Savcı Kiraz feda mı edildi?
DHKP-C örgütü kendisini ve faaliyetlerini gizlemeyen eylemlerini önceden duyuran, hücre yapısı, militanlarının kimlikleri hatta hücre evlerine ait listeler Emniyet terörle mücadele ve MİT tarafından bilinen bir örgüt.
Böylesine bilinen bir örgütün militanlarının İstanbul Çağlayan adliyesi gibi bir binaya elini kolunu sallayarak girmesi akıl alacak bir şey değil. Adana ve Mersin adliyelerine kalp cihazı nedeni ile X-RAY cihazından geçmediğim için yan taraftan geçerken didik didik aranıyorum. Resmi kimlik taşımama rağmen, ancak bundan şikâyetçi olmadığımı ve yerinde bir uygulama olduğunu da ifade etmek isterim.
Teröristler Çağlayan adliyesine avukat cübbesiyle girmiş, yok normal kıyafetle girmiş silah sokmuş, silahı içeriden temin etmiş bunlar elbette sorgulanması gereken güvenlik zafiyetidir. Ancak burada sorgulanması gereken esas mesele istihbarat meselesidir.
DHKP-C üyesi iki terörist Çağlayan adliyesine geliyor ve Cumhuriyet savcısının odasına kadar ellerini kollarını sallayarak giriyor, savcıyı rehin alıyor, örgüte ait Twitter hesabından sabah saatlerinde Berkin Elvan soruşturmasını da yürüten Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın başına silah dayalı bir fotoğraf yayınlıyor. Ardından sözde isteklerini sıralıyor adeta terör şov yapıyor.
Devlet teröristle pazarlık yapmaz! Teröristleri ikna etmek ve eylemlerini sonlandırmaları için bu konuda uzman kişileri (müzakere polisleri ve psikolog) devreye sokarak onları ikna etmeleri sağlanır. Bu başarılamadığı zamanda öncelik rehinenin sağ kurtarılması olmak üzere operasyon yapılır.
Çağlayan adliyesinde yapılan operasyonda maalesef bunun tam tersi cereyan etmiş teröristler mi? yoksa teröristlere açılan ateş sonucunda mı? Bedenine beş mermi isabet eden savcı Kiraz iki teröristle birlikte hayatını kaybetmiştir.
Rehine olaylarında alınan tek rehinenin öldürülmesi teröristlerin intiharı anlamına gelir. Emniyet müdürünün yaptığı açıklamalarda teröristlerin verdiği sürenin dolması ile son arama dedikten sonra irtibatın kesildiği ve ardından silah sesinin duyulduğu, bu da teröristlerin ölümü göze aldıklarını gösteriyor.
Ancak DHKP-C militanlarının bir intihar saldırısı planlamadıkları mekâna baskın ve rehin alma eylemi gerçekleştirmelerine rağmen ne oldu da savcı Kiraz’ı öldürdüler. Bu kadar kısa sürede teröristlerin rehineyi öldürmesi alışıla gelen bir olay değildir.
Operasyon söylenenin aksine başarı değil bir fiyaskodur.
Bu rehin alma olayı dış mekân ve açık alanda rehine alma değil kapalı mekân dar bölge rehin alma olayıdır. Bu nedenle teröristlerin ikna edilememesi halinde yapılacak operasyonda rehineyi sağ olarak kurtarma olasılığı çok yüksektir. Bunun için geliştirilmiş ve uygulamalarda kesin sonuç alınmış operasyon yöntemleri mevcuttur. Bu operasyonlar esnasında rehine ile birlikte teröristler de sağ olarak kurtarılabiliniyor.
Bu yöntemlerin denenmediği İstanbul emniyet müdürünün operasyon hakkında verdiği bilgiden de açıkça anlaşılıyor.
Operasyonun başlatılması hakkında ise, İstanbul emniyet müdürü Selami Altınok’un açıklaması savcının odasından gelen silah sesleri neticesinde operasyonun başlatıldığı yönünde.
Bizim bu değerlendirmemize beklide sayın emniyet müdürü zamanımız olmadı içeriden silah sesi gelince müdahale etmek zorunda kaldık diyebilir. Yaklaşık 8 saat süren bir diyalog sürecinde teröristlerin tutumu müzakereci polisler tarafından anlaşılabilirdi. Buna göre de bahsettiğim operasyon yöntemine başvurulabilinirdi.
Rehine kurtarma operasyonlarında ana hedef rehinenin sağ kurtarılmasıdır.
Operasyon sonrasında Cumhurbaşkanı, başbakan ve emniyet müdürünün operasyonu yapan polisleri ortada bir başarı varmışçasına başarılarından! dolayı kutlaması da ilginçtir.
Rehine savcının öldürülmesini başarı görmenin mantığı anlaşılır gibi değil. Teröristlerle birlikte savcının da hayatını kaybetmesi bir başarı olarak görülüyorsa? Savcının ölmesi birilerinin işine mi yarıyor diye sormadan edemiyor insan.
Savcıyı rehin alan DHKP-C’li teröristlerinin savcının odasında Berkin Elvan dosyasını ele geçirdikleri ve dosyada şüpheli olarak adı geçen 21 polis’in adının örgüte ulaştırıldığı iddiası bu olaydaki başka bir vahamet.
Rehinenin öldürülmesi ile sonuçlanan rehine kurtarma operasyonunu alkışlamak sureti ile ülkemizde bir ilki daha yaşadık. Yaşadıkça daha neler göreceğiz aydınlık yeni Türkiye’de.
İbrahim Halil SİPAHİ
02.04.2015/adanapost.com
Twitter.com/ihalilsipahi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.