İdam cezası geri gelmeli mi?
Son zamanlarda artan kadın ve çocuk cinayetleri için cezaların ağırlaştırılarak artırılması ve AB uyum yasaları çerçevesinde kaldırılan idam cezası yeniden konuşuluyor.
Adana da geçtiğimiz Pazar günü kaçırıldıktan sonra ölü olarak bulunan 6 yaşındaki Gizem Akdeniz?in katili 20 yaşındaki yakın akrabaları olduğu tespit edilmiş zanlı tutuklanarak cezaevine konulmuştu.
Ülkemizde idamın kaldırılmasından sonra en ağır ceza ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası. Ömür boyu hapis cezası anlamına gelen müebbet ülkemizde 36 yıl olarak uygulanıyor. Buna göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirse bu caniye 36 yıl sonra 56 yaşında ceza evinden çıkacak ancak 6 yaşında yaşama hakkı elinden alınan Gizem toprak altında çürümüş ve toprağa karışmış olacak.
Başbakan R.Tayyip Erdoğan geçtiğimiz Cuma günü cuma namazı çıkışında gazetecilerin çocuk cinayetleri hakkındaki sorusu üzerine "Çalışmamız var. Adalet Bakanlığımızın çalışması var. Gizemin katili için ?bu işin hakkı idamdır. İdam gelmese dahi bu cezaların çok çok ağırlaştırılması noktasında benim talimatım var." dedi.
Türkiye?de 1920'de Meclisin kuruluşundan, 1984'te Ceza yasasında bulunmasına rağmen idam cezalarının fiilen kaldırılmasın ardından. Türkiye'de idam cezası; Kopenhag AB katılım bildirgesinin imzalanması ve AB uyum yasaları gereği, ilk önce 2002'de savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışındaki suçlar, 2004'te ise tüm suçlar için 5218 sayılı kanunla tamamen kaldırılmıştır.
İnsan hayatı muhteremdir. Hayat hakkı ancak üç sebepten biriyle kalkar. Keyfî veya birtakım kişisel çıkarlardan, düşmanlıktan kaynaklanan kin ve intikam duygusundan dolayı adam öldüren hakkında bazı şartlar da dikkate alındıktan sonra kısas hükmü uygulanır.
Kur'an-ı Kerim'de adam öldürmenin büyük bir günah, ağır bir vebal olduğu bildirilmekle birlikte, haksız sebeple bir adamı öldürmenin, bütün insanları öldürmek gibi çirkin bir cinayet ve vahşet olduğu belirtiliyor.
Bu hususta yüce yaratan, ?Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir.? (Bakara:178) ve ?Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz.?(Bakara:179) buyuruyor. Çağ değişti şartlar değişti diye ir izan olamaz. Allah?ın hükümleri kıyamete kadar geçerlidir.
Ülkemiz 3 Kasım 2002 seçimlerinde Refah Partisi içinden ayrılan kendilerini yenilikçi diye adlandıran İslamcı söylevleri ile % 34.28 oy alarak mecliste %66 sandalyeye sahip olan İmam Hatip mezunu R.Tayyip Erdoğan?ın AKP?si henüz muhalefette iken 3 Ağustos 2002?de 53 milletvekilinden 41?i idamın kaldırılması yönünde oy kullanmıştır.
İdam cezasının kaldırılası ile ilgili gerek TBMM kürsüsünden gereke basın açıklamalarında AKP?nin o zaman ki birkaç görüşünü hatırlayalım.
AKP parti grubu adına Bülent Arınç: Ölüm cezasının kaldırılması konusu, geldiğimiz noktada, bir zaruret ifade etmektedir. (01.Ağustos.2002 TBMM tutanakları)
AKP parti grubu adına Mehmet Ali Şahin: Ölüm cezasının kaldırılmasını parti olarak, grup olarak biz de istiyoruz. (01.Ağustos.2002 TBMM tutanakları)
Böylece 03.Ağustos.2002 tarihinde yapılan idam cezasının kaldırılması için yapılan oylamada 320 milletvekili EVET oyu verince 4771 numaralı kanunla idam kaldırılmış oldu.
Bu oylamadan sonra R.T.Erdoğan AKP Genel Başkanı olarak Hürriyet gazetesine verdiği demeçte:? Bu çok büyük bir basarıdır"."Ben, burada özellikle TBMM?yi takdir ediyorum, alkışlıyorum. ?demiştir.
