Avrupa peşimize takılacak

Avrupa peşimize takılacak
?  Türkiye, yarım asırdan fazla süredir tam üye olabilmek için AB ile ekonomik ilişkilerini canlı tutmaya çalışırken, bölgesinde gelişen önemli...

?  Türkiye, yarım asırdan fazla süredir tam üye olabilmek için AB ile ekonomik ilişkilerini canlı tutmaya çalışırken, bölgesinde gelişen önemli bir ekonomi olarak ortaya çıktı ve uluslararası arenada başrole soyundu.

?  IMF ve OECD başta olmak üzere uluslararası kurumlar Türkiye'nin 2010 yılı büyümesiyle hız kazanacağında ittifak. Önümüzdeki süreçte Avrupa'nın daralması ise Türkiye'nin Avrupa ülkeleriyle arayı kapatmasında etkili olacak


Avrupa Birliğine üye bazı ülkelerin yukarıda görülen tablosunda milli gelir bazında rakamları verilirken, Türkiye'de özellikle 2003 ve 2008 yılları arasındaki süreçte kişi başına milli gelirin artış gösterdiği görülüyor.

 

CEVAT KIŞLALI

Türkiye ekonomisi, Avrupa ekonomileri ile farkı giderek kapatıyor. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Ekim 2009 raporu tahminlerine göre, 1992-2009 döneminde Türkiye, satın alma gücü paritesine göre, gayri safi yurt içi hasılasını (GSYH) cari fiyatlarla yüzde 163,12 artırarak 330,3 milyar dolardan 869,1 milyar dolara yükseltti.

FARKLAR KAPANIYOR

Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya 1985'de Türkiye'nin 5,49 katı büyüklüğünde bir ekonomi iken, bu fark 1992'de 4,96, 2009'da 3,23'e, 2014'de ise 1,92 kata indi. IMF verilerine göre, Almanya'nın 1985 yılında SGP'ye göre GSYH'si cari fiyatlarla 1 trilyon 35,5 milyar dolar iken, bu rakam 1992 yılında 1 trilyon 637,6 milyar dolar, 2009 yılında 2 trilyon 807 milyar dolar olarak gerçekleşti.

BASAMAĞIMIZ YÜKSELDİ

1985 yılında Hollanda'nın gerisinde kalarak Avrupa'nın 8'inci büyük ekonomisi olan Türkiye, 1990'lı yıllarda bu ülkeyi geride bırakarak 7'inciliğe yükseldi. Her ne kadar 1985'de bağımsız bir ülke olmasa da Ukrayna'nın o tarihte Türkiye'den büyük bir ekonomi olduğu tahmin ediliyordu. 1985 yılında Avrupa'nın 6'ıncı büyük ekonomisi olan İspanya, Türkiye'nin iki katı bir ekonomiyken, 2014 yılında sadece 1,38 katı bir ekonomi olabilecek

MİLLİ GELİRDE ARTIŞ TRENDİ

Türkiye, yarım asırdan fazla süredir tam üye olabilmek için Avrupa ülkeleri ile ekonomik ilişkilerini canlı tutmaya çalışırken, kendi bölgesinde gelişen bir ekonomi olarak ortaya çıkması uluslararası kurum ve kuruluşlarının dikkatini çekti. Siyasi istikrar ile birlikte Türk ekonomisinin dışa dönük beklentileri de somut verilerle şekillenmeye başladı. Avrupa ülkeleri küresel krizden çıkış için yoğun çaba gösterirken Türk ekonomisinin kendi dinamikleriyle büyüme trendine geçmesi son iki yıla damgasını vurdu. 2001 mali krizi sonrası 2008'de uluslararası krizin tesirinde kalan Türk ekonomisindeki toparlanma büyüme rakamlarına da yansıdı. 2002-2009 yoğunluklu süreç ise Türk ekonomisinin adeta turnusolu oldu.

Gelir uçurumu gittikçe kapanıyor

2009 Ekim'de Uluslararası Para Fonu tarafından düzenlenen raporda, ilgili yılda kişi başına milli gelir sıralamasında ise ilk sırayı 94 bin 417,7 dolar ile Lüksemburg alırken, bunu 76 bin 692 dolar ile Norveç ve 75 bin 956 dolar ile Katar izliyor. Katar'ı 66 bin 126 dolar ile İsviçre, 55 bin 942 dolar ile Danimarka, 51 bin 128 dolar ile İrlanda takip etti. Türkiye'nin kişi başına milli geliri sıralamasında ise 2009 yılında ise 59'uncu sırada yer alacağı öngörüldü. Almanya-Fransa ve İngiltere'ye oranla Türkiye kişibaşı gelir açısından bu ülkelerin 4'te biri oranında bir gelire sahip olurken bu oranın ilerleyen yıllarda kapanmaya devam etmesi de Türk ekonomisinin gidişatının olumlu bir seyir gösterdiğinin işareti olarak algılandı. IMF yetkilileri, Almanya, Fransa,İngiltere gibi Birlik'in dinamosu konumundaki ülkeler ile Türkiye'nin arasındaki gelir uçurumunda pozitif yönde hareket olduğuna vurgu yapmışlardı.

