İrfan Küçükköy
Aşırılık nereye gider?
Medya’yı ve Sosyal Medya’yı özel bir bakışla izliyorum. Son bir sene içinde Cumhuriyet ve kurucuları ile ilgili yayınların akıl almaz tarzda arttığını görüyorum. Benim yaşımda olanlar bilirler, aşırılıkların hayra alamet olmadığını yaşayarak geldik. Bir konuda aşırılık artmışsa bunun anlamı aksi yönde bir gelişmenin olacağı demektir. Bunu rastgele gelişme, hatta haklı gelişme sanmak yanlıştır.
İkinci Dünya savaşı sonrası Materyalist aydınlar, Devlet politikasını aşan aşırılığa saplanmışlardı. Bütün Bakanlıkları aşan yaygaralara girişmişlerdi. Tahsin Banguoglu'nun ifadesiyle Ateist Aydınlar aşırılığı marifet sanıyorlardı. Onları tasfiye edecek bir gelişmenin olacağını tahmin edemiyorlardı. Bu yanlışı Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Başbakan İlahiyatçı Profesör Şemsettin Günaltay ve dine açık kabinesi önleyemedi. Akabinde Demokrat Parti eliyle tesirsiz hâle getirildiler.
Varlıkları sürüyordu ama etkileri tükenmişti. Ben o aydın türünün bakiyelerini tanırım. 28 Şubat 1997 o kadar güçlü idi ki sistemlerinin bin sene süreceğini sanıyorlardı. Güçleri beş sene sürmedi. AKP iktidara onları tasfiye etmek üzere getirildi. Tabiiki oylar ile.
Cumhuriyet ve kurucuları üzerine o kadar kirli yazılar görüyorum ki kendimi, acaba Türkiye'ye yeni bir donem mi hazırlanıyor demekten alamıyorum. Prof. Dr. Mehmet Can arkadaşım, böyle maksatlı yanlışları görüyor, yanlış notunu düşüyor. Bazen neden yanlış olduğunu açıklıyor da. Ben de kasıtlı yanlış ifadeyi görüyorum, düzeltmekten korkuyorum. Ya yanlış anlaşılırsam, sanılırsam diye endişe ediyorum.
Bir yazı gördüm. Mehmet Akif'ten şüphe ediyordu. Elmalı’dan şüphe ediyordu İstiklal Savaşının olmadığını, hediye edildiğini iddia ediyordu
Benzeri neler okuyorum. Benzeri bir 28 Şubat mı yaşıyoruz diye endişe ediyorum. Mehmet Akif'in dediği gibi "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın".
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.