Başbakan Erdoğan: 'Beni orada yıktılar ama...'

Erdoğan 'Bu milletin evlatlarını horlamak suretiyle devletten soğuttular. 10 yıl önce de biz 81 vilayetimize gidiyorduk şimdi de gidiyoruz. Bunlar Sivas'ın ötesine gidemediler. Oraya söyleyecek söz bulamadılar. En az gittiğim ile 2 kez gittim 3 kez gittim. Siirt'te 16 kez gittim. Orada yıktılar ama oradan ayağa kalktım. Bu millet affetmez. Oradan yıktıkları bu kardeşini yüzde 85 oyla parlamentoya gönderdiler' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ümraniye Belediyesi'nin yeni hizmet binasının açılışında yaptığı konuşmada, 81 vilayetin 81'inde hizmetleriyle bulunduklarını ifade ederek, '780 bin kilometrekarenin her karışında, her zerresinde hamdolsun hizmetlerimizle varız' dedi.

Ayrımcılığın hiç bir türüne asla prim vermediklerini ve vermeyeceklerini belirten Erdoğan, 'Bu konuda kesin kararımız var. 'Şu il bize oy verdi, hizmet götürelim. Şu ilçe bize oy vermedi, onu cezalandıralım'... Böyle bir ayrımcılık, böyle bir siyaset anlayışı bizim kitabımızda yoktur. Bizim siyaset anlayışımızda yoktur. Nerede insan varsa, nerede nefes alıp veren bir can varsa, onun ayağına gitmek, ona eser götürmek, bizim boynumuzun borcudur' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin yaşadığı sorunların, maruz kaldığı sıkıntıların önemli bir kısmının, geçmişte yapılan ayrımcı politikaların neticesi olduğunu kaydederek, şöyle devam etti: 'İnsanımızı birbirinden ayırdılar. Türk dediler, Kürt dediler, Laz dediler, Çerkez dediler, Gürcü dediler, Boşnak dediler, Arnavut dediler, Roman dediler. Bu ayrımı yaptılar. Uzak dediler, hizmet götürmediler. Bizde ne uzak ne yakın her yer bize yakın. Sapa dediler, sarp dediler, kendileri de gitmediler, hizmet de götürmediler. Bir iş yapacakları zaman, seçim sonuçlarını önlerine serdiler, oy aldıkları yerlere, oy almadıkları yerlere baktılar ve ona göre hareket ettiler. İşte bu ayrımcılıkla milleti küstürdüler. Vatandaşla devlet arasındaki güveni zedelediler, bariyerler koydular. Bu milletin evlatlarını, bu milletin fertlerini, bu ülkenin vatandaşlarını, horlamak suretiyle, unutmak suretiyle, ihmal etmek suretiyle devletten soğuttular.'