Mustafa Yürekli

Mustafa Yürekli

'Bıçak kemiğe dayandı!'dan Kürtler ne anlıyor?

'Bıçak kemiğe dayandı!'dan Kürtler ne anlıyor?



Bilimsel veriler, PKK, KCK, DTK ve BDP yetkilerinin iddialarının aksine, Kürtler ve Türkler arasında herhangi bir sosyolojik ayrışmanın olmadığını gösteriyor...

Bu yazımda, Bayram Erzurumluoğlu'nun tebliğine değineceğim.. Adıyaman Üniversitesi Öğretim Görevlisi Erzurumluoğlu, "Türkiye'nin Doğusunda ve Batısında Yaşayan Sosyal Grupların Birbirlerini Algıları ve Bu Algıların Demokratikleşme Süreci Üzerine Muhtemel Etkileri" adını verdiği bir araştırma yaptı.

Erzurumluoğlu, Mart-Aralık 2010 yılında araştırma verilerini 1.195 kişi ile yüz yüze görüşerek toplamış. Katılımcıların 39 ilde ikamet ettikleri ve/veya aile bağları açısından 68 ille ilişkilerinin bulunduğunu beyan etmişler. Katılımcıların cinsiyeti yüzde 50,5 oranında bay ve yüzde 49,5 oranında bayan. Aynı şekilde katılımcılar kendilerini etnik tanımlama olarak yüzde 50 oranında doğulu (Kürt), yüzde 50 oranında da batılı (Türk) olarak sınıflandırmışlar. Araştırmada mümkün olduğunca açık uçlu olmak üzere toplam 25 soru sorulmuş.

Yrd. Doç. Dr. Bayram Erzurumluoğlu, Mayıs 2011'de bir konferansta sonuçlarını sunduğu sözkonusu araştırmasına dayanarak Ramazan?da gerçekleşen son terör olayları etrafında PKK, BDP ve DTK gibi adlarla anılan etnik, ulusalcı Kürt siyasal hareketinin toplumsal tabanının olup olmadığı sorusuna cevap arayacağım. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?ın son terör olaylarına ilişkin söylediği ?Bıçak kemiğe dayandı!? sözünün bölgede nasıl anlaşıldığını izah edeceğim.


İSLAM KARDEŞLİĞİYLE KENETLENME

Bu araştırmaya göre, Kürtler yüzde 85 oranında Türkleri faziletli olarak görmektedir.. Kısaca Kürtler için Türkler, 'iyi ve güvenilir' insanlardır. Araştırmanın bir başka çarpıcı sonucu da Kürtlerin yüzde 93,2'si Türklerle komşuluk yapmaktan dolayı mutlu olduklarıdır.  "Sizin veya aileniz içerisindeki birisinin bir Türk/Kürt'le evliliğine nasıl bakarsınız?" sorusuna, ankete katılan Türklerin ve Kürtlerin yüzde 89,4'ü olumlu cevap vermiştir.

Bayram Erzurumluoğlu'nun araştırmasına göre, Kürtlerin ve Türklerin uzak durmak, ayrışmak gibi bir talebi yoktur.

Türkler ve Kürtler tarih boyunca İslam kardeşliğini doya doya yaşayan iki kavimdir; ?etle tırnak gibi? bir olmuşlar, aralarında dikkate değer bir problemleri yoktur. Bu kadar 'homojenleşmiş, birbiriyle iç içe geçmiş, adeta farksızlaşmış bir yapıyı, Anadolu İslam milletini iki 'çatışan etnik topluluk?, iki ?düşman kavim? haline getirmek imkansızdır.

Türkler de, Kürtler de mevcut ulusalcı vesayet rejiminden çok çekmişlerdir. Türkler, Kürtler ve diğer kavimlere mensup vatandaşlarımız, kısaca bu topraklardaki Müslümanlar, birlikte omuz omuza mücadele ederek dayatılan vesayet rejiminden kurtulacaklardır.

Bu düzen, Türkiye?yi dünya güçlerine bağımlı, ezilen ve sömürülen bir ülke haline getirmektedir. Emperyalizmin başımıza musallat ettiği bu rejimden birbirimize düşerek, ayrılıkçılığa düşerek, çatışarak ve bölücülük yaparak kurtulamayız. Vakit, İslam kardeşliğinde birbirimize kenetlenme vaktidir.

