Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından, "Demokrasiye Sahip Çıkmak: Sivil Direnişin Gücü" paneli

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından, "Demokrasiye Sahip Çıkmak: Sivil Direnişin Gücü" paneli
- "Bugüne kadar, 15 Temmuz ihanetinin ortaya çıktığı ana kadar, siyasal partilerin, siyasal iktidarların, hükümetlerin, cumhurbaşkanlarının, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ortaya koyduğu irade gibi, Meclisimizin ortaya koyduğu irade gibi bir irade koymadı..

- SETA Genel Koordinatörü Nebi Miş:
- "Geçmişten bugüne baktığımızda medya, darbenin mümkünlük şartlarının hazırlanmasında, darbenin meşruluk fetvasının verilmesinde en önemli aygıtlardan biridir"

ANKARA (AA) - AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Bekir Bozdağ, "Bugüne kadar, 15 Temmuz ihanetinin ortaya çıktığı ana kadar, siyasal partilerin, siyasal iktidarların, hükümetlerin, cumhurbaşkanlarının, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ortaya koyduğu irade gibi, Meclisimizin ortaya koyduğu irade gibi bir irade koymadığını görüyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından "Demokrasiye Sahip Çıkmak: Sivil Direnişin Gücü" başlıklı panel gerçekleştirildi.

Moderatörlüğünü Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı AR-GE ve Proje Koordinatörü Doç. Dr. İsmail Çağlar'ın yaptığı panelde, AK Parti Şanlıurfa

Milletvekili Bekir Bozdağ, SETA Genel Koordinatörü Nebi Miş, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Başkanı Salih Tanrıkulu ve gazeteci Hande Fırat konuşmacı olarak yer aldı.

Bozdağ, 15 Temmuz'u bir cepheden ele almanın her daim eksik olacağını, 15 Temmuz'un yüzlerce cephesi olabileceğini belirtti.

Türkiye'nin darbe geleneği oluşmuş bir ülke olduğunu, bu konuda ülke geçmişinde tecrübeler bulunduğunu dile getiren Bozdağ, "Bugüne kadar, 15 Temmuz ihanetinin ortaya çıktığı ana kadar, siyasal partilerin, siyasal iktidarların, hükümetlerin cumhurbaşkanlarının, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ortaya koyduğu irade gibi, Meclisimizin ortaya koyduğu irade gibi bir irade koymadığını görüyoruz." diye konuştu.

Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz'da Hande Fırat aracılığıyla tüm dünyaya ve Türkiye'ye mesaj verdiğini, halkı meydanlara davet ettiğini anımsattı.

O gün Erdoğan'ın "Ben halkın gücünün üzerinde güç tanımıyorum." dediğini hatırlatan Bozdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısı üzerine vatandaşların sokağa çıktığını ve darbecilere engel olmaya çalıştıklarını anımsattı.
Bunu, kurtuluş mücadelesine benzettiğini dile getiren Bozdağ, her şeyi göze alan liderlerin arkasında yürüyen nice insanların olacağını ve tüm hedeflerine ulaşacağını vurguladı.

Bozdağ, "Rahmetli Menderes meydan okusaydı, hiç şüphem yok bu millet onun arkasından da giderdi. 12 Mart'ta o dönem rahmetli Demirel, rahmetli Ecevit, rahmetli İnönü ve o zaman siyasetin içinde büyük aktörler aynı tutumu koysalardı, emin olun muhtırayı Meclis'e göndermeyi bırak, muhtırayı yazmaya cüret dahi edemezlerdi." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ölümü göze aldığını gören milletin, tankın altına yatarken ölümü göze aldığını ifade eden Bozdağ, Türkiye'nin çok büyük felaketlerin eşiğinden milletin iradesiyle döndüğünün altını çizdi.

Bozdağ, medyanın, 15 Temmuz'daki önemine de işaret ederek, "Bütün kanalların hemen hemen tamamı yekvücut oldu, susturamadılar. Susturmaları da mümkün değil. Çoğulculuğun, hem fikir anlamında hem yayıncılık anlamında sigorta olduğuna yürekten inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de 15 Temmuz'dan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde tarihi bir adım atıldığını belirten Bozdağ, 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin aynı sıkıntıları yaşamaması için reform dönemine girdiğini söyledi.

- "Kamuoyunu sürekli bilgilendiren yöntem izledik"

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Başkanı Salih Tanrıkulu da 15 Temmuz'dan sonra Devlet Denetleme Kurulunun görevlerine ilişkin bilgi verdi.
OHAL sürecinde yapılanları da anlatan Tanrıkulu, "İletişime her zaman açık ve kamuoyunu sürekli bilgilendiren yöntem izledik." dedi.

Tanrıkulu, FETÖ ile irtibatlı, iltisaklı olduğu gerekçesiyle insanların hakkında işlem yapıldığını, hukuk devleti içerisinde idari komisyonun tek tek tüm dosyaları çalışarak sonuca ulaştırdığını, makul süre içerisinde bunu tamamladıklarını anlattı.

Hande Fırat da konuşmasında bir gazetecinin görevlerine vurgu yaptı.
Gazetecinin tarafsız olduğunu ancak bir insan, bir anne, bir vatandaş olarak taraf olduğu yerlerin bulunduğunu dile getiren Fırat, "Yapısını incelediğinizde orada bir cemaat, orada bir yardım kuruluşu göremezsiniz. Bu yapı, tamamen istihbarat kuruluşu tarafından hazırlanmış terörist organizasyondur. Çok net." değerlendirmesinde bulundu.
Hande Fırat, o gece neler yaşadığını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a nasıl ulaştığını aktardı.

SETA Genel Koordinatörü Nebi Miş ise FETÖ'nün geçmişteki darbelerin tüm yöntemlerinden yararlandığına işaret etti.

FETÖ'nün bunlara ek olarak terör yöntemlerini kullanarak işgal girişiminde de bulunduğunu ifade eden Miş, "Uygulayıcıları ya da destekleyicileri sadece içeriden değil, dışarıdan da FETÖ'nün sahipleriyle birlikte yürütüldü." dedi.
Miş, dünyadaki darbelerde belli safhaların olduğunu, FETÖ'nün 15 Temmuz öncesi iktidarı demokratik olmayan yöntemlerle düşürmeye çalıştığını ifade etti.

15 Temmuz'da medyanın önemli kesiminin büyük sınav verdiğini dile getiren Miş, "Geçmişten bugüne baktığımızda medya, darbenin mümkünlük şartlarının hazırlanmasında, darbenin meşruluk fetvasının verilmesinde en önemli en önemli aygıtlardan biridir." yorumunu yaptı.

Programa, Türkiye'nin 81 ilinden 81 gazeteci ile 41 ülkeden davet edilen 119 yabancı basın mensubu olmak üzere toplam 200 gazeteci katıldı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.