Erdoğan?a suikastı niçin şiddetle kınayamadılar?
CHP, MHP; BDP, Ergenekon ve PKK el birliği yapıp referandumda yapılan anayasa değişikliklerine karşı çıktılar, 12 Eylül rejiminin devam etmesini savundular.
Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve Demirtaş, Erdoğan?a suikastı niçin şiddetle içten kınayamadı?
Dünya yeniden yapılanırken Türkiye de yeniden yapılanmaya çalışıyor. 12 Haziran 2011 genel seçimleri, oluşacak yeni Meclis?in sivil demokratik bir anayasa yapacak olmasından dolayı önemli.. Anayasa?nın yeniden yazılması demek, ülkeye yeni bir düzenin gelmesi demek.
Başbakan Erdoğan?ın 2023 hedefleriyle gerçekleştirmek istediği, kalkınmış, dünya devletler oyununda oyun kurucu haline gelmiş, demokratik Türkiye?yi kim istemez? Dünya güçleri ve içimizdeki işbirlikçileri.. Hayatta kalmaları, kurulu düzenin devamına bağlı olanlar.
Dünya güçlerinin içimizdeki maşası olan bürokratik oligarşinin sultası sona eriyor. Vesayet rejiminin yıkılmasıyla statükocu partilerin ve politikaların çökmesi, milletimiz için yüz yıllık paslı zincirlerini kırmak anlamına geliyor.
CHP, MHP; BDP, ERGENEKON VE PKK CEPHESİ..
CHP, MHP; BDP, Ergenekon ve PKK el birliği yapıp referandumda yapılan anayasa değişikliklerine karşı çıktılar, 12 Eylül rejiminin devam etmesini savundular. Türkiye yüzde 58 oy oranıyla AK Parti?ye destek vererek anayasada yapılan değişiklikleri onaylayıp demokratikleşmeyi destekledi.
Statükocu cephe CHP, MHP; BDP, Ergenekon ve PKK ise yüzde 42 oy oranıyla yenildi, anayasada değişiklikler yapılmasına engel olamadı
Bu politik tablo, 12 Haziran 2011 genel seçimlerine girerken de oluştu..
Kastamonu mitingi dönüşünde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?ın konvoyuna yapılan silahlı saldırı, CHP, MHP; BDP, Ergenekon ve PKK?nın hissiyatına tercüman mı oluyordu? Bir güvenlik görevlisinin şehit olduğu ve birinin de yaralandığı bu menfur saldırı, sıradan asayiş olayı gibi geçiştirilmeye çalışılıyor.
Ne CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ne MHP lideri Devlet Bahçeli, ne de BDP lideri Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoğan?a dönük suikast girişimi karşısında dehşete düşerek şöyle yürekten ve şiddetli bir şekilde kınayamadılar.
Demokrasiye zerre kadar inanmayan bu şer cephesinin sözkonusu menfur olayı geçiştirmeye çalışmalarının arka planında paydaş oldukları statükocu zihniyet vardır.
STATÜKOCULARIN DURDURULAMAYAN ÇÖKÜŞÜ
Referandumda yüzde 42 oy alan sözkonusu statükocu cephe, 12 Haziran 2011 seçiminde iyice gerileyecek bu oy oranlarını aralarında paylaşacak..
Kalkınmak, yeni anayasayla demokratikleşmek ve bir dünya gücü olmak isteyen Türkiye, yıkılan vesayet rejiminin kurumlarından CHP, MHP; BDP, Ergnekon ve PKK?yı tarihin çöp sepetine atacaktır.
CHP çöküşe geçmiştir. Baykal?ın çirkin bir şekilde harcanması, Kemal Kılıçdaroğlu?nun bir politik illizyonla genel başkan olması, Ergenekon sanıklarının milletvekili listesine alınması, statükocu medyanın ve bürokratik oligarşinin ölümüne desteklemesi CHP?nin çöküşünün göstergeleridir. Kılıçdaroğlu, seçim sonrasında, doğacak demokrasi güneşiyle, siyasi tarihimizin kardan kulübesi olan CHP eriyecek ve Kılıçdaroğlu emaneten bırakıldığı genel başkanlık koltuğunu bırakmak zorunda kalacaktır. Göreceksiniz, CHP yüzde 20 alırsa, başarı sayılacaktır. Diline hakim olamayan Kılıçdaroğlu çöküşü hızlandırıp CHP?yi barajın altında bırakırsa hiç şaşmamak gerekir..
