Sait Özdemir

Sait Özdemir

Baharın hatırına kışları kabullenmek

Baharın hatırına kışları kabullenmek

Arkasından gelecek olan baharın hatırına, bahçemizden geçen kışları kabullendiğimiz gibi, ruhumuzdan geçen kışları da öyle rıza ile kabullenmemiz lazım.”demiş, Halil Cibran.

Bugünlerde meydana gelen maddi ve manevi olaylar maalesef ruhsal anlamda iç dünyamızda birtakım sıkıntılara yol açmaktadır. Yaklaşmakta olan ramazan ayının ruh sağlığımıza olumlu birçok etkiye yol açacağına inanıyorum. Orucun hem bedensel hem ruhsal bir ibadet olması maneviyatımzı yükseltip, değer ve geleneklerin farkına varmamıza vesile olacaktır.

Bir yolcu gemisi yolculuk esnasında kopan bir fırtınada batar ve içindekilerden sadece iki adam küçük ve ıssız bir adaya yüzmeyi başarırlar.Ne yapacaklarını bilemeyen bu iki kazazede Allah'a yalvarmaktan başka çarelerinin olmadığına karar verirler. Fakat kimin duasının daha güçlü olduğunu anlamak için adayı ikiye bölmeye karar verirler ve adada karşılıklı olarak yaşamaya başlarlar.İlk diledikleri şey yiyecektir. Ertesi sabah, birinci adam kendi tarafında dalları meyve dolu bir ağaç bulur ve ağacın meyvelerinden yer. Diğer adamın alanı ise hala çoraktır! Bir hafta sonra, birinci adam yalnız olduğu için kendisine bir eş diler. Ertesi gün bir kadın yüzerek birinci adamın tarafına gelir. Diğer tarafta yine hiçbir şey yoktur! Hemen sonra birinci adam bir ev, giysiler ve daha fazla yiyecek diler. Sihirli bir değnek değmişçesine tüm istedikleri kendisine verilir. Fakat ikinci adam hala hiçbir şeye sahip olamamıştır! En sonunda birinci adam bir gemi diler böylece karısıyla birlikte adayı terk edebilecektir. Sabahleyin kendi tarafına demirlenmiş bir gemi bulur. Birinci adam karısıyla birlikte gemiye biner ve ikinci adamı adada bırakmaya karar verir. Onun hiç bir dileği gerçekleşmediği için Allah'ın nimetlerine layık biri olmadığını düşünür. Gemi kalkmak üzereyken birinci adam göklerden yankılanan bir ses duyar, "Neden arkadaşını adada bırakıyorsun?"

"Bana gönderilen nimetler sadece bana aittir çünkü onlar için ben dua ettim," diye cevap verir birinci adam. "Onun duaları kabul edilmedi o yüzden o hiçbir şeyi hak etmiyor." der

"Yanılıyorsun!" diye azarlar ses birinci adamı. "Onun sadece tek bir dileği vardı ve kabul ettim. Eğer etmeseydim sen gönderdiğim nimetlerin hiç birine sahip olamazdın.""Allah'ım ne olur söyle bana" dedi birinci adam, "Ne diledi de ona minnettar olmam gerekiyor?""Senin tüm dileklerinin gerçek olmasını diledi."

Unutmayalım ki,hepimizin bilmesi gerekir ki; Bize gönderilen nimetler sadece bizim dualarımızın sonucunda değil bizim için dua edenler sayesinde de gerçekleşir.

Dememiz o ki; Başkası için yaptığınız şeyler kendiniz için yaptıklarınızdan daha önemlidir...

Bu nedenle Ramazan ayı maddi ve manevi birçok güzelliklerin bir arada yaşandığı, duygu ve hissiyatında öne çıktığı mübarek bir aydır. Rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan Ramazan ayı dini açıdan taşıdığı önemle birlikte mü’minler arasında sosyal açıdan da yardımlaşma ve dayanışmanın en yüksek olduğu aydır.

Peygamber efendimiz (asm) “Kim bir oruçluya iftar ettirirse, o oruçlunun alacağı sevabın aynısı, iftar ettirene de yazılır. Ve oruç tutanın sevabından da bir şey eksilmez” buyurmuştur.

Komşuları akrabayı ve aile fertlerini kendi evinde iftar ettirmek, sıla-ı rahim ve iyilikte bulunmak lazımdır.

Kalın Sağlıcakla

Sait ÖZDEMİR

Uzman Psikolojik Danışman

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sait Özdemir Arşivi