İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

1 NİSANŞAKASI NEDİR, NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR?

1 NİSANŞAKASI NEDİR, NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR?


1 Nisan?ın ortaya çıkışı konusunda çeşitli varsayımlar mevcut. Nisan 1 şakası hakkında farklı kültür , inanç ve dillerde efsaneler bulunmaktadır. Bunları sırası ile incelecek olursak.

İlk olarak eski Romalıların Hilarya, Hintlilerin ise Huli Festivali?nde görülen şakalar.1564 yılında Fransa kralı IX. Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının 1. gününe aldı. Daha önce Avrupa'da yaygın olan yıl başlangıcı 25 Mart'tı. O zamandaki iletişim şartlarıyla Charles'in bu kararı fazla yayılmadı. Duyanlar ise protesto amaçlı eski adetlerine devam ettiler. 1 Nisan'da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları (Nisan Balığı) olarak nitelendirdiler. 1 Nisan'a "Aptallar Günü" adını verdiler. Bu günde herkese sürpriz hediyeler verdiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kültürlerinin bir parçası görerek devam ettirdiler. Fransa?dan sonra diğer ülkelere de geçen bu gelenek, 18. yüzyılda İngiltere ve İskoçya?ya da yayıldı, oradan da Amerika?ya taşındı. Amerikalılar bu günü 28 Aralık?ta kutluyor. Oradan da bütün dünyaya bir şaka günü olarak yayıldı. (1)

Bir çok kaynakta da; 1 Nisan?ın başlangıcı şu şekilde anlatılmakta, 15. yüzyılın sonlarında, Haçlı ordusu İspanya? daki Endülüs Müslümanlarının son kalesini kuşatır. Uzun süren bir kuşatma olmasına rağmen, kış aylarının da etkisiyle, kale korunabilmektedir. Durumun zorluğunu anlayan Haçlı ordusunun komutanı değişik taktikler düşünmektedir.
En sonunda 31 Mart gecesi kalenin önüne giderek bir elinde Kur? an bir elinde İncil; ?Şu iki kitap üzerine yemin ederim ki, teslim olursanız bu akşam size bir şey yapmayacağım? der. Gerekli görüşmelerden sonra canlarının kurtarılması karşılığında Müslümanlar kaleyi teslim ederler.
Ertesi sabah, yani 1 Nisan sabahı, Haçlı ordusu komutanı bütün Müslümanların öldürülmesi için emir verir. Bunun üzerine Müslümanlar Yemin etmiştiniz, bize söz vermiştiniz... Dediklerinde Haçlı ordusu komutanı Benim sözüm size dün akşam içindi, bugün için size bir sözüm yoktur diye cevap verir ve BÜTÜN MÜSLÜMANLAR ORADA ŞEHİT EDİLİR. İşte o gün bugündür 1 Nisan Hıristiyanlar arasında Hile Günü olarak kutlanmaktadır.
Maalesef halkımız arasında da yaygınlaşmış, yüzlerce, binlerce Müslüman?ın katliam günü olan 1 Nisan? lar, bir şaka günü olarak kutlanmaktadır.

Tarihçi yazar Mustafa ARMAĞAN?ın görüşüne göre, ?Bunun Endülüs?ün düşmesiyle alakası yoktur. Son kale Gırnata?nın düşüşü 2 Ocak 1492?dir. 1 Nisan, esasında Batı?daki bir takvim değişikliği sırasında yaşanan şaşkınlığın ürünüdür. Takvim reformuyla yılbaşı 1 Ocak?a alındığı halde onu hala 1 Nisan?da zanneden aymazlara karşı yapılanşakalardır. İngilizce?de Nisan Aptallarının Günü (April Fools? Day) şeklinde geçmesinin sebebi budur.?

1 Nisan Şaka Günü, her yılın 1 Nisan günü kutlanır. Genelde şaka gününde insanların birbirine şaka yapması gelenek haline gelmiştir.

İSLAM?A GÖRE ŞAKA YAPMANIN HÜKMÜ NEDİR?

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:. Peygamber efendimiz de şakalaşır, (Ben de şaka yaparım, fakat doğru konuşurum) buyururdu. Yabancı ile, tanıdıklarla, çocuklarla, ihtiyar kadınlarla ve mahrem kadınlarlaşaka yapardı. Ailesine karşı da, insanların en zarifi idi. Hz.Âişe validemiz ile yarış etti. Bir seferinde Hazret-i Âişe, başka seferde de Server-i âlem geçti. Müslüman?ın hanımı ile şakalaşması, günah değil, sevaptır. Çünkü hadis-işerifte, (Hanımı ile şakalaşanı Allah-ü Teâlâ sever, ikisine de sevap verir, rızıklarını artırır) buyruldu. Bir defasında, yaşlı bir kadına, (Cennete kocakarı girmez) buyurunca, kadıncağız üzülür. Bunun üzerine kadına, tebessümle (Sen o zaman genç olursun) buyurur.

Binek isteyen yaşlı bir kadına da (sana bir deve yavrusu vereyim, ona binersin) buyurunca kadın, (Deve yavrusu beni nasıl götürsün?) der. Tebessümle ona, (Her deve başka bir devenin yavrusudur) buyurur.

