Erdoğan'dan terör örgütüne rest ?
Erzurum Valiliği'nce sivil toplum örgütleri ve muhtarlara verilen iftar yemeğine katılan Başbakan Erdoğan, terör örgütü PKK'nın eylemlere geçtiği tarihlerde Türkiye'de yaşananlara dikkat çekti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kimse bu vatan toprakları üzerinde bir operasyona giremez'' dedi.
Erdoğan, Erzurum Valiliği tarafından sivil toplum örgütü temsilcileri, muhtarlar ve öteki davetliler için verilen iftar yemeğine katılarak, konuşma yaptı.
Ramazanın önemine işaret eden Başbakan Erdoğan, bu ayda dayanışmanın daha da arttığına vurgu yaptı.
Türkiye'nin, ne zaman dış politikada, iç politikada, ekonomide, özelleştirmede atılıma geçtiyse, ne zaman güçlü adımlar attıysa bazı kirli ellerin, bazı kirli odakların düğmeye basarak bu atılımlara set çekmek istediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Tarihte bu defalarca yaşandı. Merhum Adnan Menderes'ten alınız merhum Turgut Özal'a, oradan AK Parti hükümetlerine kadar çeteler, kirli odaklar, kirli eller hep Türkiye'nin yönünü, rotasını farklı yerlere çekmenin gayreti içinde oldular. Terör örgütünün bu gayretler içinde olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada büyük bir devlet olmak için attığı her adımda, terör örgütünün devreye girerek ülkemizin kararlı yürüyüşünü engellemek istediğini görüyoruz.
12 Eylül'de son derece hayati, tarihi, milat derecesinde önemli bir Anayasa değişikliğini oylayacağız. Türkiye'yi çok daha özgürleştirecek, demokrasiyi daha da güçlendirecek, ülkenin ufkunu açacak, vizyonunu güçlendirecek bu değişim öncesinde işte o kirli odakların ve terör örgütünün yeniden rol üstlendiğini görüyoruz.''
Erdoğan, konuşmasında, terör örgütünün yol kestiğini ve bir gün sabah namazına doğru bir telefon geldiğini, Hakkari'de terör örgütünün 5 askeri yaraladığı bilgisinin kendisine ulaştığını anlatarak, ''Bakıyoruz şimdi Hakkari'de Yüksekova'nın durumu nedir? Burası vatan toprağı ve bu toprağın üzerinde biz bir şeyler yapıyoruz ama bakıyorsunuz terör örgütü yaptırmak istemiyor'' diye konuştu. Erdoğan, Yüksekova'da kurulan 150 yataklı hastanenin açılışını yapmaya gittiğinde yaşadıklarını anlattı. Basın mensuplarının da bunları çekip vatandaşa göstereceği için taşlandığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Dert ne? Dert, hani diyorlar ya 'biz Kürtlerin temsilcisiyiz', ne alakası var. Bunların benim Kürt kökenli vatandaşlarımın temsilcisi olmak diye dertleri yok. Bunların bir defa insanoğlunun, eşrefi mahluk olan insanoğlunun dertleriyle dertlenme gibi bir dertleri yok. Bunların buralardan nemalanmak gibi bir dertleri var.
Eğer böyle bir dertleri olsa biz barajlar, yollar yapıyoruz, bırakın müteahhit çalışsın. Gidiyorlar iş makinelerini yakıyorlar. Müteahhitler korkuyor oralara gitmek istemiyorlar. Dertleri ne? Derdi şu: Bak devlet buraya geldi mi, burada bir şey yaptı mı, burada okul hastane, su var mı? Derdi bu...
Fakat, ne olursa olsun 780 bin kilometrekare vatan toprakları üzerinde biz Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Romanıyla vesaire, 73 milyon vatan evladına Yunus'un diliyle yaradılanı severiz yaradandan ötürü anlayışıyla sevecek, kucaklaşacak ve bu yola devam edeceğiz.''
