Dershanelerin kapatılmasının gündeme gelmesi ile başlayan AKP-Cemaat çekişmesinin ardından. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk depremi ile sarsılan AKP iktidarının başı başbakan Erdoğan?ın aynıGezi olaylarında oluğu sert ve uzlaşmasız tavrına benzer bir tavır ortaya koyarak. Demokratik bir hukuk devletinde olması gerektiği gibi olaya adıkarışan bakanları soruşturmanın selameti açısından ve hükümete halel getirmemek adına hemen görevden almak yerine. Israrla sahip çıkması ardından operasyonlar nedeni ile neredeyse Türkiye genelinde emniyet teşkilatını harman yerine döndürmek sureti ile emniyet müdürlerinden, şube müdürlerine, amirlerine kadar görevden alınması ve görev yerlerinin değiştirilmesi kamuoyunda şüphe ve kuşkuları daha da arttırmıştır.

Olaya adı karışan bakanlara çocuklarının işlediği suçlardan dolayı elbette suçlu muamelesi yapılması hukuki ve ahlaki bir davranış değildir. Bilgileri ve ilgileri olmamak koşulu ile suçlu veya suçsuzlar ona ancak yargı karar verecektir. Ayrıca ?her kişi suçu ispatlanana kadar suçsuzdur.? ancak her baba gibi o bakanlarda çocuklarından mesuldür.

Bir başbakanın kabinesindeki bakanlara sahip çıkması elbette takdire şayandır. Ancak bahse konu rüşvet ve yolsuzluk gibi ağır bir durum ise, yukarıda belirttiğim üzere gereği ne ise o yapılmalıdır.

Başbakanın ısrarla bunun kökü dışarıda olan iktidara yönelik bir karalama ve yıpratma yönelik kirli bir oyunu olduğu söylemektedir. İkinci olarak dış uzantılı devlet içinde devlet olmaya çalışan çeteden bahsediyor böyle paralel bir bağlantı varsa? Uluslararasıkomplonun arkasında kimleri tespit etmişse mutlaka üzerine gitmelidir. Bu hususta kamuoyunun rahatlatılması gerekmektedir.

Muhalefet haklı olarak konunun aydınlanması ve yürütmenin yargıya müdahale etmeye çalışmasından tedirgin, Başbakanın olay karşısında ki tutumundan tedirgin. Bu olay karşısında fırsat bu fırsat diyerek iktidarın üzerine üzerine gidiyor.

Operasyondan bir hafta sonra olaylara adı karışan üç bakanın istifasının ardından özelikle Erdoğan Bayraktar?ın yaptığı, başbakanı suçlayıcı ve istifaya davet eden açıklamaları üzerine bazı milletvekillerinin de AKP?den istifa ederek çeşitli açıklamalarda bulunması başbakanı adeta daha da hırslandırması. Mitingler düzenleyip partililerini galeyana getirmek suretiyle öfke ve nefret aşılamaya çalışmasıHSYK ve savcılar üzerinden yargının üzerine gitmesi bir hezeyandır.

Pazar günü İzmir aday tanıtım toplantısında MHP lideri Bahçelinin de ifade ettiği üzere Başbakan biraz susmalı, geriye çekilmelidir.

Başbakan toparlayıcı davranmalıve toplumu sakinleştirmeli ülkede tansiyonu düşürmelidir.

Son on beş günde Dolar iki bin lirayı bir hayli aşmış Euro üç bin liraya dayanmış borsa tepe taklak aşağıya düşmeye devam ediyor. Ülkede ekonomik bir belirsizlik hâkim durumda. Asgari ücret komisyonu 2014 yılı asgari ücrete % 3 zam yapmayı iktidar işçi emeklisine % 2,86 artışı öngörürken şimdiden piyasalarda devalüasyon olmuş fiyat artışları%10 ila 20?yi bulmuş durumda. Geçen hafta sonu mal alımı için İstanbul?a giden bir esnaf arkadaşım gittiği hiçbir toptancıdan fiyat alamadığını eli boş olarak geri geldiğini söylüyor.

Ben ekonomist değilim, felaket telacısı da değilim piyasayı iyi takip eden ve not tutan bir gazeteci bir vatandaş olarak çocuk okutuyor ev geçindiriyoruz. Çarşı Pazar market alış veriş yaparak ekonominin piyasadaki etkilerinden menfi olarak nasibimizi alıyoruz.

İktidardaki siyasi iktidarın politikalarını beğenmeye biliriz. Ancak söz konusu ülkenin durumu olunca devlete de iktidara da sahip çıkmak aklıselim her vatandaşın görevi olmasının da gerektiğini savunmaktayım. Muhalefet olmak için muhalefet olunmaz.

Başbakanın hısı ve fevri davranışı, düzenlediği mitinglerdeki halka karşı söylemleri ülkeyi daha fazla germekten başka hiçbir şeye yaramamaktadır. Daha fazla kendini ve ülkeyi yıpratmamalıdır. Çok zor günler yaşadığı aşikârdır. Bir yanda rüşvet ve yolsuzluk skandalı ve ucunun oğlu dolayısıyla kendisine kadar varma tehlikesi, bir yanda bazı arkadaşların istifası ve ardından verdiği beyanlar, bir yandan muhalefetin talepleri ve üstüne yaklaşan yerel seçim çalışmaları başbakanıhaddinden fazla germiş durumda.

Yinelenecek olursak başbakan gündemin de, muhalefetinde, milletinde tansiyonunu düşürmelidir. Toparlayıcı görevini yerine getirmelidir. Ergenekon ve balyoz davasında olduğu gibi işyargıya bırakılmalı ve sonucu metanetle beklenmelidir.

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı-Yazar

31.12.2013/adanapost.com