“ Hayvana İşkence, Çocuklara Cinsel İstismar “

Devlet, toplumun huzurunu kaçıran, cana, mala, namusa kast eden suçlulara, hak ettikleri caydırıcı ve ağır cezayı veremediği için, hayvanlara işkence, çocuklara yönelik cinsel istismar ve cinayetleri konuşmak tartışmak, sorunlarla boğuşmak zorunda kalıyoruz.

Daha düne kadar, bir karıncayı dahi incitmeyen, kuşu ölen bir çocuğa taziyeye giderek teselli eden bir peygamberin ümmeti, nasıl oluyor da bu gün hayvanlara işkence yapıyor, çocukları taciz ediyor, nasıl oluyor da insan canına kıyabiliyor?!..

Halkının yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğu iddia edilen bu ülkeye ne oldu, biz bu hale nasıl geldik?!..

Suçu ve suçluyu konuşurken, insanları buna iten sebepleri, suça teşvik eden etkenleri konuşmadan tartışmadan çözüm üretemeyiz.

Yaşlısı genci ile tüm toplumu tahrik eden sahneler, çöp çatan programları, mafya olmanın özellikleri, insan öldürmenin usulleri; işkence, yalan, iftira, her türlü cinsel istismar, ahlaksızlık ve şiddet içeren onlarca denetimsiz dizi film, tiyatro, ahlaksızca yayın yapan internet siteleri, radyolar, gazeteler, dergilerin yönetim kurulu başkanları ve yayın yönetmenleri…

Devlet, para karşılığında erkeklerle birlikte olan, lüks otellerde zenginlere peşkeş çekilen vesikalı yeni yetme kızlar, otoyollarda fuhuş yapan kadınları…

Hırsızlar, dolandırıcılar, uyuşturucu bağımlısı çocuklar, öğretmenlerini darp eden psikopatlar, torbacı gençler ve onları kullanan örgütler…

Bu sorunların sorumluları kimler?!..

Peki, bu sorunları kimlerle konuşacak, kimlerle çözeceğiz?

Bu kadar olumsuzluğun müsebbipleri, ilericilik, çağdaş yaşam, demokrasi, özgürlük kılıfı ile çarpık ilişki ve işleyişi, yaşam tarzı haline getirirken, hak hukuk talep eden, öğüt veren, edep ahlak, helal haram söylemleri ile sorunlara büyük ölçüde çözüm olabilecek müftüler, imamlar özgürce konuşabiliyorlar mı?

Hayır, çünkü devlet memuru oldukları için kuran ve sünnete göre yorumlayıp dinin hükümlerini açıkça söyleyemiyorlar, peki memur arkadaşlar konuşamıyor da sivil hocalar konuşabiliyor mu?

Yine hayır!.. Nureddin Yıldız hocaya yapılan saldırıları hatırlayın ve sosyal medya fenomeni Oflu hocayı… Tüm toplumun teveccühünü kazanmış Mehmet Görmez hocanın akıbetini ve tabii ki cezaevlerinde yatan onlarca 28 Şubat mağduru kardeşimizi unutmayın…

Cami cemaatinin gündeminde ne var; hangi konular konuşuluyor? Cuma günü hutbede ne anlatılıyor?

Toplumun içerisinde bulunduğu bu karmaşa, işkence, tecavüz, cinayet ve ahlaksızlıklar karşısında İslam hukuku ne diyor?

Hocalarımız kısası gündeme getirebilir, “Şeriatın kestiği parmak acımaz!..” diyebilirler mi?

Hayır, diyemezler!.. Çünkü, okuyucularımdan çok özür dileyerek açıkça ifade edeyim: Hocalarımız bu ülkede, ibneler ve onları pazarlayan pezevenkler kadar özgür değildir!..

Peki, hepimizin konuştuğu bu sorunlar karşısında kanun koyucular, yargıç, savcı, siyasetçi, bürokrat, asker, polis, gazeteci, eğitimci, sendikacı, STK, sanatçı anne babalar olarak kaçımız dönüp kendi konumu ve kurumuna bakıp da öz eleştiri yapabiliyoruz?!..

Artık az konuşup çok iş yapalım sineği bırakalım bataklığı kurutmaya bakalım…