Millete efendi değil, hizmetkar olmaya geldiklerini ifade eden Erdoğan, kendilerinin de hataları olabileceğini ama bunu yanlışa dönüştürmediklerini söyledi. Erdoğan, ''Hatayı yanlışa dönüştürmek başka, hatada kalması başka bir şey. Birinde kast var, birinde irade dışında bir durum var'' dedi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Öyleyse biz biriz, beraberiz, biz bir bütünüz. Onun için biz, 'milli birlik ve kardeşlik projesi' dedik. Bundan daha güzel başlık olur mu? Bunu gerçekleştirmemiz lazım, 73 milyon vatan evladı etnik milliyetçiliğe tabi olmadan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çatısı altında toplanmalıdır. Bölgesel milliyetçiliğe girmeden, 780 bin kilometrekare vatan toprakları üzerinde tek vatan diyeceğiz. Bunun üzerine asla spekülasyon yaptırmamalıyız. Kimse bu vatan toprakları üzerinde bir operasyona giremez. Onun için ne dedik: Tek vatan dedik, tek millet, tek bayrak, tek millet dedik ve bu yola böyle yürüdük, böyle yürüyoruz.
Tabii illerimizde kaos üretme gayretleri devam etti ama onlar görevini yaparken sizler de görevinizi yapmanız lazım.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ne dediler biliyor musunuz? 'Başbakan devlet işlerini bıraktı geldi hep burada (Meclis'te) duruyor.' Düşünebiliyor musunuz? Yani Anayasa paketini neticeye kavuşturmak, devlet işi değil... Ne işi bu? Gecekondu mu yapıyoruz? Devlet inşa ediyoruz'' dedi.
Erdoğan, Erzurum Valiliğinin iftar programında yaptığı konuşmada, halk oylamasına sunulacak Anayasa değişiklik paketinin bir ''AK Parti projesi değil, millet projesi olduğunu'' söyledi.
12 Eylül'de halka götürülecek paketin, Meclis'te yasalaşma sürecini anlatan Başbakan Erdoğan, ''Ne dediler biliyor musunuz? 'Başbakan devlet işlerini bıraktı geldi hep burada duruyor.' Düşünebiliyor musunuz? Yani Anayasa paketini neticeye kavuşturmak, devlet işi değil... Ne işi bu? Gecekondu mu yapıyoruz? Devlet inşa ediyoruz. Anayasa bu devletin temel taşı. Anayasası olmayan bir devlet olur mu'' diye konuştu.
14 gün süren bir çalışmanın ardından değişiklik paketinin yasalaştığını, ancak muhalefetin bunun iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurduğunu hatırlatarak, süreci anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Anayasa Mahkemesi ne dedi? 'Sizin söyledikleriniz hiçbiri doğru değil, dolayısıyla bu Anayasa metni doğrudur, oylamaya gider.' Peki şimdi siz ne için çıkıp 'hayır' diyorsunuz? Anayasa Mahkemesi de sizi reddetti. Öyleyse burada 'hayır' diyecek bir şey kalmadı. Bunları anlamak mümkün değil. Arkadaşlarına güvenmez oy kabinine sokmazlar, Anayasa Mahkemesi onlara göre ana muhalefet mahkemesi. Buna rağmen siz daha neyi koşturuyorsunuz? Dert başka. Dert; acaba bu 12 Eylül olayını kendi lehlerine çevirebilirler mi? Allah'ın izniyle çeviremeyecekler.
Sokakları tahrik etmek isteyenler çıkabilir. Camı çerçeveyi kırmak için halkı galeyana getirmek isteyenler olabilir, güvenlik güçlerimize karşı halkı kışkırtmak isteyenler çıkabilir. Unutmayın sokakların karışmasını, cam çerçeve kırılmasını, mahalleler arası husumetlerin tırmanmasını terör örgütü istiyor, karanlık odaklar istiyor. Kim ki bu tuzağa düşerse, kim ki aldanırsa terör örgütünün de tahrikçilerin de tuzağına düşmüş, onların değirmenine su taşımış olur. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Biz, inadına kardeşlik diyeceğiz. Çünkü biz, bin yıldır kardeşçe yaşadığımız, birbirimize akraba olduğumuz bu topraklar üzerinde dayanışmamızı inadına artıracağız. Bu tuzaklara düşmeyeceğiz. Bu kirli oyunlarda aldanan da aldatan da olmayacağız.''
-''ABDESTİNDEN ŞÜPHESİ OLMAYANIN NAMAZINDAN ŞÜPHESİ OLMAZ''-
Referandum sürecinde, birbiriyle alakası olmayan, hedefleri, gayeleri, politikaları farklı olan bazı kesimler, siyasi partilerin ilginç bir ittifak kurduğunu ifade eden Erdoğan, ''Düşünebiliyor musunuz, CHP, MHP, BDP, YARSAV bunlar nasıl bir araya gelirler? Müşterek hareket ediyorlar. Asla bir araya gelmesi düşünülemeyenler, yan yana gelmeyecek olanlar nasıl oluyor da bir araya geliyor'' dedi.