MHP ise çoktan çöküşe geçmiştir.. Devlet Bahçeli?nin referandumda 12 Eylül anayasasını savunmasıyla yıkılmaya başlayan MHP, 12 Haziran 2011 seçiminde sandığa gömülürse kimseye sürpriz olmayacaktır. Bu seçimde, milletvekili listesine Ergerekon sanıklarını alan ve kaset skandallarıyla yönlendirilen, politik geleceğini CHP?nin stepnesi olmaya bağlayan MHP?nin statükocu oligarşinin oyuncağı olduğu açık bir şekilde görülmüştür. Bu seçimde barajı aşamayacak MHP?de genel başkanlıkta yapılacak değişiklikle Devlet Bahçeli?den kurtulmanın yolları aranacaktır..
BDP lideri Selahattin Demirtaş PKK?yla göbek bağını nasıl kesemiyorsa, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli de Ergenekoncularla bağlarını kesemiyorlar..
Görevleri, Türkiye?nin kalkınmasını, demokratikleşmesini ve dünya gücü haline gelmesini durdurmak, Türkiye?nin AK Parti iktidarlarıyla gerçekleştirdiği şahlanışlara son vermek istiyorlar.
Kemal Kılçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve Selahattin Demirtaş, AK Parti lideri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?a suikastı niçin şiddetle kınayamadı, içten kınayamadı? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan niçin öldürülmek isteniyor?
Erdoğan?sız bir Türkiye?de bürokratik oligarşi iktidarını sürdürebilir mi?
Sorular çok.. Cevapları da belli.
DEMORTAKİ ANAYASAYLA 2023?E DOĞRU
Türkiye, 12 Haziran 2011 seçiminde geleceğini oylayacak.. Türkiye, dünya sistemindeki mevcut konumunu, vaziyet ve istikametini mi sürdürmeli, yoksa kendini yeniden konumlandırıp yönünü kendi mi belirlemeli? Seçimde oyalanacak konu bu..
AK Parti?nin dokuz yıla yakın iktidarında uyguladığı politika, sadece Türkiye?yi anayasasını yeniden yazma eşiğine getirmiş olması bakımından bile, büyük başarıdır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?ın ekonomik, sosyal ve siyasal başarıları içinde en önemli olanı, hiç şüphesiz, Türkiye?nin demokratikleşmesine yaptığı katkılardır. İki dönemde de TBMM gece gündüz çalışarak önemli yasal değişiklikler gerçekleştirdi.. Anayasa?daki değişiklikler, referanduma götürerek de gerçekleşmiş olsa, Türkiye?yi demokratikleşme yolunda ciddi mesafeler aldırdı.
Başbakan Erdoğan, önümüzdeki dönemde yeni demokratik anayasa sözü verdi milletimize. Türkiye, tıpkı Anayasa değişikliği referandumunda olduğu gibi, bu seçimde de ezici bir çoğunlukla AK Parti?yi destekleyerek demokratikleşme iradesini bir kez daha ortaya koyacak.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Haziran 2011 seçiminde yeni sivil demokratik anayasayı gündeme getirdiği için hedef tahtasına konuyor.. Başbakan Erdoğan?ın 1982 Anayasasını değiştirme vaadi, bürokratik oligarşiye savaş açmak anlamına geliyor.. AK Parti?nin bu seçimden ezici bir oy oranıyla çıkması ve 2023 hedefleri doğrultusunda politikalar uygulamaya koyması nasıl dünya güçlerini çıldırtıyorsa, içimizdeki işbirlikçilerini de çıldırtıyor.
2023 hedefleri, CHP, MHP ve BDP?nin seçim beyannamelerinde Yahudi besmelesi gibi, takma bıyık gibi. Bürokratik oligarşi, Türkiye?yi 2023 hedeflerinden vaz geçirmeye çalışıyor.. Türkiye, 2023 hedeflerine sahip mi çıkıyor yoksa ilgisiz mi davranıyor?
Türkiye 12 Haziran 2011 seçiminde 2023 hedefine sahip çıkıp çıkmayacağına karar verecek.
Mustafa Yürekli - Haber 7
mustafayurekli@gmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.