Dünya yeniden yapılanırken, bölgemizde dengeler yeniden kurulurken Müslüman halklar birbirine kenetlenmeli, topraklarından emperyalizmi kovmalıdırlar. Afganistan?ı ve Irak?ı işgal eden ABD bölgeden çıkmak istememektedir. En son Libya?yı virane haline getirmiştir. Fas?tan Filipinler?e kadar bütün bir İslam dünyasını terörle karıştırıp işgal etmek isteyen dünya güçlerine taşeronluk yapmak, İslam?a ve milletimize açıkça ihanettir. İslam kardeşliği, günümüz dünyasında devrimci bir direniştir.

TÜRKLER VE KÜRTLER FAZİLET YARIŞINDALAR

ABD, İsrail ve Avrupa devletlerinin doğurup büyüttüğü PKK, BDP ve DTK çizgisindeki Kürt ulusalcılarının sayıları az olmakla birlikte, sesleri gür çıkmaktadır. Dünya güçlerine sırt dayamanın şımarıklığını yaşamaktadırlar. Sosyalist ideolojinin ve terörün bir ürünü olan Kürt ulusalcılığı, sürekli olarak ayrıştırmaya, ayırmaya, başkalaştırmaya ve farklılıkları vurgulamaya çalışarak, sürekli çatışmayı teşvik etmektedir.

Kürt sorununun nihai çözümü konusunda açılım sürecinin de katkısıyla son yıllarda ileri düzeyde adımlar atıldı. Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan?ın yönetimindeki devlet, 100 yıllık geleneğini bozarak paradigma değişikliğine gitti, ret ve asimilasyon politikalarına son verdi.

Türkiye'deki demokratikleşme çabaları, özgürlükçü bir anayasa yapılarak devam edecektir. Türkiye?nin demokratikleşmesi, Türk, Kürt, bu toprakların bütün insanlarının ortak davasıdır. Bu mücadelede, hiçbir şekilde Türkler ve Kürtler ayrı düşmemişlerdir. Kürtler, gerek kültürel aidiyet ve kimlik olarak, gerekse siyasal temsil açısından Batı?nın taşeronu PKK, BDP ve DTK gibi kuruluşları dışlamış, arasına mesafe koymuştur. Kürtler, Türkiye?nin demokratikleşmesini, kalkınmasını ve dünya gücü olmasını desteklemektedirler.

Yeni anayasa çalışmaları içerisinde Kürt sorununu kökten çözecek nihai adımlar için hazırlık yapılırken, PKK bu süreci sabote etmek için harekete geçti, Kürt sorununu tümden çözecek adımlar atılmasını istemiyor, son dönemde tırmanışa geçen terör eylemlerinin arka planında da bu var. İstiyorlar ki PKK da tüm Kürtleri arkasına alarak devletle savaşsın..

Bugüne kadar çözüm için ileri sürülen ?eşit vatandaşlık? için her şeyin hazır olduğu bir dönemde, bu süreci baltalamanın tek bir açıklaması olabilir: PKK ve onların siyasetteki uzantısı olan BDP, aslında Kürtlerin anayasal haklara kavuşması için çabalamıyor. Eşit haklara kavuşmak onlar için yeterli değil. Onların bütün çabası, ?demokratik özerklik? adı altında Kürtleri kendi yönetimleri altına almaktan ibaret. Devlet içinde devletçilik oynamak istiyorlar. Seçimlerden sonra Ak Parti?ye daha fazla oy vermiş köy ve kasabalara yönelik baskıların artırılmasının geri planında da böyle bir niyetin olduğu çok belli. Bütün Kürtler örgütlerinin sultası altında toplamak istiyorlar. PKK?ya teslim olmamış Kürtlerin varlığı, BDP?ye oy vermemiş Kürtlerin çokluğu, onların bütün tezlerini boşa çıkartıyor çünkü.

Devlet, Kürt sorununun nihai çözümü için İmralı ile görüşme dahil, her türlü seçeneği büyük bir özgüven içerisinde kullandı. Eylül?den sonra barış için yeni cesur adımlar atılacağına dair sinyaller de veriyor Ankara. PKK?ya  da ?meydanın boş olmadığını? göstermek istiyor. Bazen kalıcı barışa ulaşmak için mutlaka son bir kere savaşmak gerekir.

Batı?nın taşeronu PKK, BDP ve DTK çizgisindeki Kürt ulusalcıları, ikna yöntemiyle değil, tehdit, kaçırma, alıkoyma ve dağa çıkarma ve zorla para toplama yoluyla yapmaktadır. Yola getiremediği Kürtleri de suç işlemeye zorlayarak kendi saflarına katmaktadırlar. Demokratik süreçte hiçbir zaman Kürtlerin yegane temsilcisi olamayacaklarının farkındalar. Terörün amacı, Türkiye?nin demokratikleşmesinin ve kalkınmasının önünü kesmektir. Sindirerek, tehdit ederek, öldürerek Kürtleri kendilerine ram olmaya zorluyorlar. Otuz yıllık, kan, gözyaşı, kin, ayrılık temelli siyasi mücadelenin varabildiği sonuç budur.

