Değerli okurlar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın görevinden istifa ederek AK Partiden milletvekili adayı olması konusunda görüşlerimiz ve neden bu konuda bir makale yazmadığım siz değerli okurlardan gelen e-postalar, telefonlar ve eş-dostla yaptığımız sohbetlerde sıkça soruluyor.

Devletin sır küpü, kara kutusu MİT Müsteşarının milletvekili adayı olması seçilmesi, seçildiği partinin iktidar olması ile başbakan veya bakan olacağı söylentisi dolaşan Hakan Fidan’ın adaylığı ne kadar doğrudur.

Artık eski MİT Müsteşarı diyeceğimiz Hakan Fidan ile asker ve istihbaratçı olma vasfı ile her iki taraftan da meslektaşımız. Gerçi ben kendisi ile ne TSK’da nede İstihbarat’ta beraber çalışmadım. Bu nedenle yakından tanıma şansım olmadı.

Sadece sözde “çözüm süreci”’nde oynadığı rol nedeni ile benim itibar etmediğim bir kişidir.

Burada da zaten kişiliği ile ilgili aynı diğer kişilerde de olduğu üzere bir şeyler yazmayacağım. Bu benim kişiler hakkında ne tarzım nede gerek gördüğüm durumdur. Kişilerin icraatları üzerinde konuşulmayı ve yazmayı esas alırım.

Hakan Fidan ülkenin Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığından sonra en önemli kurumlarından olan Milli İstihbarat Teşkilatının başıdır. Geniş yetkilere, imtiyaza ve dokunulmazlığa sahiptir.

Bir ülkenin istihbarat kurumu ve dolayısı ile başkanı o ülkenin güvenliğini, mahremiyetini temsil eder, devletin sırdaşıdır, kısaca kara kutusudur.

MİT müsteşarlığına kadar yükselen kişi için bu görev kariyerinin son ve doruk noktasıdır. Kişi bu görevden ya emeklilik yâda ölüm dolayısı ile ayrılır. Emekli olan son nefesine kadar her ne pahasına olursa olsun bilgi birikimi ve devlet sırlarını ifşa edemez bu bilgiler kendisi ile birlikte toprak olur.

Mit Müsteşarı bağımsızdır. Maalesef Hakan Fidan bağımsızlığını daha önceden zaten yitirmiş siyasi otoritenin memuru konumuna gelmişti. Şimdi ise görevinden istifa ederek iktidar partisinden milletvekili adayı olması taraflılığı ve siyasallaştığının tasdikidir.

MİT Müsteşarının görevinden istifa ederek milletvekili olmak üzere hangi partiden olursa olsun aday olması, gösterilmesi etik değildir, kabul edilemez.

Fidan için hedef kariyer ise, MİT müsteşarlığı milletvekilliğinden üstün bakanlıkla eş değer bir kariyerdir. Ekonomik olarak da emekliliği halinde dahi en yüksek maaş’ı almaktadır.  Yukarıda da belirttiğim üzere geniş yetkilere, imtiyaza ve dokunulmazlığa da sahiptir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hakan Fidan’ın adaylığına sıcak bakmaması gerçekten samimi ise bu minvalde doğrudur.

Ben, Hakan Fidan’ın bir görev ve bu hususta bir teminat almadan görevinden istifa ederek aday olduğuna inanmıyorum. Fidan’a başbakan yardımcılığı veya bakanlık verilme vaadi verdiği için görevinden ayrılarak aday olduğu kanaatindeyim. İşte asıl sorun ve sıkıntı da burada baş gösteriyor.

Hakan Fidan’ın başbakan yardımcısı veya bakan olması Türkiye’nin dış politikasına olumsuz etki yaratacak, Yabancı devlet temsilcileri ile Fidan’ın görüşme yapması karşı tarafı ister istemez tedirgin edeceği gibi birçok soruna neden olacaktır.

Bunlar iç ve dış dünyada devlet ve hükümet politikasını etkileyecek hususlardır.

MİT’in görev tanımlaması personelin görev ve sorumluluklarını yakından bilen bir kişi olarak üst düzey bir MİT personelinin özelliklede teşkilatın bir numarasının milletvekili olmasını kendisinin seviyesi düşürme, hükümette yer almasının hem iç hem dış politika açısından etik olmadığını düşünüyorum. 

İbrahim Halil SİPAHİ

13.02.2015/Adanapost.com