2010 yılı beklentileri sektörler için kılavuz

2003 yılında 304 milyar dolar olan milli gelir 5 yılda yüzde 144 arttı ve 2008 yılında 741,8 milyar dolara çıkarak önemli bir aşama kaydetti. Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin 2010 yılı büyüme beklentilerine bakıldığında ise yüzde 5'in üzerinde büyümesi beklenen Türk ekonomisinin bölgede önemli bir rol oynayacağının kanıtı. Geçtiğimiz yıl 2009 yılı hedefi olarak 100 milyar dolarlık ihracat hedefi koyan ve bunu başaran Türkiye, 2001 kirizi ve devamında gelişen 2008 mali krizinde büyüme yönünde eksi rakamları görmüştü. 2010 yılında Türk ekonomisinin büyüyecek olması ise ülkemizdeki reel sektöre adeta kılavuzluk yapıyor.

En önemli gösterge ekonomide büyüme

Geride bıraktığımız 3 yıllık süreç bir taraftan ülke içindeki ekonomik krizi eritmeye çalışan Türkiye'nin kırılma noktasını oluşturdu. 2008'de uluslararası finansal kirizin tesirini üzerinde hisseden Türk ekonomisi büyüme rakamlarında eksileri görürken, 2010 yılında bu küçülmeyi şahlanma olarak algılayarak hareket etmeye başladı.

TAHMİNLER İYİMSER

2009 yılında ilk çeyrek büyümesi -13, 8 olarak belirlenirken, ikinci çeyrekte -7 oranında bir küçülme, üçüncü çeyrekte ise 5,5'lik küçülmeye dikkat çekilirken 2010 yılı beklentileri de Yüzde 6 oranında bir büyümeye işaret ediliyor.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, önceki gün yaptığı çıklamada 2010 yılının ilk çeyreğinde çift haneli bir büyümenin sözkonusu oylabileceğini belirtmişti. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yüzde 5'lik büyümenin daha yukarı yönde olacağı tahminlerinde bulunmuştu. OECD ve IMF'nin de 2010 yılı büyüme rakamları da büyüme yönünü işaret etmişti.

Brüksel'in başı darda Ankara yukarılarda

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, güz ekonomik tahminler raporunda Türkiyenin 2010 yılında yüzde 2.8 ile Avrupada en hızlı büyüyen ülke olacağı öngörüsünde bulundu. AB Komisyonunun 6 ay önceki raporunda Türkiyenin 2010 yılı büyüme tahmini yüzde 2.2 düzeyindeydi. Türk ekonomisinin bu yıl yüzde 5.8 daralmasını bekleyen AB Komisyonu, önümüzdeki yıl %3'e yaklaşacak büyümenin 2011 yılında %3.6'ya ulaşacağını bildirdi. Raporda, 2002-2006 yılları arasında göz alıcı büyüme performansı gösteren Türk ekonomisinin siyasi belirsizliğin artması, reformların yavaşlaması ve sıkı para politikası gibi iç faktörlerin etkisiyle 2007'den itibaren yavaşlamaya başladığı da belirtildi.

2023 hedefi 1 Trilyon dolar

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet'in 100. yılında Türkiye'nin milli gelir hedefinin Türkiye ve Türk milleti için 1 trilyon dolar olmasının hayal olmadığını belirterek, 'İnşallah bunu başaracağız. 500 milyar dolar ihracat, 500 milyar dolar ithalat hayal değil. Bunu yakalayacağız" demişti. IMF 2014 projeksiyonuna göre, Türkiye'nin milli geliri 2014'te artış eğilimiyle 644.8 milyar dolara çıkacak. Avrupa Birliği'nin motoru konumundaki Almanya'nın gelirinin 3 trilyon 667 milyar dolar, Fransa'nın 2,5 Trilyon dolar olması beklenirken İngiltere'nin 2 Trilyon 674 milyara, İspanya'nın ise 1 Trilyon 987 milyar dolara gerilemesi bekleniyor. AB ile kişi başı gelirde 2003'te 2,7 kat olan fark 2008'e doğru 2,4 kata düşmüştü. Avrupa Birliği üyelerine yaklaşma yolunda hızla ilerleyen Türkiye büyümede kriz sonrası çıkış sürecini ihracat rakamlarındaki hedeflerini tutturarak ortaya koydu.

Ülkesel riskler daha düşük seviyede

16 üyeli Euro bölgesi ekonomisi, 2009 yüzde 4 ve 27 üyeli AB ekonomisi ise yüzde 4,1 küçüldü. Eurostat verilerine göre, önceki yılın aynı dönemine göre Euro Bölgesi, geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 5, ikinci çeyrekte yüzde 4,8, üçüncü çeyrekte yüzde 4 ve son çeyrekte yüzde 2,1 daralma gösterdi. AB Komisyonu, küresel krizle birlikte durgunluğa giren Avrupa'nın, 2010'da toparlanmaya başlaması ihtimalinin azaldığını söylemişti. Öte yandan Business Week dergisi Doğu Akdenizin iki ezeli rakibi Türkiye ve Yunanistan'ın kaderlerinin, son ekonomik krizle birlikte ayrıldığı bildirdi. Analizde, Yunanistan krize girerken, Türkiye ekonomisinin yükseldiği vurgulandı.

BORÇ SARMALINA ÇÖZÜM

Yazıda, Yunanistan'ın borç riskinin Türkiye'nin borç riskini aştığına dikkat çekilirken, Türkiye'nin risk priminin, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan'dan daha düşük olduğu kaydedildi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.