Sigara haram(mı)?

Sigara haram(mı)?

Başkan Erdoğan’ın Sigara ile mücadelesi devam ediyor, tütün ürünlerine yapılan zamlar ve en son yaptığı konuşmada sigaranın insan sağlığına zararı ve dini açıdan fetva niteliğinde yaptığı yorum ile konu alevlendi, tartışma Diyanet İşlerinin kapatılması çağrısına kadar dayandı.

Konu siyasetçileri mi Diyanetçileri mi ilgilendiriyor?

Sayın Erdoğan İmam Hatip Mezunu dini konularda bilgi sahibi Müslüman bir lider ama halife değil.

Türkiye din ve devlet işlerini birbirinden ayıran laik bir ülke bu yüzden fetva siyasetçilerin değil âlimlerin işidir.

İslam dinine göre haram ve helaller bellidir, birde güncellenmesi gereken bazı fıkhi konular vardır, bunlar “Kuran ve hadis ”ile değerlendirildikten sonra fetva verilir. Fetva sorunları çözüme kavuşturmak için verilir, siyasetçiler istediği için değil!

Kamuoyunda tartışılan sigara ile mücadeleyi önemsiyoruz fakat zararlı olan sadece sigara mı?

Uyuşturucu, alkol yüzlerce yiyecek ve içecek insan sağlığını tehdit etmiyor mu? Kanser hasatlığı neden her geçen gün yaygınlaşıyor? Sigara, uyuşturucu alkol gibi sebeplerin yanında GDO’lu ile beslenenlerde farklı kanserli tümörler geliştiği tespit edilmiş. GDO(Genetiği değiştirilmiş organizmalar)

Sağlığımızı hayatımızı tehdit eden, tehlikeye atan tüm zararlı ürünlere karşı topyekûn mücadele edilmesi gerekmiyor mu?

Yaşadığımız bu sorunlar karşısında Sağlık ve Tarım bakanlığı ne kadar önlem alıyor, ne kadar mücadele veriyor?

Tartışılan bu konular hakkında diyanet mi siyasete, siyaset mi diyanete yol gösterecek?

Laik bir ülkeyiz din ile devlet işleri ayrı deniliyor ama birçok şey karışık ve iç içe gidiyor.

Sigara itilaflı bir konu fakat uyuşturucu alkol haram olduğu bilinen bir gerçek, o halde neden hiçbir kurum kararlı bir şekilde tam olarak mücadele etmiyor? Zina, faiz gibi onlarca konu var. İrdelenmesi ve mücadele edilmesi gereken ama gelin görün ki bir kısmı devlet eliyle teşvik ediliyor, diyanet işleri başkanlığı ve siyasi irade bu konuda tutarlı hareket edemiyor!

Eğer tartışılan konular din ile ilgili haram ve helaller ise âlimler devrede olmalı, din adamları siyaseti bilmeli ama siyasetçi gibi davranmamalı.

Akidenin bozulduğu, ibadetlerin terk edildiği bu çağda tartışmalı ve fıkhi konuları gündeme taşımanın, konuyu kaşımanın hiç kimseye bir faydası yok. Âlimler siyasetçilerden önce Allaha karşı sorumludur, ondan korkmalı onun rızası doğrultusunda hareket etmelidir.

Protokol hastalığına yakalanmış riyakâr, şirk ile iç içe girmiş bir yaşam tarzının siyasileri aşarak dini liderlere kadar bulaşması çok üzücü bir durum. Hastalıklı zihinlerle iletişim kurmak, kurumsal ilişki geliştirmek zor görünüyor olsa da ümitsiz değiliz, içlerinde hala yüreği yanık derdi ve davası olan insanlar var.

Sorumluluk sahibi din bilgini âlim ve hocalarımız sahada daha aktif olmalı, ibadetlerden kopmuş insanları fıkhi konularda bilgilendirmek yerine Peygamberlerin davet ettiği “la ilahe illallah” kelime-i tevhide İslam akidesine, ahlaka davet etmeli, kulluk bilincini aşılamalı, ölüm ve ötesine işaret etmeli, hesap gününe odaklanılmalı vesselam.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.