İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Geliyorum diyen DHKP-C eylemleri,

Geliyorum diyen DHKP-C eylemleri,

PKK’dan sonra Türkiye’nin yeni baş belası meydanı boş bulan DHKP-C terör örgütümü olacak?

Yasadışı DHKP-C örgütü tarafından yılın ilk günü gerçekleştirilen Dolmabahçe Sarayı’nın önündeki polis kulübesine yönelik el bombalı saldırı girişimi görevli polislerin çabası sonucu

Bir faciaya sebebiyet vermeden bastırılarak eylemi gerçekleştiren terörist gözaltına alındı. Eylemi DHKP-C örgütü üstlendi.

Başarısız eylemin ardından birkaç gün sonra örgütün intikam eylemi yapacağı duyumunu alan güvenlik güçleri Dolmabahçe eyleminde yakalanan DHKP-C Terör örgütü mensubu F.Ö.'nün, örgütün sözde Hatay İl Sorumlusu olduğu belirtilen amcasının kızı Suriye’de bomba ve silah eğitimi almış olan S.Ö.yü eylem için geldiği İstanbul’da yakaladılar.

Bu olaydan iki gün sonra bu sefer eylemin adresi Sultanahmet’di. Turizm Şube Müdürlüğü’ne bombalı saldırı düzenlendi. Saldırıyı düzenleyen kadın terörist öldürülerek etkisiz hale getirilirken olayda bir polisimiz şehit oldu. Olay sonrası DHKP-C ye yakın bir siteden yapılan açıklamada, "6 Ocak salı günü saat 17.20 sıralarında feda savaşçımız tarafından Berkin Elvan’ın katillerinin cezalandırılması ve AKP’nin rüşvetçi, hırsız bakanlarını koruyan faşist devletten hesap sormak için İstanbul Sultanahmet Turizm Şube Müdürlüğü’ne feda eylemi gerçekleştirilmiştir.” Diyerek saldırganın Elif Sultan Kalsen olduğu açıklamasını yaparak olayı üstlendi. Ancak saldırganın kimliği doğru çımadı. İntihar saldırısını gerçekleştiren canlı bombanın Dağıstanlı Rus uyruklu Diana Ramazowa olduğu belirlendi. Saldırganın El-Kaide ve IŞİD bağlantısı araştırılıyor.

Ard arda gelen bu olaylar vatandaşı ister istemez endişelendirmeye başladı.

Örgüte göre eylemlerin nedeni;

Örgüt yaptığı eylemleri Berkin Elvan’ın öldürülmesi ve yolsuzluk soruşturmasının kapatılmasını dayanak göstererek yaptığı imajını yaratmaya böylece bir takım kitleleri etkilemeyi yanına çekmeyi ve eylemlerinde haklı bir dayanak olduğunu ortaya koymaya çalışıyor.

Bazı örgüt sempatizanlarının da sosyal paylaşım sitelerinde bu öngörüyü destekler ve kitleler üzerinde etki yaratmayı hedefler mesajları dikkati çekiyor. “DHKP-C polis cinayetleri ve yolsuzlukların kapatılmasına tepki eylemleri yapıyor. Bunda haklı değil mi?” gibi benzeri birçok paylaşım var.

Altı gün içerisinde yaşanan bu üç olay malum güçler tarafından DHKP-C terör örgütünün Türkiye’de eylem etkinliğini arttırıp,  PKK’ya alternatif olarak piyasaya sürülmeye mi hazırlanıyor?  Diye düşünenlerde var. Türkiye’ye huzur, barış ve güven ortamının gelmesini istemeyen dün olduğu gibi bu günde, yarında bir kısım iç ve dış mihrakların olacağı kuşkusuzdur.

DHKP-C PKK’ya alternatif olabilir mi?

Metropol yapılı terör örgütlerinin, kırsal yapılanmalı terör örgütleri gibi terörist faaliyet göstermeleri imkânsızdır. DHKP-C veya benzeri yasa dışı örgütler kitlesel eylemleri gerçekleştirecek kapasitede değiller. Bunlar ancak ses getirecek silahlı, bombalı saldırı ve intihar saldırıları yapabilirler. PKK ve benzeri terör örgütlerinin yerini alamazlar.

Dolmabahçe ve Sultanahmet’teki saldırılara benzer saldırılar yaparak dikkat çekmekten varlıklarını sürdürdüklerini ispatlamaktan başka bir amaçları yoktur. En son ses getiren eylemleri Şubat 2013’de de Ankara’da ABD büyük elçiliğine intihar saldırısı düzenlemeleriydi. Bugün ortaya sürdükleri eylem gerekçeleri ise sadece kendilerine taraftar toplamak sözde eylemlerine haklılık kazandırmaktır.

Buraya kadar örgütün son bir haftada yaptığı eylemler ve yankıları hakkında bir şeyler söylemeye çalıştım.

Geliyorum diyen eylemler zinciri;

Olayların bir başka yönü ise DHKP-C örgütünün son aylarda Türkiye’de ses getirecek eylemler hazırlığında olduğu ortalığa atılmıştı. Bazı televizyon kanallarında yapılan söyleşilerde bu husus konuşuldu. Eski istihbaratçılarla yapılan röportajlarda DHKP-C ye dikkat edilmesi gerektiğine işaret ediliyordu.

Bunların dışında sosyal medyada günler önceden ihbar niteliğinde paylaşımlar yapıldı. Hem de eylemi yapacak teröristin adı verilerek.

12 Aralık’ta İSİMSİZ111 Fedakar adlı bir twitter kullanıcısı “DHKP-C Kanlı eylem talimatı verdi, bilgiyi emniyete ilettik güvenlik görevlileri konsolosluklar ve AKP binalarını hedef gösterdi.”

Aynı kişinin diğer twitter’i ise, “DHKP-C bu eylem için FIRAT ÖZÇELİK denilen örgüt üyesini kullanacak. Eylemin adı FEDA EYLEMİ olarak belirlendi. UYUMAYIN acem simitçileri.” Diye yazıyor.

Bütün bunlara rağmen tedbirlerin alınamamış olması ise düşündürücüdür.

Örgütün siyasal yapılanması, yönetim kadrosu eylem timlerinin isimleri hatta bir kısım hücre evlerinin bilgisi devletin emniyet ve istihbarat birimlerinde mevcut.

Dolmabahçe saldırısını gerçekleştiren teröristin kuzeni bu bilgiler doğrultusunda yakalanmıştır.

Örgüt bugün, yâda bu eylemlerle ortaya çıkmış, yeniden hortlamış bir örgüt değil. Bu tür örgütler tamamen ortadan kalmaz varlıklarını bir şekilde sürdürürler, fırsatı bulduklarında kendilerini gösterirler.

DHKP-C’nin bu eylemleri ne ilktir nede son olacaktır. Bu tür örgütler puslu havalarda ortaya çıkıp havayı iyice bulandırmakla beslenen örgütlerdir. Bugün kitle iletişim ve teknik takip sistemlerinin emniyet ve istihbaratın elini güçlendirdiği büyük bir nimet olması vasfı ile. Eylemler sıklaşmadan, daha çok ses daha fazla kan akacak eylemlere dönüşmeden ilgili kurumların tedbirlerini alması elzemdir.

İbrahim Halil SİPAHİ

09.01.2015/adanapost.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi