Sezai Karakoç: Gelelim İsrail’e

Sezai Karakoç: Gelelim İsrail’e
Fransa’da, İngiltere’de, Almanya’da, Amerika’da ve İstanbul’da doğmuş, oraların iktisadi, kültürel, hatta siyasi hayatına karışmış birtakım kimseler, ırk değişikliği ve iki bin yıl önceki yurt hayali iddiasıyla Filistin’e gelip orada bir devlet kuruyorlar

Görmek gerekir ki, İsrail,

Ortadoğuda bir bakıma küçük bir Avrupadır.

İsrail Devleti, avrupalı, amerikalı fertlerden bir araya gelen yeni bir devlettir. Fransada, İngilterede, Almanyada, Amerikada ve İstanbulda doğmuş, oraların iktisadi, kültürel, hatta siyasi hayatına karışmış bir takım kimseler, ırk değişikliği ve iki bin yıl önceki yurt hayali iddiasıyla Filistine gelip orada bir devlet kuruyorlar. Artık bu devleti, bir topluluğun, tabii gelişmesini tamamlıya tamamlıya vardığı normal ve tabii bir sonuç kabul etmeye imkân yoktur.

İsrail Devletini, görünüş ve iddialar ne olursa olsun, aslın da, avrupalıların Ortadoğuyu istila edebilmek ve elde tutabilmek için, içinden gönderdiği bir takım kişilerin askeri ve siyasi bir karargahı gibi düşünmek zorundayız.

Avrupa böylece bir taşla iki kuş birden vurmaktadır. Hem, içinden, iktisadi bakımdan memleketi sömürebilecek bir ırkı yavaş yavaş çıkarmış olmakta, hem de tutunamayıp koğulduğu Ortadoğuya, İsrail paravanası arkasında tekrar sokulmaktadır. 0nun için bütün gücüyle, gizli veya açık, İsrail'i destekleyecektir.

Birinci İsrail savaşında İngiliz ve Fransız uçaklarının ve donanmasının İsrail ordusunu koruyucu kanatlarının altına alması bundandı.

İkinci büyük savaşta da, Fransız uçakları ve Amerikan donanması İsraili başarı yolunda iyice destekledi.

Rusyanın Arapları desteklemesi görünüştedir. Ciddi ve tesirli hiç bir yardımı görülmemiştir.

İsrail, işte bu özel durumdan faydalanmaktadır. Nasıl olsa Avrupa ve bütünüyle Batı, silinmesine hiç bir zaman göz yummayacaktır.

Her İsraillinin Avrupada veya Amerikada henüz akrabası vardır ve bunlar kendi içlerinden birinin Ortadoğuya bir nevi bir batı akıncısı gibi gitmiş olduğunu düşünmektedir.

Yarın İsrail devleti, Ortadoğuda bir imparatorluk halini alırsa,

bu emperyalizmin yemişlerinden yalnız israilliler değil, batılılar da faydalanacaklardır.

Ortadoğulu bir devletin görünüşü altında, Batı, Ortadoğuyu yepyeni bir metotla el altında tutma denemesine girişmiştir.

En büyük soğukkanlılıkla İsrailin beklenmedik başarılarını bu açıdan görmek gerekir. Yani, bütün Ortadoğunun karşısında olan, gerçekte, yalnız İsrail değil, İsrail görünüşü altında bütün bir Avrupa ve Batıdır.

Rusya da danışıklı döğüş içindedir.

Bu gerçekleri insan bilmeli, ama yine de umutsuzluğa kapılmamalı.

Batı hangi plandan hareket ederse etsin, yüz milyonluk bir kütleyi köleleştiremiyecektir.

Ne kadar kayıp olursa olsun,

en sonunda bu topraklar emperyalizmin her türlüsünü çiğneyebilecektir.

Er veya geç bu olacaktır.

Cezayir bir örnektir.

Vietnam bir örnektir.

Müslümanlar aralarındaki basit ve köksüz ayrılıkları ortadan kaldırıp

bir tek vücut gibi

düşünmeye başladılar mı,

artık, korkacak bir nokta kalmaz.

Acı tecrübeler ister istemez müslümanları bu kopmaz

birlik çizgisinde toplayacaktır.

Herhalde İsrailin ve onu arkadan destekliyenlerin Ortadoğuda kurmak istedikleri imparatorluk hayali

bir gün iflas edecektir.

Yeter ki müslümanlar tehlikeyi

iyice görüp birleşsinler

ve bir tek vücut olsunlar.

O zaman Allah ta yardım edecektir.

Aslında, İsrail de, Batının

bu kışkırtıcılığına uymakla

büyük hata etmektedir kendi hesabına. Geçici başarılar başını döndürmektedir. Halbuki yarın şu veya bu sebeple

Batı kendisini yalnız bırakırsa

İsrail için durum hiç te iç açıcı olmaz.

Yüz milyonluk kütleyi

kuvvetle ezmenin de imkânı yoktur.

Üstelik, müslümanlar,

her zaman yahudiler için

en müsamaha gösteren insanlar olmuşlardır.

Rusyada, İspanyada, Almanyada

yahudi katliamları olunca

kaçanların sığındığı tek ülke,

yine müslümanların yurdu olmuştu.

Müslümanların içinde asırlarca sulh, reſah ve emniyet içinde yaşamışlar, zengin olmuşlar, adeta bu memleketlerin ekonomisini ele geçirmişlerdir.

Müslüman ülkelerde öbür ülkelerdeki gibi hiç bir zaman bir yahudi katliamı görülmemiştir.

Bu hoşgörüyü unutmamak lazımdır.

(Sezai Karakoç,1967, Sütun, sf. 220)

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.