Bayram Erzurumluoğlu'nun araştırmasının sonuçlarına göre, Kürt nüfusunun yaklaşık yüzde 10'luk bir dilimi, milli duygulardan uzaklaştırılmış gözüküyor. Oysa Kürt vatandaşların kalan yüzde 90'ı, ne Türklerle komşuluk yapmakta ne de çocuklarını evlendirmede sakınca görüyor. Kürtler, Türk deyince Müslüman, faziletli bir insan profili çiziyor zihinlerinde.

Türkler ve Kürtler İslam ahlakı içinde fazilet yarışı yapıyorlar. Ramazanda birlikte oruç tutuyorlar, aynı Allah?a ibadet ediyorlar, aynı Kıble?ye dönüp namaz kılıyorlar, aynı Kur?an-ı Kerim?i okuyorlar ve aynı Allah?a dua ediyorlar.

Bu toprakların insanları, dini, tarihi ve milli değerlerle hayatlarını anlamlandırıp şekillendiriyorlar..


?BIÇAK KEMİĞE DAYANDI!?

1970'lerden beri terörden beslenen ve terörün sonucu olarak ortaya çıkan Batıcı 'Kürt ulusalcı siyasi hareketi' tamamen yapay ve sosyalist zihniyet üzerinde yükselmiştir.

Terör ortamının kronikleşmesinde, 30 yıllık, özelde 'yanlış bir terörle mücadele' sürecinin, genelde Kürtlere 'devletin' yanlış bakış açısının katkı sağladığı bir gerçek. Açıkça söylemek gerekirse, 'Kürt ulusalcı siyasi hareketi' kurtulmaya çalıştığımız vesayet rejiminin ürünüdür.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?ın ?Bıçak kemiğe dayandı!? sözünden, eminim ki demokrat, dindar Kürtler  ?Bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye?de de terör ve destekçileriyle en doğru şekilde mücadele edilecektir.? anlamını çıkarmaktadırlar..

Ankara, özellikle Silvan saldırısı ve devamında son bir ayda yaşanan gelişmelerin ardından PKK?ya ve onların şımarık destekçilerine anlamlı bir ders vermek için harekete geçti. Gelinen noktada, Başbakan Erdoğan ?Bıçak kemiğe dayandı!? demek zorunda kaldı. Ankara, PKK?ya anlamlı bir ders vermek için Ramazan sonrasını beklemeyebilir.

PKK?ya karşı geliştirilen yeni stratejinin özünde yine ?hukuk içerisinde kalarak? hareket etmek var. Bir tarafta terör örgütüne ağır bir darbe vurmak istenirken, öbür taraftan bölgeyi 90?lı yıllara geri döndürecek sorumsuz davranışlara izin verilmeyecek. Yani terörle mücadelede sınırları yine hukuk belirleyecek.

Günlerdir Diyarbakır'daki askeri üsse malzeme yığınağı yapılıyordu. Türkiye PKK kamplarına hava operasyonu düzenledi.

Türk ordusu ilk kez, ABD'nin Pakistan'daki El Kaide kamplarını bombalamada kullandığı 'ağıre bombardıman' malzemelerini kullanıyor.. Bu türden büyük bir operasyon PKK'ya 3-4 yıla mal olacaktır, bu süre içinde toparlanması hayli zordur. Bombardımanın yaklaşık 400 km'lik bir alana yapıldığı bildirildi. Bombardımanın hedeflere ulaşılıncaya kadar süreceği iddia ediliyor.. Bombardıman, sadece kamplara değil, gençlik örgütlemesinin yapıldığı yerleşim yerlerine de yapılıyor.

Bilimsel veriler, PKK, KCK, DTK ve BDP yetkilerinin iddialarının aksine, Kürtler ve Türkler arasında herhangi bir sosyolojik ayrışmanın olmadığını, İslam kardeşliğini yaşadıklarını ortaya koymaktadır. Bu durum, sorunu çözmek isteyen siyasal iradenin, Başbakan Erdoğan?ın elini güçlendirmektedir.

Hız kesmeden sürdürülecek bir demokratikleşme sürecine paralel olarak, toplumsal tabandan yoksun, tamamen içerideki statükonun ve dünya güçlerinin güdümünde olan terör unsurlarıyla fiili ve siyasi mücadele de elbette en etkin şekilde yürütülmelidir.


Mustafa Yürekli - Haber 7
yurekli@kanal7.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Yürekli Arşivi