Mustafa Yürekli, dünya haritası karşısına geçip Türkiye'nin yol haritasını anlatıyor.

Türkiye'nin batı, doğu ve güney ayakları üzerine güçlü bastığı zaman, kendi dünya düzenini kuracak kudretini ortaya koyduğunu hatırlatıyor. Yeniden yapılanan dünyada muhteşem Türkiye'yi inşa edenlerle tarihin asalakları arasındaki mücadeleye dikkat çekiyor.

Dünya haritası, gözümün önünden hiç gitmez. Her gün aldığım haberlerle kıtaları dolaşır dururum.
Fas'tan Java Adası'na kadar uzanan büyük vatanımın hangi köşesinde neler oluyor takip ederim, kah sevinçle, kah üzüntüyle..

1974 Kıbrıs zaferinden beridir, Türkiye'nin dünyadaki yerini düşünürüm. Doğusunda kalan topraklarımızı düşünürüm, Kafkasya'yı, ta Orta Asya'ya kadar. Güneyinde kalan topraklarımızı düşünürüm, Kudüs'ü, bütün bir Ortadoğu'yu. Batısında kalan topraklarımızı düşünürüm, Bosna'yı, bütün bir Balkanları.
Türkiye, bu üçlü saç ayak üzerine oturur. Türkiye'nin batı, doğu ve güney ayakları üzerine güçlü bastığı zaman, kendi dünya düzenini kuracak kudreti de ortaya çıkıyor.

Türkiye'nin ayağa kalkacak gücü olmayınca, bütün bir dünyanın kan gölüne dönüşeceğini, cehennem kesileceğini de öğrenmiş bulunuyoruz, yirminci yüzyıl tarihinden..

Gelişmeler, Türkiye'nin Arap Baharı'nı iyi yönettiğini gösteriyor. Bu yaz Esed'in sonbahara kalmadan Suriye'yi terk edeceği belli. ABD'nin ve taşeronu İsrail'in hizaya gelmesinde, Suriye'deki gelişmelerin payı büyük.
Kıbrıs Rum kesimi içine düştüğü mali krizden çıkamıyor; umut bağladığı doğu Akdeniz'in doğal gaz rezervini de, Türkiye izin vermedikçe, devreye sokamıyor. İsrail'in umutları da Akdeniz sularına gömüldü. Türkiye, Güney Kıbrıs'ın ekonomik krizde iyice terbiye olmasını sağlamalı ve AB'ye de şımartmanın faturasını ödetmeli..

Güneyde, çok yakında işlerin yoluna gireceğini söylemek artık kehanet değil. Batıda da AB'nin Türkiye politikalarını gözden geçirmesi olumlu bir gelişme; en kısa sürede süreci kolaylaştıracak politikalar üretecektir mutlaka.. Doğuda ise Şangay Beşlisi'nin Türkiye'ye kapıyı açması bütün bir dış politikamızı olumlu etkilemekte.

BM'nin Güvenlik Konseyi'ne asli üye olmak istiyor Türkiye..

Mevcut üyeler, ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin, dünya güvenliğini ve barışını sağlayamadı. Aralarına Türkiye'nin katılması, BM'nin Güvenlik Konseyi'ne denge getirecek, dünya barışına önemli katkı sağlayacak.. Türkiye artık insanlığın ezilen ve sömürülen kesimlerinin ve özellikle İslam dünyasının tek umudu..
Rusya ve Çin, Türkiye'yi ABD, İngiltere ve Fransa'ya karşı yanına almaya mı çalışıyor? Bu yeni pozisyon, ABD ve AB'nin Türkiye'ye bakışını da olumlu etkilemekte.. İslam İşbirliği Teşkilatı biraz daha etkin olsa, Türkiye'nin eli daha da güçlenecek.

Tarihin bu aşamasında, 2023'e kadar muhteşem Türkiye'nin inşasında, dost düşman belli olacak. Millete hizmet değil de, dünya güçleri adına politika yapanlar, sivil anayasa yapımına ve barış sürecine darbe vurmaya çalışacaktır.. Anayasa çalışmaları, herkesin pozisyonunu ortaya çıkarıyor.

Bu şahlanışa katılanlar ve Türkiye'nin geleceğin dünyasında yerini almasına destek verenler, sözkonusu başarıdan paylarını alacaklardır. Türkiye'yi engellemeye çalışanlar ise milletimizin ayakları altında ezilecektir.
Türkiye, 20 yüzyılda yaşayanlarla, 21. yüzyıla hazırlananlar arasındaki çatışmaya sahne oluyor. Milletimiz, 21. yüzyılın ilk çeyreğinin sonunda, kudretiyle tarihi yeniden yazmaya başlayacak ve iyice azalacak olan 20. yüzyılın kalıntıları, tamamen açığa çıkacak rezillikleriyle kahrolacaklardır.

Dünya haritası, gözümün önünden hiç gitmez. Her gün aldığım iyi ya da kötü haberlerle kıtaları dolaşır dururum. Türkiye, yeniden yapılanan dünyada yerini alınca, biliyorum ki bu turlarım daha da sıklaşacak. Dünya çapında düşünenler, Türkiye'nin ufkuna ağanlar kazanacak.

Güce tapanlar ve menfaatinden başka bir şeyi gözü görmeyenler, tarihin asalaklarıdır. İki yüz yıldır milletimize ihaneti ekmek kapısı yapanlar, tarihin çöplüğünü boylayacak inşallah.

Mustafa Yürekli - Haber 7

mustafayurekli@gmail.com