İktidarda Başı İmam hatipli, dindar bir parti var, hedefleri dindar ve değerlere sahip ahlaklı bir nesil yetiştirmek.
Partisinin genişletilmiş İl başkanları toplantısında şöyle diyordu R.T.Erdoğan; ?Dünkü konuşmamda Türkiye'yi dindarlar, dinsizler' diye ayırdığımı söylüyor. Önce şu kulakların duymaya alışsın... Benim ifademde dindarlar, dinsizler diye bir ifade yok. Dindar bir gençlik yetiştirme var. Bunu yine söylüyorum, bunun arkasındayım. Sayın Kılıçdaroğlu, sen bizden, muhafazakâr demokrat parti kimliği sahibi Ak Parti'den, ateist bir nesil yetiştirmemizi mi bekliyorsun? O belki senin işin olabilir, senin amacın olabilir. Ama bizim böyle bir amacımız yok. Biz muhafazakâr ve demokrat, milletinin, vatanının değerlerine, ilkelerine, tarihten gelen ilkelerine sahip çıkan bir nesil yetiştireceğiz. Bunun için çalışıyoruz (1.Şubat 2012 Hürriyet) diyor.
Peki, 12 yıllık dindar yönetimin gündelik yaşantımıza yansıyan etkileri nelerdir?
2002 yılında Türkiye?de işlenen toplam suç sayısı 254 bin iken, 2013 yılında işlenen suç sayısı 3 milyon 760 bin. Bu kadar suç işlenmesine rağmen ceza evlerinde 150 bin civarında mahkûm bulunmaktadır. Cezaevlerindeki mahkûm sayısı 5 ilin nüfusundan fazla cezaevlerinde kalanların toplamı adeta 82. Vilayet.
Eline silahı alan dehşet saçıyor, İnsanlar adeta barut gibi dokunsan patlayacak fındıkkabuğunu doldurmayacak meseleden olaylar çıkıyor tavuk keser gibi insanlar öldürülüyor. Hırsızı, gaspçısı, tecavüzcüsü, tacizcisi vs. sokaklarda cirit atıyorlar. 2014?ün il dört ayında 81 kadın kocası tarafından öldürüldü. Bu yazıyı hazırlarken Amasya?da bir kadının kocası tarafından öldürüldüğü haberi Tv?de son dakika haberi olarak verildi. Ülkede çocuklar sokağa çıkamaz halde, ya sapıklar, ya organ mafyası ya da çocuk tacirleri tarafından kaçırılıyor, vahşice muamele ile öldürülüyor. Maalesef Türkiye?de can ve mal güvenliğinden bahsetmek adeta imkânsız hale gelmiş durumda. Geçen yıl benimde daireme hırsız girdi. Duruşmaya çağırma lütfünde bulunmayan mahkeme heyetinin hırsızı ilk oturumda serbest bırakıldığını lütfederek adresime postaladıkları mahkeme ilamından öğrendim.
Türkiye?de nasıl bir nesil ve bir insanlık anlayışı hâkim olmuş onu kararını siz verin değerli okurlar.
İdam cezası geri gelmeli mi? Evet gelmeli Müslüman başbakan ve kabinesinden bunu beliyoruz. İdam cezası ABD?de olduğu gibi önce bir süre ağır tecrit arkasından infaz şeklinde uygulanmalı. Ancak mağdur olan ailelerin içi bu şekilde bir nebze rahatlayacaktır.
Münevver Karabulut (18) 3 Mart 2009?da Cem Garipoğlu (17) tarafından hunharca ve zevk için öldürüldü. Mahkemece 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Toplam 16 yıl hapis yatacak 2025 yılında 34 yaşında tahliye olarak özgürlüğüne kavuşacak, Münevver?in ailesi sokakta kızlarının katili ile göz göze gelebilecekler.
Ölen topak, ailesi perişan olurken, bütün bu acıları yaşatanlar her an birilerine yeni acılar yaşatmak için sokaklarda dolaşacak. Ondan sonra ?Adalet mülkün temelidir.? Diyeceksiniz.
İbrahim Halil SİPAHİ
Araştırmacı Yazar
04.05.2014/adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.