Ümmü Eymen isimli bir kadın gelir, ben falancanın hanımıyım, sizi kocam davet ediyor der. Ona da, (Şu gözünde beyazlık olan adamın karısı mısın?) buyurunca, kadın, (Hayır onun gözünde bir şey yok) der. Kadına tebessümle, (Gözünde beyazlık olmayan insan yoktur) buyurur.

Yukarıdaki örneklerde de görüleceği üzene Peygamber efendimiz (sas) zamanında yerinde ve seviyeli bir şekilde şaka yapan ve şaka yapmayı da seven bir kimse idi.

Hadis-i şeriflerde de buyruluyor ki:

(Arkadaşına üzücü şaka yapma!) [Tirmizi]

(Çok gülen hafife alınır. Şakası çok olanın da vakarı gider.) [İ. Asakir]

(Şakası doğru olanı Allah-ü Teâlâ sorumlu tutmaz.) [İ. Asakir]

(Ölçüsüz şaka yapan hafife alınır.) [Deylemi]

Hazret-i Ömer, (Çok gülenin heybeti azalır, çok şaka yapan hafife alınır) buyurdu.
Rabia hatun, (Günah olmayan işlerde, gönül almak için şakalaşmak mürüvvettendir) buyurdu.

Her şeyin tohumu vardır. Düşmanlığın tohumu da adaba uymayan insanı rencide edici şaka ve alaydır. Şakanın fazlası,insanın değerlerini gidereceği ve kötüleri, aleyhine cesaretlendireceği de unutulmamalıdır.. Şakayı tamamen terk etmek de dostların buğuz etmesine ve samimiyetinin kesilmesine yol açar. Fakat şakalaşmayı o derece ayarla ki, yemeğe atılan tuz gibi olsun. Yani yemeğe atılan tuz, çok olunca yemeğin lezzetini nasıl giderirse, şaka da öyledir. Azı karar, çoğu zarar. Çok az olursa gönlümüzün neşesi yerine gelmez. Şaka, gönüldeki donukluğu ve o işe karşı doğan bıkkınlığı giderecek kadar olmalı.

Şakada da edebi muhafaza etmeli.

Peygamber efendimizin, (Ciddisi de, şakası da ciddidir) buyurduğu hususlar vardır.

Bunlardan birkaçı şunlardır:

-Bir kimse, şakadan veya rol gereği, iki şahit yanında evlense, gerçekten evlenmiş olur.

-Yine bir kimse, şaka ile, alay olsun diye veya hanımını korkutmak niyetiyle (seni boşadım) dese, hanımı gerçekten boş olur.

-Bir kimse, kölesine (seni azat ettim) dese, gerçekten kölesi azat edilmiş olur. Sözünden vazgeçemez.

- Bir kimse, bir gün oruç nezretmek isteyip de yanlışlıkla bir ay dese, bir ay oruç tutması gerekir. Dinimizin emri budur. (Dürer, Redd-ül Muhtar)

Şaka yapmaya ruhsat varmı?

Kişinin özel hayatına, onuruna, kişilik haklarına dokunmayan toplum içerisinde incitici, küçük düşürücü, aşağılayıcı,utandıracak, nefsine ve bedenine ağır gelmeyecek el-kol,ayak hareketi, güce dayanan ve korkutmaya yönelik şakalardan uzak durarak kısa süreli hoş bir tebessüm ettirecek şakalar yapılması,yapılan şaka sonrası dostluk ve muhabbetin aynı hoş ortamda devam etmesi yapılan şakada yalan, aldatma ve hile olmaması kaydı ile şakaya yüce dinimizİslam ve Peygamber efendimiz (sas) ruhsat vermiştir. Bu ölçülere birkaç örnek verecek olursak.

Sahabeden bir kimse, arkadaşının ayakkabılarını gizlice alıp sakladı. Arkadaşı gelince, oradakilere ayakkabılarını sordu. Onlar görmedikleri için, bilmediklerini söylediler. Ayakkabıyı saklayan kimse, (Ayakkabıların burada ya) dedi. Bunu gören Resulullah efendimiz, (Nasıl olur da mümini korkutursun?) buyurdu.

Yineşaka ile arkadaşını korkutan birisine Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Müslüman?ı korkutmak büyük zulümdür.) [Bezzar, Hâkim]

Yalan söylemeden, her zaman şaka yapmak caizdir. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Tartışmaya girmeyen, haklı olsa da kimseyi incitmeyen, şaka veya güldürmek için yalan söylemeyen, iyi huylu olan Müslüman Cennete girer.) [Tirmizi]

(İnsanları güldürmek için yalan söyleyenlere, yazıklar olsun!) [Ebu Davud]

1 Nisan?da, şaka yapmak caiz midir?

Şaka yapmayı bir güne ve zamana bağlamak ne kadar doğru olur bilinemez. Ancak 1 Nisan da şaka yapma geleneğinin yazımızın başında bahsettiğimiz başlangıç nedenleri ve bu güne has şakaların içerikleri göz önüne alındığında, yalan, hile ve aldatmaya dayalı tarzda yapılması dolayısıyla Peygamber Efendimiz (sas)?ın şaka anlayışı ve hadislerini de göz önüne alacak olursak, 1 Nisan Şaka geleneğinin toplumumuza uygun bir davranış tarzı olmadığı anlaşılmaktadır.

 

İbrahim H.SİPAHİ

31.03.2013/Adana

Kaynakça:

(1) NTV tarih dergisi , sayı:3 sayfa:48 - Şaka balığının 444 yıllık hafızası makalesi

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi