Biz, Mücadele Birliği olarak inanıyorduk ki, hedefe ancak demokratik faaliyet ile ve siyasi parti ile ulaşılır. Ant-I demokratik faaliyetlere hiç heveslenmedik, yönelmedik, icra etmedik. Gayr-I kanuni faaliyet yapmadık. Bu bizim prensibimiz idi.

Müstakil siyasi parti kurmak veya bir siyasi parti ile ünsiyet sağlayarak iktidara yürümek hedefimizde vardı. Mücadele Birliği’ni dernek olarak değil de Parti olarak kurmak istemiştik. Ne var ki 1967'de biz ilklerin yaşı yirmi beş civarında idi. Parti sorumluluğunu yüklenmek için önümüzde beş sene vardı. Ancak otuz yaşında bu imkana ulaşacaktık. Milletvekilliğine aday olma yaşı otuzu tam doldurmaktı. Yaşımız otuz olduğu yıl partiyi kuracak idik. Aramızdaki konuşmalarda hep bunları dillendiriyorduk. Ne var ki yaşımız otuz olmadan 12 Mart1971 Askeri müdahale olacak, ve yolumuz kesilecektir.

Aramızda konuşurken, bir partiye ulaşmanın iki şeklini düşünüyorduk. Biri, kendi partimizi kurmak, ikincisi bir siyasi parti içinde faaliyet yaparak yönetimini ele geçirmek. Nitekim Almanya’da NAZİLER iktidara böyle ulaşmışlardı.

Karşımıza bu iki siyasi parti metodu birden çıktı. Bunlar, “Millet Partisi”ni ele geçirme ve “Adalet Partisi” içinde siyasi faaliyet yapma imkanıdır. Bu iki siyasete girme imkanı birkaç ay ara ile birden karşımıza çıktı.

Millet Partisi Mücadelecilerin Elimizde 1976

Üniversiteli bir arkadaşımızın babası Talat Nevruzoğlu isimli bir zat MİLLET PARTİSİ “MP” genel merkez yönetiminde idi. Bu arkadaşımız benimle özel bir konuşa yapmak istediğini söyledi. Babasının Millet Partisi Genel Merkez üyesi olduğunu, partiyi ele geçirmek imkanlarının varlığını anlattı. Babası aracı olmak istiyormuş. Aykut Abi ile konuyu müzakere ettim. O da uygun gördü birlikte şu gün şu saatte gidelim, dedi. Ben arkadaşımıza ulaştırdım. O gün o saatte, bu arkadaşımızı da alıp, babasıyla bu mühim konuyu görüşmek için Kadıköy’deki evlerine gittik. ( 1976) Arkadaşımız saygısından veya onu aşan bir konu olarak düşündüğü için olmalı, görüşmeye katılmadı. Tanıştırdıktan sonra ayrıldı.

Bu zat bize samimi olarak, etraflı bir tarzda Millet Partisi Genel Merkezi’ni ele geçire bileceğimizi anlattı. Ele geçirme stratejisini de anlattı. Aykut Edibali denemeye değer gördü. Doğrusu benim de aklım yattı

Millet Partisi’nin evvela ismi güzeldi. Sonra tarihî geçmişi güzeldi. İstiklâl Harbi kahramanlarımızdan Kazım Karabekir Paşa ve arkadaşları tarafından kurulmuş ve Mareşal Fevzi Çakmak tarafından destek görmüştü. DP döneminde DP’nin de sağında bir politika sürdürmüştü. DP devrindeki genel başkanı Osman Bölükbaşı popüler bir şahsiyetti. 12 Mart sonrası genel başkanı Cemal Tural Paşa da hem popüler, hem de güven verici bir şahsiyetti (1973). Parti, Tural Paşa döneminde iyice küçülmüş tabela partisi haline gelmişti. Cemal Tural Paşa’nın istifası ile de genel başkan aranır hale gelmişti. Basında böyle yer alıyordu

Adı sadece tabelalarda kalsa bile gayr-i menkulleri olan bir partinin ele geçirilmesi o kadar basit değildir. Talat Nevruzoğlu’nun nezaretinde hemen bir uygulama projesi hazırladık. Ankara’dan bir kaç arkadaşımız, Talat Nevruzoğlu desteğinde Parti işlerini koordine edip, genel kongreye gitme göreviyle Partinin Genel Merkez binasına yerleştiler.

İl teşkilatlarımıza haber gönderdik. “Önce hemen MP il teşkilatlarını kurun, ardından ilçe teşkilatlarını kurun. İlçelerin kongrelerini yapın. İllerin kongrelerini yapın. Delege listelerini genel merkeze gönderin”. Bütün bunlar için tanıdığımız süre bir, bir buçuk ay.

Arkadaşlarımız hemen faaliyete geçtiler. İlk hafta iller, ilçeler kuruldu. İlçe kongreleri yapıldı. Seçilen delegelerle il kongreleri yapıldı. Delege listeleri Ankara’ya genel merkeze elden ulaştırıldı. Bir ay içinde bunlar tamamlandı. Genel Kongreye gidildi.

Genel Kongrede divan başkanlığına Av.Yıldırım Kemal Akıncı arkadaşımız seçildi. Bu esnada bir grup eski delege, protesto ederek salonu terk ettiler. Kongreye katılan delegeleri azınlık haline düşürmek istediler. Ne varki delegelerin çoğunluğu bizim arkadaşlarımız idi. Planları işe yaramadı. Seçim sonunda Aykut Edibali’nin tensibi ile arkadaşımız Avukat Nevzat Ceylan programlandığı vechile genel başkan seçildi. Böylece Millet Partisi elimize geçti. Tabi iki Mahkemeye müracaat ettiler ama sonuç alamadılar.

Ne var ki Genel Seçimlerden tam bir yıl önce, Genel Kongre tamamlanmadığı için, 1977 Genel Seçimleri’ne Millet Partisi, katılma hakkını elde edemedi. !2 Mart 1980'de Darbeden sonra Türkiye’de ki bütün partilerle birlikte Millet Partisi de kapatıldı, bütün mal varlığı müsadere edildi. Parti faaliyeti yasaklandı.

Ben de bu tarihlerde teşkilat dışı kaldım..