Selman Maltaş: Yapay zeka neden ticarileşmeli?
İstanbul
Anadolu Ajansı Dijital Haberler Direktörlüğü Başmuhabiri Selman Maltaş, ABD-Çin arasındaki yapay zeka rekabetini ve bu alanda ticarileşmenin önemini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Yapay zeka, geçtiğimiz yıllarda akademik çevrelerin ve teknoloji devlerinin vizyon projelerinin merkezindeydi. Bugünse yapay zeka artık laboratuvarlardan çıkıp doğrudan pazara, hatta küresel güç mücadelesinin ortasına yerleşmiş durumda. Yapay zeka sadece teknolojik bir dönüşümü değil; aynı zamanda ekonomik, stratejik ve jeopolitik bir yarışı da tetikledi ve merkezine oturdu. Yapay zeka artık yalnızca şirketler düzeyinde değil, aynı zamanda küresel güçler arasında da ticarileşiyor.
Trump yapay zekayı önemsiyor
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yapay zeka yarışında özellikle büyük dil modelleri ve veri merkezli inovasyonlar açısından öncü konumda. OpenAI'ın ChatGPT modeli milyonlarca kullanıcıya ulaştı. Google Gemini ile, X Grok ile Meta ise Llama modeliyle rekabete dahil olmuş durumda.
Amerikan teknoloji devleri yapay zeka alanında sadece yazılım geliştirmiyor; aynı zamanda donanım ve altyapı tarafında da güçlü bir ekosistem kuruyor. Örneğin, Nvidia yapay zeka için vazgeçilmez hale gelen grafik işlemci birimleriyle (GPU) pazarı adeta domine ediyor. Amazon Web Services, Microsoft Azure ve Google Cloud ise yapay zeka tabanlı çözümleri bulut hizmetleri üzerinden pazarlayarak gelirlerini artırıyor.
İkinci kez başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump, ABD'nin yapay zekadan daha çok ticari kazanım elde etmesini istiyor. Bu anlamda Trump'ın ikinci döneminin henüz başında yaptığı ilk icraatlarından biri eski başkan Joe Biden'ın imzaladığı yapay zeka kararnamesini iptal etmek oldu. Kararname, yapay zeka üzerinde daha fazla denetim öngörüyordu. Trump, kararnameyi iptal ederek şirketlerin daha özgür bir şekilde hareket etmesine olanak sağladı. Bu yaklaşım, özellikle teknoloji girişimcileri ve yatırımcılar için daha az bürokrasi ve daha fazla fırsat anlamına geliyor.
Trump yönetimi, OpenAI, Oracle ve SoftBank gibi büyük teknoloji şirketleriyle birlikte, 500 milyar dolarlık bir yapay zeka altyapı yatırımı olan Stargate Projesi'ni başlattı. Bu proje, yapay zekanın ticari uygulamalarını hızlandırmayı ve ABD'nin dijital altyapısını güçlendirmeyi amaçlıyor.
Çin, yapay zekada devlet desteğiyle büyüyor
Öte yandan Çin, yapay zeka alanında giderek daha agresif bir politika izliyor. Baidu, Alibaba ve Tencent gibi devler kendi yapay zeka modellerini geliştirmenin yanı sıra, bu modelleri uygulamalara hızla entegre ediyor. Çin'in buradaki avantajı, merkezi planlama gücüyle hızlı hareket edebilme kapasitesidir.
Çin'in bu yapay zeka ekosistemine DeepSeek de katıldı. DeepSeek, Çin menşeli büyük dil modelleri arasında hızla öne çıkan bir aktör haline geldi. DeepSeek-R1 modeli piyasaya çıktığı gün ABD'de günün en fazla indirilen uygulaması oldu. Deepseek-R1'in çıkışı, ABD'nin yapay zekadaki küresel hakimiyetini sarsabileceğine yönelik endişeleri artırdı ve Amerikan borsalarında ABD'li teknoloji şirketlerinin hisselerinde sert düşüşler yaşandı. ABD Başkanı Trump ise "Çinli bir şirketin DeepSeek'i piyasaya sürmesi, bizim endüstrilerimiz için, rekabet etmeye odaklanmamız gerektiği konusunda bir uyandırma çağrısı olmalı." dedi.
Çin, yapay zekayı yalnızca bir teknoloji aracı olarak değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın lokomotifi ve ulusal güvenliğin temel unsurlarından biri olarak görüyor. Bu kapsamda yapay zeka; üretkenlik artışı, sanayi modernizasyonu, dijital ekonomi ve askeri teknolojiler gibi çok farklı alanlarda stratejik bir kaldıraç olarak değerlendiriliyor. Çin devleti, bu vizyon doğrultusunda hem özel sektöre hem de kamuya ait kurumlara yönelik geniş kapsamlı araştırma ve geliştirme (AR-GE) teşvikleri sunuyor, yüksek bütçeli sübvansiyonlar, vergi indirimleri ve altyapı destekleriyle yapay zeka projelerini hızlandırıyor.
"Yapay Zeka 2030" stratejisi, Çin'in bu alandaki küresel liderlik hedefini açıkça ortaya koyan yol haritası niteliğinde. Pekin 2017'de duyurulan bu stratejiyle 2030'a kadar yapay zeka alanında dünyanın en yenilikçi, etkili ve entegre ekosistemine sahip ülkesi olmayı amaçlıyor. Bu strateji temel araştırmalar, uygulamalı yapay zeka ürünleri, eğitim politikaları, veri yönetimini kapsayan çok katmanlı bir plan içeriyor. Bu plan sayesinde Çin'in hem iç pazarda üstünlük sağlaması hem de uluslararası rekabette kritik teknolojilere bağımlılığını azaltması hedefleniyor.
Büyük enerji tüketimi ve yüksek maliyet: Ticarileşmenin zorunlu boyutu
Yapay zeka modellerinin eğitimi ve çalıştırılması, büyük miktarda işlem gücü gerektiriyor. Bu da doğrudan enerji tüketimini ve maliyeti artırıyor. Örneğin; büyük bir dil modelinin eğitimi milyonlarca dolarlık GPU kaynakları ve binlerce megavat saatlik elektrik gerektirebiliyor. Bu durum, yapay zekanın sürdürülebilirliği açısından ciddi bir zorluk oluşturuyor.
Tam da bu yüzden yapay zekanın ticarileşmesi, yalnızca stratejik bir hamle değil, aynı zamanda ekonomik bir zorunluluk haline gelmiş durumda. Büyük yatırımların geri dönüşünü sağlayabilmek için modellerin kullanıcıya ulaşması, gelir üretmesi ve ekonomik fayda sağlaması gerekiyor. Aksi takdirde, yapay zeka projeleri yalnızca sübvansiyonlara bağımlı bir AR-GE faaliyeti olarak kalabilir.
Bu alandaki rekabetin yeni boyutunu; enerji verimliliği yüksek donanım tasarımları, sürdürülebilir altyapılar ve maliyet etkin yapay zeka çözümleri geliştirmek oluşturuyor. Ticarileşme sayesinde bu tür çözümlerin hızla ölçeklenmesi ve yaygınlaşması mümkün hale geliyor.
Telif hakları: Ticarileşmenin hukuki eşiği
Yapay zekanın ticarileşmesi, beraberinde önemli bir telif hakkı tartışmasını da getiriyor. Büyük dil modelleri, sıklıkla internetteki metin, görsel ve ses içerikleriyle eğitiliyor; ancak bu içeriklerin çoğu telif koruması altında. Medya kuruluşları, sanatçılar ve yayınevleri içeriklerinin izinsiz kullanıldığı gerekçesiyle teknoloji şirketlerine karşı davalar açıyor.
Bu durum, yapay zekayla üretilen içeriklerin mülkiyetinin kime ait olacağı ve eğitim verisinin yasal sınırları gibi soruları gündeme taşıyor. Avrupa Birliği (AB) bu konuda düzenlemeler hazırlarken ABD'de ise yasal çerçeveye dair tartışmalar sürüyor.
Ticarileşmenin sürdürülebilir olması için yapay zekanın hem üretken özgürlüğünü koruyan hem de telif sahiplerinin haklarını gözeten dengeli bir hukuk zemini oluşturulması gerekiyor. Aksi takdirde, telif hakları yapay zeka yatırımlarının önündeki bir engel olabilir.
Teknolojiden ticarete: Jeopolitik cephe
Yapay zekanın ticarileşmesi, artık sadece teknoloji şirketlerinin rekabeti değil; ülkeler arası bir güç dengesi meselesi. ABD'nin Çin'e yönelik çip ihracatına getirdiği kısıtlamalar, aslında bu yeni nesil soğuk savaşın açık sinyallerinden biri. Amaç, Çin'in ileri seviye yapay zeka modelleri eğitmesini yavaşlatmak. Çin ise kendi yarı iletken üretim kapasitesini hızla artırarak bu kısıtlamaları aşmaya çalışıyor.
Bu durum, ticari yapay zeka uygulamalarının da jeopolitik araçlar haline gelmesine neden oluyor. Örneğin, Batı'da geliştirilen modeller belirli içerikleri sansürlerken; Çin'deki modeller devlet politikalarına uygun içerik üretme eğiliminde. Kısacası, algoritmalar artık sadece teknik ürünler değil, aynı zamanda kültürel ve ideolojik kod taşıyıcıları olarak öne çıkıyor.
Aynı zamanda egemenlik meselesi
Yapay zekanın ticarileşmesi, sadece pazar dinamikleriyle şekillenen bir süreç değil. Bu, küresel güç haritasının yeniden çizildiği bir dönemin parçası ve aynı zamanda bir egemenlik meselesi. Bu noktada, ABD ve Çin arasındaki rekabet teknolojiyi sadece bir araç değil, doğrudan bir cephe haline getiriyor.
Bu yarışın kazananı sadece en iyi algoritmayı yazan değil; aynı zamanda en sağlam altyapıyı kuran, veriye sahip çıkan, enerji ve maliyet yönetimini başaran ve etik sınırlar içinde kalarak güven oluşturan taraf olacak. İşte tam da bu noktada ticarileşme, yapay zekanın gelişimi açısından bir mihenk taşı konumunda.
[Selman Maltaş, Anadolu Ajansı Dijital Haberler Direktörlüğü Başmuhabiridir.]
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.
Kaynak:AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.