

Mustafa Yürekli
Edebiyat penceresinden hayat ve tarih...
Edebiyatımızın has damarı bellidir: Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Necip Fazıl Kısakürek, Yahya Kemal Bayatlı ve Mehmet Akif Ersoy'dan ötesi de var..
Yunus'tan beri gelebiliyoruz ama, Akif'ten öteye gidemiyoruz. Oysa Muallim Naci, Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi ve Şeyh Galib'i bir çırpıda söyleyebilirim..
Resmi edebiyatın emrine girenler, 19. yüzyıldaki İslami edebiyatı kaybetmek istiyorlar. Matbaanın gelişinin edebiyata etkisi, genel olarak Batı etkisi esas alınarak edebiyatı anlatmak, bu eğilimin dışında kalan, edebiyatımızın has damarını oluşturan sanatçılarımızı yok saymak resmi kültür politikası durumunda.. Oysa İslam edebiyatı, modern Batı edebiyatının farkındaydı ve cevabını Şeyh Galib'ten itibaren verdi.
Şeyh Galip (1757, İstanbul - 1798), Esed ve Galip mahlaslarıyla yazdığı şiirlerini toplayarak 24 yaşında iken divanını meydana getirdi (1780). Şeyh Galip, hiç kuşkusuz Nedim'den sonraki dönemin en önemli şairlerindendir. Sembolizm benzeri bir tarzın edebiyatımızın öncüsü olmuş, birçok buluşu ve yarattığı mazmunlarla Divan Edebiyatı'nın gelişmesinde büyük bir rol oynamış olmasına rağmen divan şiirinin geleneklerinden de kopmamıştır. Bugün Şeyh Galip'in şiirleri gösterdiği harika sembolizm ve betimlemelerle özellikle Batıda fazlasıyla beğeni toplamaktadır. Şeyh Galip'in eserlerinin en önemli yönlerinden birisi de tasavvufi temellere sahip olmasıdır.
Muallim Naci, İstanbul'da, 1850 yılında doğdu ve 13 Nisan 1893 yılında, 43 yaşında öldü. II. Mahmut Türbesi haziresinde medfundur. Recaizade Ekrem ekolüne karşı klasik edebiyatı savundu. Aruzu ustalıkla kullandı. Servet-i Fünûncuları etkiledi. Şiirinin yanında edebiyat tarihi ve sözlük çalışmalarıyla da ilgi çekti. Muallim Naci, dönemin edebiyat çevrelerinin saygı duyduğu ünlü bir üstattı. Uzun yaşasaydı, Abdülhamit Han'a büyük destek olurdu..
A'mâk-ı Hayâl isimli ünlü romanın yazarı Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi, sürgünden ancak Meşrutiyetin ilanıyla 1908'de (İstanbul'a) dönmüştür. Önce, İttihat-ı İslam adlı bir haftalık gazete,1910'dan itibaren de Hikmet isimli bir haftalık gazete yayımlamıştır ve İttihat ve Terakki Cemiyeti'ni eleştirmiştir, bu yüzden birçok düşman kazanmıştır. Muhalif düşünceleri nedeniyle Hikmet gazetesi matbaası ile birlikte yasaklanıp kapatılmış, kendisi de Bursa'ya sürgüne gönderilmiştir. Ekim 1914'te, Birinci Dünya Savaşı'na girerken masonlar tarafından zehirlenerek öldürülmüştür.
Şeyh Galib ile Akif arasını ciddi ciddi çalışmak gerek.. Tanzimat edebiyatı diyerek, Batı'nın etkisine girmiş kesimler anlatılıp duruyor. Oysa İslam toplumunda edebiyat çalışmaları durmuş değil. İslam'ın edebiyat penceresini kapatarak modernizmde boğmak istiyorlar..
Müslümanlar, edebiyat penceresinden hayatı ve tarihi değerlendirmekten vaz geçmiş değildi oysa.. 20. yüzyılı Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Necip Fazıl Kısakürek, Yahya Kemal Bayatlı ve Mehmet Akif Ersoy'dan öğrendiğimize göre, 19. yüzyılı da rahatlıkla öğrenebiliriz.. Bir an önce, Muallim Naci'den başlamak gerek.
Mustafa Yürekli - Haber 7

Uluslararası Barış Ordusu kurulmalıdır
11 Ekim 2025 Cumartesi 12:39Bekir Karlığa’nın medeniyet perspektifi
10 Ekim 2025 Cuma 07:09Bekir Karlığa’nın İstanbul’da Roger Garaudy’le görüşmesi
05 Ekim 2025 Pazar 17:09İslam medeniyeti tarihine adanmış bir ömür: Bekir Karlığa
01 Ekim 2025 Çarşamba 11:01BM’yi insanlığın ufkuna taşımak..
24 Eylül 2025 Çarşamba 11:19Netanyahu ne Silvan Yazıtı’nı ne de Gazze’yi alabilir
20 Eylül 2025 Cumartesi 13:45İslam İş Birliği Teşkilatı’na Güvenlik Konseyi gündemde
17 Eylül 2025 Çarşamba 15:04Küreselleşmiş suç örgütleri ve yasadışı ekonomi
13 Eylül 2025 Cumartesi 14:43Küreselleşme ve suçun değişen yüzleri
10 Eylül 2025 Çarşamba 16:46Emperyalizmin kirli işleri
06 Eylül 2025 Cumartesi 11:54




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.