmekle birlikte tarafların kamuoylarına barış yanlısı görüntü verme algısına yol açıyor. Ayrıca tarafların saldırılar nedeniyle planlanan İstanbul görüşmelerine katılmalarında Türkiye’yi küstürmeme gayretini de eklemek gerek. Zira her iki taraf da Türkiye’nin savaş boyunca izlediği denge siyasetini ve barış çabalarındaki samimiyetini takdir etmenin sonucu olarak görüşmelere devam etme kararlılığını gösteriyorlar.
Basına yansıyan iddialara göre Ukrayna’nın yaklaşık 1,5 yıldır hazırlığını yaptığı ve 5-6 bin kilometre uzaklıktan Rus hava ve deniz üslerine yönelik saldırılarla 40’tan fazla uçak ve deniz filosuna zarar vermesi, başlı başına savaşta gerilimi tırmandırma ve Rusya’nın saldırılarına misilleme anlamı taşıyor. Ukrayna’nın tır ve kamyonlara yüklediği konteynırlar içindeki İHA'ları Rusya içlerine kadar sızdırabilmesi, stratejik hava ve deniz üslerine yönelik saldırıları, istihbarat ve askeri taktik bakımından dikkat çekici.
Gerilimi tırmandırma ve misilleme
Zaten Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başından itibaren ABD ve İngiltere başta olmak üzere Avrupalı devletlerin Ukrayna’ya sağladığı silah, mali ve istihbarat desteği kamuoyunda bilinen bir gerçeklik. ABD Başkanı Donald Trump’ın seçim öncesinde dile getirdiği "Savaşı bitireceğim" ve "Ben olsaydım bu savaş çıkmazdı" şeklindeki söylemler, iktidara geldikten sonra ABD’nin Ukrayna politikasını değiştirmesiyle savaşta bir kırılma yaşatmış ve başlangıçta taraflar arasında iyimser bir atmosferin oluşmasına da katkı sağlamıştı. Ancak Trump’ın Ukrayna hatta Avrupa’yı yalnız bırakacak düzeyde ve Rusya yanlısı söylemleri, Rusya’nın savaşı kazandığı izlenimini doğurmakla kalmamış, (Vladimir) Putin’in ateşkes ve barış görüşmelerinde maksimalist taleplerine ve saldırıları artırmasına da yol açmıştı.
Trump faktörü
Bunun üzerine Trump’ın Putin söylemlerinde değişim gözlemlendi hatta suçlayıcı demeçler basına yansımaya başladı. Trump’ın taraflar arasında bir an evvel barışın sağlanmasına yönelik söylemleri ve çabaları gerçekleşmeyip görüşmeler uzayınca, Ukrayna tarafından düzenlenen bu saldırılarda Trump’ın etkisi ve desteği akıllara geliyor. İngiltere ise Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başından itibaren Ukrayna’nın savaşa devam etmesi noktasında sürekli destekleyici hatta kışkırtıcı politikasını devam ettiriyor. Öyle ki 2022 yılındaki Türkiye görüşmelerinde ateşkes anlaşmasını Ukrayna heyetinin paraflamasına rağmen İngiltere’nin bu anlaşmayı engellediğine yönelik basın açıklaması, İngiltere’nin savaştaki pozisyonunu açıkça gösteriyor.
Dolayısıyla Ukrayna’nın Rusya içlerine kadar beklenmedik bu İHA saldırıları, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda yeni bir aşamaya işaret ediyor. Buna göre;
1- Bu saldırıların zamanlaması manidar. Zira İstanbul’daki ateşkes ve barış görüşmelerinden bir gün önce bu saldırıların düzenlenmesi, görüşmelerin formaliteden ibaret olduğu algısını ortaya çıkardı.
2- Bu saldırılar, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın hem cephede çatışmaların devam ederken hem de diplomasi masasının eş zamanlı sürdürüleceği yeni bir sürece işaret ediyor.
3- Bu saldırılar, Ukrayna’nın sadece masada el yükseltme, pozisyonunu güçlendirmeye yönelik hamlesinin çok ötesinde zira saldırıların kapasitesi çok yüksek düzeyde.
4- Bu saldırılar, Trump’ın Ukrayna’ya silah desteğini azaltması, Rusya yanlısı söylemleri ve Ukrayna hatta Avrupa’yı yalnız bırakma yaklaşımı sonucunda oluşan Rusya’nın savaşı kazandığına yönelik psikolojik üstünlüğüne de büyük darbe indirdi.
5- Bu saldırıların Rusya içlerine yönelik 5-6 bin kilometre uzaklıkta gerçekleşmesi, savaşın bugüne kadar ağırlıklı olarak Ukrayna topraklarıyla sınırlı kalmayıp bütün Rusya topraklarını da içereceğine işaret ediyor.
6- Basına yansıyan iddialara göre bu saldırılar sonucunda Rusya’nın 40’tan fazla uçak ve deniz filosuna kayıp ve zarar verdirilmesi, Rusya açısından büyük bir stratejik kayıp anlamına geliyor. Hatta Rusya’nın bu kayıpları, ABD’nin II. Dünya Savaşı'ndaki Pearl Harbor’ı ile ilintilendirilebilir.
7- Bu saldırılar sonrasında merak edilen ise Rusya’nın nasıl bir misilleme yapacağı ya da orantısız bir güç kullanımı olup olmayacağıdır. Eğer Ukrayna tarafının açıkladığı düzeyde Rusya’ya stratejik kayıp verdirildiyse Rusya’nın savaş boyunca zaten sürekli söylem düzeyinde dile getirdiği taktik nükleer silahların tekrar gündeme getirileceği düşünülebilir.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nda yeni aşama
Sonuç olarak Ukrayna’nın İHA saldırıları, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda yeni bir aşama ve kırılmaya işaret ediyor. Bu saldırılar gerilimi tırmandırma düzeyinde olmasına rağmen Türkiye faktörünün de savaşın ve görüşmelerin seyrinde oyun değiştirici nitelikte olduğunu hatırlatmakta fayda var. Zira taraflar, Türkiye’nin savaş boyunca istikrarlı bir şekilde sürdüğü denge politikasından gayet memnunlar ve bu durum tarafların Türkiye’ye olan güvenini açıklıyor. Bu nedenle Rusya-Ukrayna görüşmeleri ilk önce Türkiye’de başlamış ve daha sonra Trump’la birlikte başka ülke ve yerler söz konusu olsa da tekrar Türkiye’de devam etmesi kararı alınmıştır.
Türkiye faktörü: Denge siyasetinin taraflara güven vermesi
Bunda Türkiye’nin hem Batı hem de Rusya ile yakın stratejik ilişkileri ve taraflara güven aşılayan denge politikası etkili oldu. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın samimi barış yapıcı çabaları da her iki tarafın da görüşmeleri sürdürme kararlığında etkili. Öte yandan, bu saldırılar ve görüşmelerden elde edilen deneyimler, Türkiye’nin lider diplomasisine vurgu yapmasıyla görüşmelerin düzey değiştirmesine hız kazandırabilir. Hakan Fidan’ın arabuluculuğunda Rusya ve Ukrayna heyetleri arasındaki görüşmelerin liderler düzeyine taşınması ya da iki düzeyde sürdürülmesinin önümüzdeki süreçte gündeme gelebileceği söylenebilir. Bir yandan Hakan Fidan’ın heyetler arasında teknik düzeyde görüşmeleri devam ederken öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderler arasındaki görüşme süreci başlayabilir. Rusya-Ukrayna arasındaki ateşkes ve barış görüşmelerinde teknik düzeydeki görüşmeler kritik öneme haiz olsa da en nihayetinde karar alıcılar olarak liderlerin belirleyici yetkilerinin söz konusu olması, hızlı ve kesin sonuç almada lider diplomasisinin gerekliliğini ortaya koyuyor.
Teknik görüşmelerden lider diplomasisine
İstanbul görüşmelerinden çıkan en önemli sonuç, heyetlerin basına yaptığı açıklamalarda da vurgulanan unsur, bundan sonra lider diplomasisinin öne çıkacağıdır. Zira heyetler, barış için liderlerin görüşmesi gerektiğini vurguladılar. Bundan sonraki süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başta Trump ve Putin arasında arabuluculuk diplomasisine liderler düzeyinde geçeceği öngörülebilir. Bu noktada ABD ile Avrupa arasındaki Ukrayna politikalarındaki farklı yaklaşımların çözülmesi ve ardından Putin ile yürütülecek liderler diplomasisinin yürütülmesi aşamaları gelecektir.
[Prof. Dr. Muharrem Ekşi, Kırklareli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanıdır.]
* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.
Kaynak:AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.