İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Paralel Devlet

Bu günlerde bir ?paralel devlet? kavramı dilden dile dolaşıyor. Nedir bu paralel devlet?

?Paralel Devlet? Bu kavramı ilk defa kullanan ve tarifini yapan kişi Amerikalı tarihçi Robert O. Paxton?a göre de; ?devlet içinde devlet? demektir. Türkiye bu deyimi 17 Aralık 2013 Yolsuzluk ve rüşvet olayından sonra başbakan R.Tayyip Erdoğan?ın gündeme getirmesi ile tanıştı.

Türkiye de bu tanıma uyan bir yapılanma var mı? Derseniz yok demeyi isterdim. Ancak ben hem var olduğunu hem de gündemle ilişkilendirildiği üzere AKP-Cemaat arasında ilişkilendirilmeye çalışıldığının dışında başka bir yapıdan bahsederek geriye dönüş yapmak sureti ile bilgilerimi paylaşmak istiyorum.

Asıl göz ardı edilmeye çalışılan ?Paralel devlet? yapısı. Açılım ve çözüm süreci safsatası ile Doğu ve Güneydoğu?da kendisini göstermektedir. Bu yapılanma birçok şehir ve köyde otorite tamamen PKK?nın ve alt birimleri olan HPG ve KCK?nın elamanlarının kontrolü altına geçmesi ile oluşmuştur.

KCK?nın güvenlik ve asayiş timi adı altında PKK militanları sokak başlarını tutarak kimlik kontrolü yapmakta, karayollarında araç durdurmak sureti ile trafik kontrolü yapıp ceza adı altında haraç toplamaktadır. Asıl ?paralel devlet? tarifine uyan uygulama budur.

Ancak başbakan bunu ? paralel devlet? yapılanması olarak görmüyor yâda bundan rahatsız değil.

Türkiye?de ?paralel devlet? yapısının oluşması ise;

Türkiye?de 12 Eylül darbesi ile ABD?nin tavsiyesi ile önce askeri hükümette görev alan ve sonrasında ordunun yönetimi yeniden siyasi iradeye bıraktığı 6 Kasım 1983 genel seçimi ile iktidara gelen Turgut Özal döneminde oluşmaya başlamış illegal yapılanmadır. ABD?nin COSGER (Genel güvenlik ve işbirliği teşkilatı) kapsamında 30 yıldır ABD?ye gönderilen polis akademisi ve hukuk fakültesi öğrencileri (özellikle imam hatip kökenli) siyasetçi kamuda üst düzeyde görevlendirilecek nitelikte cemaatin içinden seçilen elit kadrolar ABD?de aldıkları gerekli eğitimler ve donanımlarla geri gönderiliyor. Turgut Özal bu yapılanmayı çok iyi biliyordu.

Refah-Yol hükümeti döneminde devlette kadrolaşmada merhum Erbakan ve Çiller arasında Çiller?in bu yapılanmadan haberdar olması nedeni ile büyük anlaşmazlıklar vukuu bulmuş ve neticesinde 28 Şubat süreci yaşanmıştır.

?Milli Görüş? hareketinin içerisinden ayrılmak sureti ile siyasi hareketini oluşturan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kadroları geçmişte kısa dönemler halinde iktidara ortak olmalarına rağmen milli devlet anlayışı ve milli devlet şuuru konusunda ki yetersizliklerinden devlet yapılanmasında kendi iradelerini ortaya koyamadıklarından derin devlet yapılandırılmasını ortadan kaldırma yönünde aldıkları destek ve kararlar neticesinde, devlet içerisinde ve devletin kontrolünde bulunan özel birimleri fesih etmesinin neticesinde tek başına yapamadığını cemaatle birlikte yapmak zorunda oluşundan bu gün bu sıkıntıları yaşıyorlar.

AKP kendi derin yapısını oluşturmaya çalışırken Ecevit?in referansı ile DSP-ANAP ve DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümetleri döneminde devlet içerisinde yapılanmaya başlayan cemaatin AKP iktidarına açık desteği ile AKP iktidarı tarafından göz yumulmakla kalmamış adeta işbirliği içesin de bu yapılanma devam etmiştir.

Başbakanın bilgisi dâhilinde veya bilgisi dışında ( bilgisi olmadığını sanmıyorum) gelişen bu yapılanmanın AKP dönemindeki gelişim sürecine hâkim bir vaziyettedir. Özellikle ?paralel devlet? diye adlandırılan yapılanmanın Emniyet ve yargı ayağını bizzat organize eden başbakanın ta kendisidir.

Bu çete Türkiye?nin en önemli, en mahrem bilgilerinin arşivlendiği TSK'nın kozmik odalarına kadar girdiğinde başbakan, ''yargı gereğini yapıyor.'' diyerek savunmuştur.

Bu yapılanma özünde başbakanın da eş başkanı olduğunu söylediği BOP çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti?nin devlet yapısını tasfiye etmeye yönelik çalışmalarda ABD tarafından AKP ve Cemaat olarak iki koldan faaliyet gösteren bir yapılanmadır.

AKP?nin İsrail, Suriye ve Mısır politikasında ABD?nin kontrolünden çıkması. Çözüm sürecindeki ABD?ye göre ağır gitmesi ve fevri çıkışları ABD?nin yoluna AKP yerine cemaatle devam etme kararı almış olacak ki, Cemaat-AKP çekişmesi ile AKP?nin tavsiyesi amaçlı çalışmalar başlatılmıştır.

Devletin varlığı ve birliğine ipotek koymaya yönelik bu yapılanmadan milletimiz rahatsızdır. Türkiye?nin her iki kanadı da daha fazla taşımaya tahammülü kalmamıştır ve her ikisinin millet tarafından tasfiye edilmesi artık bir zorunluluktur. Bu çatışmanın kazananı kim olursa olsun asıl kazanan bu oyunun senaristleri olacak kaybeden ise benim aziz milletim olacaktır.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı-Yazar

11.01.2014/adanapost.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.