

Mustafa Yürekli
Avrupa 2023'e kadar Erdoğan'a karşı batıcı muhalefeti destekler
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ile Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetine icabetle 6 Nisan’da Türkiye’de gerçekleştirdikleri çalışma ziyareti ne anlama geliyor? Sözkonusu ziyaret Türkiye Avrupa ilişkilerinde hangi aşamada gerçekleşti ve gelecek perspektifi var mı? Bu sorulara cevap olacak şekilde bir kaç hususa dair düşüncelerimi açıklamak isitiyorum.
Göç meselesi, Avrupa ile Türkiye arasında yeni bir alan açtı. Bu alanda Türkiye AB ilişkileri, bağımlı ilişkiden yeni bir işbirliği ve anlaşma evresine doğru akıyor.. Avrupa bu yeni şartlara alışmakta güçlük çekse de Türkiye artık Batı’nın uzak karakolu değil. AB de Türkiye’nin bölgesel bir güç olduğunu kabul etti.
Türkiye, AB’nin izlediği el düşürme tuzağına düşmeyerek AB üyelik hedefinden vazgeçmediğini tekrar vurguladı. Bu konuda Avrupa’nın çok ikircikli ve tutarsız, birlik ruhundan uzak, bölünmüş bir Türkiye siyaseti izlediğini ve bu bölünmüşlüğü son tahlilde yine kendi çıkarları için bir mazeret olarak kullandığını görüyoruz. Avrupa iç bütünleşmesini gerçekleştirememiş, savunma problemi başta olmak üzere hiç bir meselesini çözemeyen, gittikçe ABD'nin etkiisine giren, çarpık yapısıyla gelecek vadetmeyen, başarısız bir entegrasyon hareketi olmaya mahkum..
Avrupa Türkiye ile işbirliğini muhtaç olduğu ekonomi ve göç alanlarına indirgemeye çalışıyor. Türkiye’deki siyasi irade, insan hakları ve demokrasi gibi bazı normatif dış siyaset söylemleriyle köşeye sıkıştırılmaya çalışılıyor. İnsan hakları söylemine artık kimse iltifat etmiyor.
Oysa Türkiye’nin insan hakları temelli Avrupa'ya dönük muhalif söylemi dünya çapında ilgi çeken yeni bir siyasi hareket. İki mliyara yakın nüfusa sahip İslam ülkesini temsil eden Türkiye, Doğu Batı çatışmasını yönetebilecek üçüncü bir güç olma imkanı vaadediyor.
Türkiye-AB ilişkileri siyasi olarak da daha rasyonel ve işbirliğine dayalı bir çerçeveye oturtulmak zorunda. Ancak AB’nin 2023’ten önce tutarsızlıklarla dolu, çelişkili Türkiye siyasetinde çok büyük adımlar atacağına ihtimal vermiyorum.
Avrupalı uzmanları “Güç dengeleri değişti. Erdoğan siyasetini değiştirmedi ama AB tavizler veriyor” tespitini yapmak zorunda bırakan bir siyasi iradeyi değil, kendisini zorlamayan bir siyaseti Türkiye’de iktidarda görmek istiyor.
Avrupa'nın son umudu, Erdoğan'ın iktidardan gitmesi..
Erdoğan'ı iktidardan düşürmeyi başaramazsa, paşa paşa masaya oturup Türkiye'nin şartlarını kabul edecekler..
Kaynak: Ulu Kanal

Uluslararası Barış Ordusu kurulmalıdır
11 Ekim 2025 Cumartesi 12:39Bekir Karlığa’nın medeniyet perspektifi
10 Ekim 2025 Cuma 07:09Bekir Karlığa’nın İstanbul’da Roger Garaudy’le görüşmesi
05 Ekim 2025 Pazar 17:09İslam medeniyeti tarihine adanmış bir ömür: Bekir Karlığa
01 Ekim 2025 Çarşamba 11:01BM’yi insanlığın ufkuna taşımak..
24 Eylül 2025 Çarşamba 11:19Netanyahu ne Silvan Yazıtı’nı ne de Gazze’yi alabilir
20 Eylül 2025 Cumartesi 13:45İslam İş Birliği Teşkilatı’na Güvenlik Konseyi gündemde
17 Eylül 2025 Çarşamba 15:04Küreselleşmiş suç örgütleri ve yasadışı ekonomi
13 Eylül 2025 Cumartesi 14:43Küreselleşme ve suçun değişen yüzleri
10 Eylül 2025 Çarşamba 16:46Emperyalizmin kirli işleri
06 Eylül 2025 Cumartesi 11:54




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.