Başörtüsü konusunda 411 milletvekiliyle yasanın çıktığını, ancak bunu CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğünü anlatan Erdoğan, MHP'nin bu yasanın çıkmasında destek verdiğini, ancak bugün de referandumda CHP ile ortak hareket ettiğini söyledi.
12 Eylül'de milletin anayasasının oylanacağını dile getiren Erdoğan, artık kararın milletin olduğunu belirtti.
Başbakan Erdoğan, bazı siyasilerin, kendisini Yüce Divana göndereceğine ilişkin sözler sarf ettiğini anımsatarak, ''Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. Bizim abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun'' dedi.
Türkiye'nin ekonomik göstergelerine ilişkin, kendi dönemlerini önceki dönemlerle kıyaslayarak bilgiler veren Erdoğan, iktidarı, MHP, ANAP, DSP koalisyonundan IMF'ye 23 milyar dolar borçla devraldıklarını söyledi. Erdoğan, bugün borcun 6.9 milyar dolara indiğini ifade ederek, iktidara geldiklerinde Merkez Bankası'nın kasasında 26.5 milyar dolar bulunurken, rakamın şimdi 75 milyar doları bulduğunu bildirdi.
-YARGI-
Özelleştirmeler konusunda da kendilerine engeller çıkarıldığını söyleyen Başbakan Erdoğan, özelleştirmelerde Danıştay'ın aldığı bazı kararların geç verildiğini belirterek, şöyle konuştu:
''Hastanelerde Tam Gün Yasası gündeme geldi. Bakanımızın bir açıklaması düştü internet sitelerine, o açıklama üzerinden Danıştay toplanıyor, 24 saat geçmeden kararını veriyor ve yürütmeyi durduruyor. Allah Allah ne kadar maharet sahibiymiş bunlar. Yani niye o ana kadar yapmadınız, diğerlerini niye yapmadınız? 30 ay bir Alsancak Limanı'nı sallıyorsunuz, İstanbul'da Büyükşehir Belediyemiz bir yeri sattı, bir iki şikayet üzerine aylarca oyaladılar ve alıcı vazgeçti. 1 milyar dolardı orası. Şimdi gidin inanın orayı 500 milyon dolara veremezsiniz. Kayıp kime? İstanbullulara. Yazık değil mi? Galataport'a, Haydarpaşaport'ta aynı şeyi yaptılar. Dertliyiz dertli.
HSYK şimdi ilk kademe mahkemeleri tarafından seçilecek. Muhalefet meydanlarda ne diyor; 'iktidar atamayla arka kapısını oluşturuyor.' İnsaf, bizim bir tane atama yetkimiz yok. Tamamen atama yetkisi ilk derece mahkemelerine ait. Cumhurbaşkanı atayacak. Cumhurbaşkanına teklif edilenler içinden atama yapılıyor. Bu daha önce vardı. Milleti aldatmayın. 'Bakanı ve müsteşarı orada' diyor. Yahu bakan ile müsteşar bizim dönemimiz de mi girdi oraya? Bizden önce de vardı.
Ama şimdi arı kovanına çomak sokuldu ya ondan rahatsız oluyorlar. İlk kademe mahkemelerindeki hakimler, savcılar acaba bizim kontrolümüz dışında mı diye endişe ediyorlar. Hak tecelli edecek ne yaparsanız yapın. Biz, güveniyoruz, inanıyoruz ve diyoruz ki, daha geniş bir tabana yayılan bir seçim ile bu adım atılsın, inşallah bu kararı alalım.
Eski bir adalet bakanı mahkum ziyaretine gidiyor ve o zaman neler söylüyorlar ama şimdi ana muhalefet partisinin milletvekilleri cayır cayır Silivri'ye taşınmışlar. Oradan hiç ayrılmıyorlar, onlara kimsenin bir şey söylediği yok.
Ana muhalefetin bir iktidar ortağı olduğu zamanda, bir rivayete göre 3 bin, birine göre 5 bin yargıya elaman yerleştirilmiştir... Arka bahçe artık kurumaya başladı diye korkuyorlar. Biz başka bir şey düşünmüyoruz. Bizim düşündüğümüz şey, bu ülkede adalet, hukuk hakim olsun ve benim milletim adalete güvensin.''
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.