Sedat Yılmaz

Sedat Yılmaz

Oran aynı ama iş değiştiren fazla

Oran aynı ama iş değiştiren fazla

Küresel pandemi ve ardından patlayan Rusya – Ukrayna savaşı enerji, gıda ve emtia fiyatlarını öngörülemez hale getirdi. Enflasyonlar yükselişte. Fiyat artışları elbette büyüme (GSYH) rakamlarında kısa zamanda kendini gösterecek.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Ocak verilerine henüz tam yansımasa da yüksek enflasyon ile maaş ve ücretlerdeki artışlar istihdamda geleceğin habercisi niteliğinde. Enflasyondaki belirsizlikler gelecek aylarda büyük ihtimalle istihdam rakamlarına yansıyacak. Diğer gelişme ise işten çıkarmalar ve çalışanların artan iş değiştirmeleri.

2021 Ocak’ına göre işsizlik 1,4 puan azalmış. Yüksek büyümelere karşılık istihdamda elde edilen başarı bu kadar. Küresel kargaşa ortamında buna da şükür. Ocak’ı yüzde 11,4 ile tamamladık ve bir önceki ay Aralık’ta gerçekleşen yüzde 11,4’lük işsizlik oranını en azından aşmadık. Genç işsizlikte yüzde 21,6’lık oranı korurken atıl işgücü oranını yüzde 22,9 seviyelerinde tutmayı başardık. Atıl iş gücü oranı Aralık’ta yüzde 22,8 olmuştu.

***

Olaya başka yönden baktığımızda işgücüne katılım geçen yılın Ocak’ına göre yüzde 49,8’den yüzde 52,6’ya çıkmış. 2,8 puanlık bir artıştan söz ediyoruz. Toplamda yaklaşık 33,8 milyon kişilik işgücü potansiyelimiz var.

Ayrıca Ocak’ta işgücüne katılım 22 bin kişi azalarak 33,8 milyona, istihdam 43 bin kişi azalarak 29,9 milyona inerken işsiz sayımız 21 bin kişi artışla 3,9 milyon kişi olmuş.

Tabii daha fazla sevindirici olan istihdam oranındaki artış. Yüzde 43,5’ten yüzde 46,5’e yükselen istihdam oranındaki 3 puanlık artışı yabana atamayız elbette.

İstihdam edilenlerin oranı erkeklerde yüzde 63,8 kadınlarda yüzde 29,7. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 10,3, kadınlarda yüzde 13,6. Genç işsizlikte işsizlik oranı erkeklerde yüzde 18,4, kadınlarda yüzde 27 ve işgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,1, kadınlarda yüzde 34,4.

Antiparantez hatırlatayım… Ocak’ta haftalık ortalama çalışma saati 45,3’ye yükselmiş. Aslında bu rakam tarihsel ortalamayı yakalamış. İş başında olanların istihdamdaki oranının yüzde 95,4’ten yüzde 94,4’e gerilediğini de kaydedeyim.

***

Art arda sıraladığımız rakamlar neyi ifade ediyor, diye sorduğumuzda… İşsizlikte yüzde 11’leri sabitlesek de ihracat ve tüketim liderliğindeki büyümelere rağmen işsizlikte oranlar tarihsel ortalamaların üzerinde kalıyor. Burada henüz istihdamda yapısal sorunların giderilemediği anlaşılıyor.

İstihdam üzerindeki riskleri; Türk Lirası’ndaki değer kayıpları, asgari ücretteki artışlar, yüksek enflasyon kaynaklı alım gücündeki düşüşün iç talebi baskılaması, başta Rusya – Ukrayna savaşı olmak üzere küresel jeopolitik riskler ile artan küresel enflasyon kaynaklı FED, ECB ve diğer majör merkez bankalarının faiz artırarak şahin politikalar üretme aşamalarına gelmeleri, şeklinde sıralayabiliriz.

Olay şu… Dış ve iç risklere bağlı ekonomik volatile, üretimde maliyetlerdeki artışlar ve yatırıma yönelik hamlelerin azalması istihdamın büyümesini olumsuz etkiliyor. Türkiye’de işsizlik oranlarının tarihsel ortalamaların altına çekilmesi için yapısal sorunları giderici makro planlara ihtiyacın olduğu ortada.

***

İstihdam rakamlarında radikal bir değişim olmamasına karşılık Ocak’taki işsizlikte belirleyici unsur olarak yeni asgari ücret ile 2022 yılı için yeni maaş ve ücret planlamaları öne çıkıyor. Ortalama yüzde 50 – 60’lık maaş zamları elbette iş dünyası maaş skalasını zorlamıyor desek yanlış olur.

Özellikle 2022’ye hazırlıksız giren ve gelirlerine karşılık istihdam giderlerinin bütçelerinde açtığı açığı kapatamayan firmalar oldukça yorgun düşüyor. Bu durum ya işten çıkarmaları ya da çalışanların daha iyi imkânlar sağlayıp iş değiştirmelerine yol açıyor. Dolayısıyla Şubat ve Mart istihdam verilerine çalışan istifalarının öne çıkabileceğine vurgu yapmak istiyorum.

Diğer taraftan asgari ücretin etkisi ve hizmet sektörünün normalleşmesiyle birlikte hareketlenmesi hafif istihdamda bir yükselişi beraberinde getirse de mevsimsellik ve krize dayalı dalgalanmaların fazla olduğu alanlarda tam istihdamdan bahsetmek güçleşiyor.

***

İstihdamı korumak önemli. İşgücü potansiyelinin sürekli arttığı Türkiye’de hükümet verdiği desteklerle trendi dengede götürmeye çalışırken iş dünyasının hükümetin çabalarına tam destek verememesi çalışma hayatını olumsuz etkiliyor, diyebiliyoruz.

Maalesef bazıları hariç, firmalar çalışanlarını enflasyona karşı koruma ve haklarını yerine getirmede yetersiz kalıyor. Firmaların operasyonel finansman yükü, kafi olmayan ve zamansız ödenen ücretler sebebiyle çalışanların sırtlarına yükleniyor.

Emeğin gücüyle aktif devam eden üretim olmasa herhalde çalışma hayatı beklenmedik istihdam verileriyle karşılaşabilir. Dolayısıyla üretimi sürdüren emeğin ayakta tutulması için iş dünyasının daha duyarlı hareket etmesi gerektiği düşüncesindeyim.

analizgazetesi.com.tr/yazının devamı..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sedat Yılmaz Arşivi