5 Aralık ?Dünya Kadın Hakları Günü.? Daha önce çocuk hakları, insan hakları, hayvan hakları, işçi hakları vs. birçok hakların verilişinden yıl içerisinde günü geldiğinde anmalar, kutlamalar ve etkinlikler yapıldı. Bizlerde konu ve günün anlam ve önemlerine dair köşelerimizde yazılarımızı paylaştık.

Bu yazıma başlamadan önce arşivimi biraz yokladım daha önce neler yazmışım diye.

Son üç yılda kadın hakları ve özelliklede kadına yönelik şiddete dair on makale yazmışım.

Bu konularda çok yazılar yazılıyor, ancak alınan önlemlerle bir arpa boyu yol alınamıyor, elle tutulur bir gelişme sağlanamıyor.

Özellikle de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin bir türlü önü alınamıyor.

Şiddete maruz kalan ve tehdit altında olan kadın karakola gidiyor, baştan savılıyor, boşanmak için mahkemeye müracaat ediyor Hakim git kocanla barış diyor, şiddet artıyor, savcılığa gidiyor koruma istiyor oyalanıyor sonuç ya evinde yada sokakta kocası tarafından öldürülüyor.

Nerede peki korunma hakkı?  Tabi ki sadece kanun ve yönetmeliklerin sayfaları arasında maddeler halinde sıralanmış vaziyette. 

?İnsanlar tarağın dişleri gibi eşittir? buyurmak suretiyle kadına erkekle eşit olma hakkını yaratan vermiş, zamanla eşitlik ve haklar konusunda insanoğlu tarafından deformasyona uğratılmıştır. Ancak Cumhuriyetle birlikte 1934 yılında Atatürk tarafından kadınlara seçme ve seçilme hakkı olmak üzere bir takım hakları yeniden verilmiştir.

Kadınlara seçme ve seçilme hakkını dünyada ilk veren Türkiye Cumhuriyeti devleti. Kadınlara seçme seçilme hakkını vermişiz vermesine de; bırakın kırsalı bu gün yurdumuzun her yerinde hala birçok kadın kocası hangi partiye derse kadın o partiye oy vermek suretiyle yine kendi hür iradesi ile hareket edemiyor. 

Seçilme seçmekten farklı mı?

Siyasi partilerin liderleri olmak üzere yönetim kurullarında ise çok az sayıda kadın istisna olmak üzere erkeklerden oluşunca,  seçimlerde seçilecek sırada pek az kadın adaya yer veriliyor.  Hal böyle olunca seçilme hakkı olmasına rağmen seçilebilmek için aday olma yâda aday gösterilme şansı olmuyor kadının.

Neymiş kadına seçme ve seçilme hakkını modern devletlerden daha önce Türkiye vermiş.

Bu hak verme, kadın olsun, çocuk olsun, insan olsun, hayvan hakları olsun vs. veriliyor verilmesine de.

Uygulama safhasına gelince orada dur bakalım deniliyor çoğu zaman.

Kadının eşini seçme ve resmi nikâh hakkı var.

Hâlâ kendi eşini seçme hakkından mahrum,  imam nikâhı denilen ?DİNİ NİKÂH? ile evlendirilen kuma gönderilen kadınlar mevcut.

Aslında o kadar çok hak ve bu hakların gasp edilişi var ki. Sadece bir kaçını örnek verdim. Amacım da kadın haklarını anlatmak değildi zaten hakların gasp edilişi üzerinde durmaktı. 

Şimdi ?5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü? ya, iki gün önce 3 Aralık Dünya Engelliler gününde olduğu gibi birçok etkinlik düzenlenecek, konuşmalar günün anlam ve önemine ait konferanslar verilecek, kadın sivil toplum kuruluşları çiçekler eşliğinde ziyaret edilecek, kadınlara gülücükler eşliğinde nezaketli davranılacak bildiğiniz anma ve kutlama merasimleri.

Ülkenin dört bir yanında farklı yaşantılar içerisinde hayat devam ediyor. Bu anma ve kutlamalar yapılırken bunlardan haberi olmayan olsa da umurunda olmayan insanlar bildiğini okumaya devam ediyorlar. Kim bilir nerede kaç kadın şiddete maruz kalıyor.

Her olumsuz davranışların sergilendiği durumda eğitimsizliğe dem vuruluyor ve ?EĞİTİM ŞART? deniliyor. 77 milyonluk bir ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıp kürsülerden kadın erkek eşit olamayacağını bunun ?FITRAT? ?a aykırı olduğunu söylüyor. Bu ifadeden işin sadece eğitim meselesi olmadığı anlaşılıyor sanıyorum. 

Ayrıca bu hak gaspını ve şiddeti uygulayanlar arasında yüksek öğrenim görmüş, eğitimli sayısı küçümsenmeyecek kadar çoğunluğu oluşturuyor. Demek ki sadece eğitim yeterli değil, eğitimin yanı sıra ahlak, erdem, faziletli ve vicdan sahibi insanlar yetiştirmek gerekiyor.

Adet yerini bulsun bu vesile ile tüm ezilen ve hakları gasp edilen kadınların ?DÜNYA KADIN HAKLARI GÜNÜ? nü kutlarım.

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı Yazar

05.12.2014/adanapost.com