Boyunlardaki batı tasması
Sömürge ülkelerde, yerlilerle, işgalciler ve işbirlikçiler o kadar farklıdırlar ki ayırt etmek çok kolaydır..
İlk bakışta birinin yerli olup olmadığını hemen anlarsınız. İşgalciler ve işbirlikçiler, su başlarını tuttuklarından ve halleri vakitleri iyi olduğundan çok bellidir.
Kış gün kar altındaki ormanda günlerce aç kalan, hasta, cılız bir kurt, bir kasabanın girişinde, iri kıyım, bakımlı, sağlıklı ve neşeli bir köpekle karşılaşmış. ?Öleceğim açlıktan. Tavuk, kedi, fare fark etmez.. Nerede yiyecek bir şey bulabilirim?? diye sormuş.
Köpek, gülmüş. ?Çok şanslısın kurt kardeş. Seni bizim çiftliğe götüreyim, hemen karnını doyur.. Vakit kaybetme!? demiş. Ölmek üzere olan kurt, sevinmiş.
Çiftliğe doğru yürümeye başlamışlar. Köpeğin boynunda bir şeyi fark etmiş kurt. ?Boynundaki nedir?? diye sormuş. Köpek, övünçle ?Tasma!? demiş. ?Çiftlik sahibi, arada bir bu tasmaya zincir takar, birlikte yürüyüşe çıkarız. Kimi zaman da av yapar, ona yardım ederim demiş..?
Kurt, olduğu yerde durmuş. ?Çiftlikte bana da bundan takarlar mı?? diye sormuş. Köpek, gülerek, ?Evet senin boynuna da bir tasma takarlar..? demiş.
Karlı ormanda günlerdir aç kalan, hasta, cılız kurt, ?Olmaz öyle şey! Ölürüm, boynuma tasma taktırmam!? demiş. Çekip gitmiş.
Batı emperyalizmi, sömürgelerde, küçük azınlıkları iş başına getirir ve baskı sistemleriyle yönetimde tutar. Ülkemizde de Batılılar ve Batıcılar, Sultan Abdülhamit 1909'da tahttan indirildikten sonra, yönetimi ele geçirmişlerdir. Yedinci yüzyılın başından beri İslam devletinin yönetimini üstlenen, ümmetin çobanı İslamcılar, halkın yanında olduklarından muhalefete düşürülmüşlerdir.. O günden sonra toplumumuz, çift kutuplu hale gelmiştir.
Fakir, cahil, güçsüz, özgüvenini yitirmiş, ezilen ve sömürülen halkımız, kendini İslamcılıkla ifade etmiş ve savunmuştur. Yönetimdeki Batıcı oligarşi ise dünya görüşü, varlık tasavvuru, düzen fikri, inanışı, düşünüşü, zevkleri, yaşam tarzı, giyim kuşamı farklı olduğundan halktan kopuk, yabancı, yozlaşmış, ayrı bir kesimi oluşturmuştur. Bu ülkenin işbirlikçileri ilk görünüşte tanınır bu yüzden.
İş dünyası, onlara bırakılmıştır. Sivil asker bürokrasi onlara bırakılmıştır. Okullar, üniversiteler, medya, ülkenin tüm sanat kurum ve kuruluşları onlara bırakılmıştır. Azınlık olmalarına rağmen su başlarını tuttuklarından ülkenin dört bir köşesini sarmış görünürler. Siyasi partileri vardır, halkı kolayca aldatabilirler de.. Bu ülkede yerliler, İslam'dan koparılıp uzaklaştırılarak kontrol altında tutulurlar.
Boyunlarında batı tasması olanlar, ithal dünya görüşleriyle düşünüp yaşayanlar, ayrıcalıkları ve yaşam tarzlarını korumak için yönetimi hiç kaybetmek istemezler.. Kişisel çıkarlarını, ülke çıkarlarının üstünde görürler hep. Toplumu efendilerinin gözüyle görür, onların ağzıyla konuşurlar.
Mustafa Yürekli - Haber 7
mustafayurekli@gmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.