Beğenmediği bir sözü, davranışı ve bunları ortaya koyan kişiyi eleştirmek insanoğlunun doğasında olan bir davranış şeklidir. İnsanın şahsiyetine ve değerlerine indirgememek üzere bu eleştiri/tenkit kabullenilebilen bir davranıştır. Ancak kişinin maneviyatı ve şahsiyetine karşı küfür, hakaret ve aşağılama derecesinde olanı da asla kabul edilecek bir davranış değildir. 

Son zamanlarda ülkemizde hakaret konusu söz yerinde ise gündemin başına oturdu. Önce eski bir AKP milletvekili Cumhurbaşkanı Erdoğan?a hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Ardından 16 yaşında bir lise talebesi Menemen?de öldürülen Kubilay?ın ölüm yıldönümü anma etkiliğinde okuduğu metinde cumhurbaşkanı Erdoğan?a 17-25 Aralık yolsuzluk olayı nedeniyle sarf ettiği sözlerinden dolayı cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklandı. Sonra üç liseli daha hakaretten gözaltına alındı.

O makamdaki her kim olursa olsun. Gerek davranış, gerekse şahsiyetini beğenmediğimiz için devlet büyüğüne, makam sahibine hatta sıradan bir vatandaşa dahi hakaret etmek ahlaki ve etik bir davranış değildir. Zaten TCK?nın 299. Maddesi devlet büyüklerine hakarete cezai muide getiriyor. 

Geçmişte de buna benzer olaylar yaşandı. Merhum Turgut Özal?a, Kenan Evren vs. küfür ve hakaret edenler tutuklandılar.  Bugün toplu taşıma araçlarında, hastane, kahvehane, çay ocağı, park gibi bir çok kamusal alanda yapılan sohbet ve konuşmalarda; devlet büyükleri, liderler, milletvekilleri ağır şekilde eleştiriliyor, hakaret ve küfürler kırıla gidiyor. Buralara kamera yâda sivil polis görevlendirip bu kişileri tespit ederek tutuklasanız bırakın cezaevlerini doldurmayı memlekette sokakta adam kalmaz.

Peki doğrumu? Yukarda izah etmeye çalıştım. Eleştiriye ?EVET? hakaret ve kürüre elbette ?HAYIR?

Gelelim son vak?aya; 16 yaşındaki çocuk daha reşit değil konuşma metnindeki hakaret içeren sözlerden dolayı tutuklanması yaptığı ise, hakaret içeren konuşması kadar yanlış.  Bence çocuğun yaptığı konuşmanın hakaret içermesi doğru olmadığı gibi o yaşta bir çocuğun o içerikte bir konuşma metni hazırlaması veya okuması doğru değil. Belli ki çocuk TBMM oturumlarını çokça seyredip oradaki büyüklerinden etkilenmiş. Küçükler hata yapar büyükler ders olsun diye kulak çeker ve bir daha olmaması adına affeder. Tabi bu bir büyüklük göstergesidir. 

Bundan bir kaç ay önce Diyarbakır, Van, Şırnak?ta eş zamanlı okul saldırılarında Atatürk heykelleri yakılıp, yıkılıp başı ile top oynanmış üzerlerine çıkılmıştı. Bu ülkede 5816 sayılı Atatürk?ü koruma kanunu var. ?Atatürk?ün şahsına, hatırasına, heykel ve büstlerine vs. küfeden hakaret eden ve zarar verenler 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.? der. Geçen yıl 10 Kasımda gazetelerde tam sayfa ?Olmasaydın da olurduk? diye ilanlar verildi. Halen gazeteci yazar müsvettelerinden Atatürk?e ?alkolik, kafir, din düşmanı, hâşâ veledi zina? diye makalelerinde kitaplarında alenen bahsedenler var. Nerede bu ülkenin emniyet güçleri, nerede cumhuriyetin savcıları? Neden işlem yapmazlar.

Bu ülkede her zaman ve her konuda maalesef çifte standart var. İşte bu da insanları bazen isyana ve fevri davranışlara itiyor. Bazı uygulamaların mantığını anlamak ise  çok zor. 

Geçen yıl evime hırsız girmesi vesilesiyle gittiğim karakolda bir olaya şahit oldum. Bir geç Hâşâ Allah ve Peygambere küfür ettiği için bir başka gençle tartışıyor. O da ?sen nasıl benim Allah?ıma ve peygamberime nasıl küfredersin? diyerek gencin ailesine küfrediyor.  Tartışma kavgaya dönüşüyor. Ailesine küfredilen ve ilk tartışmayı başlatan genç şikâyetçi oluyor. Dini değerlerine küfredilmesine tepki gösteren genç ise suçlu konumunda karakolda işlem görüyor.

Yaşayan ve mevkisi olanlara yapılan hakaret suç kapsamında, hayatta olmayan, şikâyetçi konumda olamayanlara kanunda olsa (bu arada yanlış anlama olmasın Allah ve Peygambere küfrü yasaklayan bir kanun yok) ceza uygulaması yapılmıyor. 

Özgürlükler özelliklede ifade ve düşünce özgürlüğü diline gelen her şeyi söylemek, kişilerin şahsiyet ve maneviyatına küfür ve hakaret hakkını kimseye vermez.

Cumhurbaşkanına hakaret ne kadar onur kırıcı ve suç ise Ali?ye, Ayşe?ye küfür ve hakaret etmek aynı kefeye konulmalıdır.

İbrahim Halil SİPAHİ

29.12.2014/adanapost.com