17-25 Aralık operasyonlarından sonra R.Tayyip Erdoğan’ın ağzında pelesenk olan ve her yerde her konuşmasında mutlaka çattığı “paralel devlet” oluşumunu şimdi kendisi AK-SARAY’da oluşturmaya çalışıyor.

Önce saray’daki başkanlıkların sayısını 12’ye çıkardı, ülkenin her tarafını istediği gibi izlemek üzere saray’a 30 adet canlı izleme aracı alındı. Beş yüz kişilik özel koruma kadrosu oluşturuluyor.

Merkez bankasının saray’a bağlanması için talep gündemde. 

Şimdi de iktidar Cumhurbaşkanına hesabı sorulamamak üzere örtülü ödenek ve saraya istihbarat birimi kurulması için kolları sıvadı.

Uzun süredir meclis gündemini meşgul eden muhalefetin sert eleştirileri ve karşı çıkmalarına rağmen 27 Mart sabahı gün ışırken iktidarın dayatması ve AK Parti meclis çoğunluğu ile mecliste kabul edildikten sonra;

Kamuoyunda “torba yasa” olarak bilinen bazı konularda kanun ve kanun hükmünde kararname çıkarılmasına ilişin yasa değişikliği kapsamında İç işleri Bakanı Sebahattin Öztürk, TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığına istihbarat toplama yetkisi veren ve örtülü ödenek getiren yeni bir yasa teklifinde bulundu.

Örtülü ödenek kullanımı başbakanların inisiyatifine bırakılmış bir devlet emanetidir. Kendisi kullanır. Başbakanın örtülü ödenekten kullandığı rakamlarla ilgili olarak kimseye hesap vermez. Örtülü ödenekten yapılan harcamalar başbakan, maliye bakanı ve ilgili tarafından imzalanan kararname esaslarına göre gerçekleştirilir; üçlü bir sistem vardır.

Cumhurbaşkanı için önerilen örtülü ödenekte böyle bir mekanizma yok. Buradaki ödeneği kime ve nereye harcayacağı konusunda Cumhurbaşkanı hiç kimseye hesap vermeyecek.

Erdoğan başbakanlığı döneminde de örtülü ödenekten yaptığı dudak uçuklatan harcamalar ile gündeme gelmişti. Başbakanlığı döneminde hesapsız harcamalarının Cumhurbaşkanlığı döneminde de devamı olacak Cumhurbaşkanına örtülü ödenek verilmesi ile Cumhuriyet tarihinde bir ilke de imza atılıyor.

Bugüne kadar hiçbir Cumhurbaşkanın örtülü ödeneği olmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın örtülü ödenek ve istihbarat toplama yetkisi istemesi sarayda devlet içinde devlet oluşturmaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  tabiri ile “paralel devlet”’tir. Son zamanlarda sıkça tartışası yapılan MİT içerisindeki gizli kapaklı operasyonların artık saraya verilen örtülü ödenek ve istihbarat toplama yetkisi ile Erdoğan’ın talimatıyla çok daha rahat yapılmasının önü açılmış olacaktır. Bu bir anlamda başbakanı ve hükümeti devre dışı bırakmak anlamına gelir.

Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  “sır küpüm” dediği ve milletvekili adayı olmasına sıcak bakmadığı Hakan Fidan’ın milletvekilliği adaylığından çekilmesi ve yeniden teamüllere aykırı olarak MİT’in başına getirilmesi şimdi pazılın parçalarını bir araya getiriyor.

Saray’da oluşturulacak bu istihbarat toplama birimi ile oluşacak “paralel devlet” yapısı Saddam dönemi Irak ve Esad’ın Suriye’sindeki Bass rejimi, istihbarat devleti yönetimi ile eş değer bir yönetim sisteminden farkı olmayacaktır. Daha öncede “MİT kanunu düzenlemesi “ ve “İç güvenlik kanun paketi” ile ilgili yazılarımızda da üzerine basarak ifade ettiğim üzere AK Parti “BASS partisi” olma yolunda, Türkiye hızla bir polis ve “muhaberat devleti” olmaya doğru gidiyor.

Bakalım sırada bundan sonra ne var?

İbrahim Halil SİPAHİ

28.03.2015/adanapost.com

www.twitter.com/ihalilsipahi

www.facebook.com/ihalilsipahi