İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Hasan Tahsin’de gazeteciydi,

Hasan Tahsin’de gazeteciydi,

Önce gazeteci kimdir?

Görevi nedir? Ne değildir? Ona bakmak gerekir.

Gazeteci; Yurt ve Dünya gündemine ilişkin olaylardan derlenen bilgileri olduğu gibi haberleştirilerek  gazete, radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarında yayınlanmasında görev alan kişidir.

-Gazeteci toplumun menfaatlerini kendi menfaatlerinin önünde tutandır...

-Gazeteci kimsesizlerin kimsesidir,

-Gazeteci topluma haber verendir, gazeteci yalan söylemez, yalan haber yapmaz.

-Gazeteci güçlüden yana değil, haklıdan yana olur.

-Gazeteci ne iktidarın borazanlığını yapar, nede muhalefetin sesidir.

-Gazeteci düşmanımın düşmanı dostumdur diyemez.

-Gazeteci şartlar ne olursa olsun ülkesini yabancı ülkelere, ülkemizin düşmanlarına şikayet edemez.

-Gazeteci ülkesine ihanet edemez.

-Gazeteci çıkar guruplarından yana değil, hayattan doğadan tarihten insandan yana yer alır.. -Çünkü gazeteci kamu hizmeti yapar...

-Gazeteci topluma örnek olmalı, önde gitmeli ve yön veren olmalıdır...

-Gazeteci kalemini şahsi çıkarlar için değil toplumun, kentin, ülkenin, çıkarları için kullanır, asla silah olarak görmez.

-Gazeteci eleştiri hakkını kullanmalı kamu görevi yapanları eleştirmeli, ama haberi kan davasına çevirip her ortamda incitmez.

Bu demek oluyor ki, gazeteci edindiği bilgiyi yorum yapmadan olduğu gibi yalın ve sade bir biçimde kamuoyuna aktarmakla görevlidir.

Bu arada şunu da ifade etmek isterim ki, gazetecinin devletin mahremiyetine ilişkin bir şekilde elde edilen bilgiyi de kamuoyu ile haber olarak paylaşılması gazetecilikle bağdaşmaz.

 

Bunları neden mi yazıyorum?..

Son yıllarda özelliklede son günlerde ülkemizde gazeteci kimliği altında gazetecilik kriterlerine uymayan bir takım zatlar yüzünden basın camiası töhmet altındadır. Gazetecilere farklı gözle bakılmakta.

Her zaman, her dönemde kendini gazeteci sanan bazı zatlar patronları ve şahsi çıkarları için kalemlerini ve gazetelerini kullanmışlardır/kullanmaktadırlar. Biz bunlara satılık kalemler diyoruz.

Bu zatları hiçbir haberde göremezsiniz, hiç bir olayda, eylemde olmazlar, seçim dönemlerinde, seçim sonrasında siyasilerimizin yanı başında,  işyeri açılışlarında, yemeklerde, kahvaltılarda birde ilan reklam ziyaretlerinde.. İstediklerini alamayınca başlarlar iftiraya, hadlerini aşan davranışlarda bulunmaya. Ondan sonra tehdit ve şantaj yaparak istediklerini elde ederlerler.

Son çeyrek’te bunlara kalemlerini bir takım harici ve dâhili şer odaklarına satan, efendilerinin emirleri doğrultusunda devlete karşı kullanan zatlar eklendi. Kendilerine istihbarat birimleri tarafından servis edilen, devletim mahremiyetine yönelik bilgileri haber adı altında yayınlayan, bazı haberleri çarpıtarak kamuoyunu yanıltmaya ve yanlış yönlendirmeye çalışan bu zatlar, sıkıştıkları zaman da efendilerinin etekleri altına saklanıyorlar.

Bu tür çirkin bir olaylarla son günler sıkça karşılaşıyoruz!.. Bu nasıl bir gazeteciliktir?..Bu nasıl sorumsuzluktur... Gazetecilik dik duruş gerektirir... Onur ve gurur gerektirir...

15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'e çıkartma yapan, seçkin askerlerden oluşan Yunan Efzon Alayı işgal askerine karşı Kordon boyunda ilk kurşunu sıkarak Türk direnişini başlatan sembol kişi de bir gazetecidir. Asıl adı Osman Nevres olan Gazeteci Hasan Tahsin Sabatay olmasına rağmen yaşadığı yeri, vatanını ve bayrağını düşmana çiğnetmemiş bu uğurda 31 yaşında şehit düşmüştü.

Her gazeteci bir Hasan Tahsin olmalıdır. Birilerinin borazanını çalmamalıdır.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

15.11.2016/adanapost.com

twitter.com./ihalilsipahi

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi