Cumhurbaşkanı Erdoğan: MİT, DEAŞ'ın sözde liderini dün Suriye'de etkisiz hale getirdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan: MİT, DEAŞ'ın sözde liderini dün Suriye'de etkisiz hale getirdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "MİT, DEAŞ'ın sözde lideri Ebu Hüseyin el Kureyşi kod adlı şahsı uzun zamandır takip ediyordu, dün Suriye'deki operasyonla etkisiz hale getirildi." dedi.

Ankara

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT Türk, ATV Avrupa, Euro D, Euro Star, Kanal 7 Avrupa "Cumhurbaşkanı Özel Yayını"na katılarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı ve açıklamalarda bulundu.

Sağlık durumunun sorulması üzerine Erdoğan, "Gayet iyiyim. O günden sonra yine meydanlarda önemli programlar yaptım. Bunların önemlisi de Ankara programı oldu. Bu arada bir Manisa programı oldu, o da iyi ve diri bir programdı. Durmadan, ara vermeden devam ettik. Çünkü oralar bir yerde bizim enerji kaynağımız oluyor. Aradan sonra ilk televizyon programını aynı koltukta yapıyoruz." karşılığını verdi.

Erdoğan, dünyanın dört bir yanında yaklaşık 7 milyon Türk vatandaşının yaşadığını bunlardan 3 milyon 300 bininin yurt dışı seçmen statüsüne sahip olduğunu vurgulayarak, bu seçmenlerin 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde 74 ülkedeki toplam 177 oy kullanma merkeziyle 46 gümrük kapısında oylarını kullanabileceğini bildirdi.

Yurt dışında toplam 4 bin 969 sandık kurulacağını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yurt dışı temsilciliklerimizde oy kullanma süreci 27 Nisan'da başladı. Bu işlem 9 Mayıs'ta son bulacak. Gümrük kapılarında ise 27 Nisan'dan 14 Mayıs'a kadar oy kullanılabilecek. İnanıyorum ki vatandaşlarımız demokratik haklarını kullanma noktasında büyük bir gayret gösterecek ve sandıklara akın edecekler. Bizimle ve parti teşkilatımızla yaptıkları bütün görüşmelerde 'İşte şuralarda sandıklar yok, durum ne olacak vesaire gibi' mesajlar iletiyorlar. Diyoruz ki endişe etmeyin, Dışişleri Bakanlığımız buradaki eksikleri de gidermek suretiyle sizin oy kullanma hakkınızın, demokratik hakkınızı, süratle giderecekler ve sizler de sandıklarda oylarınızı kullanabileceksiniz."

"Yaşadıkları ülkede oy kullanma imkanını getirdik"

Erdoğan, "Yurt dışında yaşayan vatandaşların ana vatanları ile olan bağlarını güçlendirmek için hangi çalışmalar yapıldı?" şeklindeki bir soruyu şöyle yanıtladı:

"İktidara geldiğimizde yurt dışı seyahatlerimde, oralardaki bütün vatandaşlarımızın bize ilk yönelttikleri soru; 'Başbakanım biz oy kullanma hakkımızı ne zaman kullanacağız?' oluyordu. 'Endişe etmeyin, biz sizin oy kullanma hakkınızı ne yapıp, yapıp halledeceğiz' diyordum. Ben gençlik yıllarımdan itibaren Avrupa'yı gezen, Avrupa'da çeşitli yerlerde konferanslar veren birisiyim. Türkiye'deki iktidar sahipleri yıllarca bu insanlarımızı umursamadı. Adeta kaderlerine terk etti. Sadece döviz ihtiyacı olduğunda bunları hatırladı. Biz ise 2012 yılında vatandaşlarımızın tam 50 senedir bekledikleri yaşadıkları ülkede oy kullanma imkanını getirdik. Gümrük kapıları yanında, yurt dışı temsilciliklerimizde de sandıklar kurduk. 2014'te yapılan cumhurbaşkanı seçimlerinde gurbetçilerimiz bu haklarını ilk kez kullandı. 2014 yılında sadece randevu sistemiyle oy kullanılabiliyordu, bir sonraki seçimlerde biz randevu zorunluluğunu da kaldırdık. Seçimlere katılım oranı bir yılda yüzde 19'lardan yüzde 36'lara, ardından 45'e yükseldi. Vatandaşımızı bağlı olduğu başkonsolosluklarda oy kullanma mecburiyetinde bırakan uygulamaya da biz son verdik. Böylece oy kullanma oranı 2018'deki seçimlerde yüzde 50'yi aştı. Yani sandığı artık vatandaşımızın ayağına götürüyoruz. 14 Mayıs'ta inşallah yeni bir rekor kıracağımıza inanıyorum. Seçimlere katılım yurt dışındaki vatandaşlarımızla ilgili reformlarımızdan sadece biridir. Bunun cevabını da en güzel şekilde sandıklarda verecektir."

Erdoğan, son 21 yılda yurt dışında yaşayan vatandaşlarla ilgili oy kullanma yanında daha önce hayal dahi edilemeyen pek çok adımın atıldığını vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

"Yeni kurumlar ve yatırımlarla devletimizin hizmet kapısını yurt dışındaki vatandaşımız için artırdık. Teknolojinin imkanlarını kullanarak, vatandaşlarımızın işlemlerini mümkün olduğunca elektronik ortamda yürütebilmesini de temin ettik. Tapudan nüfus işlemlerine, pasaport harcından diplomaya kadar pek çok işlemi basitleştirdik. Pasaport harçlarını yurt dışında yerleşik vatandaşlar için yarı yarıya düşürdük. Yurt dışındaki evlatlarımızdan binlercesini ülkemize getirerek tarihlerini, kültürlerini, medeniyetlerini yakından görmelerini temin ettik. Türkiye'ye gelen vatandaşlarımızın araçlarını sınırlarımız içerisinde kullanabilme sürelerini 2 yıla çıkarttık. Böylece vatandaşlarımızın pek çok sorununu çözdük, hakkını verdik ve işlerini kolaylaştırdık. Tabii bunları yaparsanız, yurt dışındaki vatandaşımda bunları karşılıksız bırakmaz, bırakmadı."

"Eşeği sağlam kazığa bağlayın, bunları da bu kadar konuşmayın"

Erdoğan, yurt dışı sandık güvenliğinin nasıl sağlandığıyla ilgili soruya, şu yanıtı verdi:

"Muhalefet yurt dışıyla ilgili acaba bugüne kadar ne yaptı? Yaptığı bir şey var mı? Yok. Yurt dışındaki vatandaşlarımızla ilgili birçok adımı biz attık. Vatandaşlarımız 74 ülkede bulunan toplam 177 merkez ile 46 gümrük kapısından herhangi birinde oylarını kullanabilecek. Her türlü tedbiri almışız. Yüksek Seçim Kurulu ve Dışişleri Bakanlığımız bu konuda gerekli altyapı çalışmalarını en iyi şekilde tamamladı. Oy kullanma süreci sıkıntısız bir şekilde devam ediyor. Türkiye'de oy ve sandık güvenliği noktasında ne yapılıyorsa yurt dışındaki seçimlerde de bunun aynısını hatta çok daha fazlasıyla yapıyoruz.

Her sandıkta kullanılan oylar, her gün sandık kurulu üyeleri, müşahitleri ve vatandaşların gözetiminde çuvallara konulup mühürleniyor, sonra konsolosluklarımıza getiriyor. Burada özel güvenlikli bölmelerde muhafaza ediliyor, bu odaların kapılarında 6 ayrı kilit bulunuyor. Bu kilitlerin her biri kamu kurumlarının ve siyasi parti temsilcilerine ait. Hepsi aynı anda orada olmadan kapılar açılmıyor. Oy verme süresi bittikten sonra ağzı mühürlü olarak gelen oy torbaları, Ankara'da seçim kurulunun denetimi altında sandık kurullarında açılacak. Türkiye'de yapılan seçimlerde olduğu gibi sayım ve dökümü yapılacak, ardından sonuçlar tutanak altına alınacak. Yurt dışı oylar, cumhurbaşkanı seçimi için genel oylara, milletvekili seçimi için ise oranına göre il seçim çevrelerinin oylarına eklenecek. Olay bu ama muhalefet şimdiden işi garantiye almak için hep sandık güvenliği, sandık güvenliği... Zaten siz bu sandık güvenliği meselesini Türkiye için de kullanıyorsunuz. Türkiye'de her sandıkta sizin de temsilcileriniz var. Eşeği sağlam kazığa bağlayın, bunları da bu kadar konuşmayın."

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremler nedeniyle yurt dışında yaşayan vatandaşların bölgeye yardım gönderdiğinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, Kovid-19 sürecinde Türkiye'nin 165 ülke ve noktaya yardımda bulunduğunu söyledi.

Yardım yapılırken "Bu kimdir? Müslüman mıdır? Hristiyan mıdır?" demediklerinin altını çizen Erdoğan, herkese ellerini uzattıklarını belirtti.

Ülkelere aşı, ilaç ve gıda gönderildiğini anlatan Erdoğan, depremler sonrasında da dünyanın Türkiye'yi yalnız bırakmadığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya ülkelerinin tüm imkanlarını seferber ederek, Türkiye'ye arama-kurtarma ekipleri, çadır ve konteyner gönderdiğini anımsattı.

Azerbaycan'ın "Bin kalıcı konut yapmak istiyorum" dediğini ve dün o konutların temellerinin atıldığını aktaran Erdoğan, "Okul yapacağım, cami yapacağım dedi ve yine bölgede acil olarak gereken bazı önemli projeleri de hayata geçirmek istiyorum dedi. Dün İlham Bey'le beraber onun temelini attık." ifadesini kullandı.

Yurt dışında yaşayanların Türkiye'ye olan vefasının, cömertliğinin kendilerini her zaman duygulandırdığını ve gururlandırdığını vurgulayan Erdoğan, depremlerin ardından bunun bir kez daha görüldüğünü belirterek, şöyle devam etti:

"Dünyanın dört bir yanındaki vatandaşlarımız, ellerinde, avuçlarında ne varsa hepsini seferber etmek suretiyle yardıma koştular. Yüz milyonlarca avro nakdi yardım, binlerce tır gemi dolusu yardım ulaştı ülkemize. Biz bu yapılanları asla unutamayız, unutmayacağız. Yaralarımızı da kısa sürede beraberce saracağız. Bütün bunları yaparken bir şeyi daha asla unutamayız, gerçekten AFAD'ımız, Kızılay'ımız bunlar bu süre içerisinde çok yoğun bir çalışmanın içerisinde oldular. Arama-kurtarma ekiplerimiz dünyanın dört bir yanından gelen arama-kurtarma ekipleriyle çok iyi bir diyaloğun içerisinde oldular ve başarılı dayanışmayla da bu süreci lehe çevirdik."

Erdoğan, depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyerek, deprem bölgesindeki ekiplere teşekkür etti.

"Gurbetçilerimiz Türk milletinin temsilcisidir"

Deprem bölgesinde yapılacak yeni konutlara ilişkin Erdoğan, şu bilgileri verdi:

"Ben vatandaşlarımdan özellikle bir temennide bulundum. 'Bize bir yıl süre' dedim. Bir yıl süreyle de biz süratle bu bütün zemin etütlerini yapmak suretiyle, bu zemin etütlerinin yapıldığı yerlerde süratle inşaatları başlattık. Hatta köy evlerinden sembolik de olsa 14 tane köy evini sahiplerine teslim ettik. Şimdi bunu yaygınlaştırarak devam ettiriyoruz. Çünkü bizim için önemi olan buralarda süratle bu kalıcı konutların yapımı. Hatay'da özellikle şu anda demir çelikten bir hastane yapımı var. Yine ikinci hastaneyi bölgede yapıyoruz, onun çalışmaları da hızla devam ediyor. Bunları da öyle zannediyorum ki 3 ay ila 6 ay arasında bu hastaneleri de bitirerek bunları insanımıza kazandıracağız."

"Dünyanın dört bir tarafındaki vatandaşımızın seçimlere katılmasını, oy kullanmasını hangi bakımlardan önemli bulursunuz?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Demokrasi. Seçimlerde özellikle bu hakkını kullanma talebi, bu öyle sıradan 'vur geç' bir şey değil. Bu bir demokrasi terbiyesidir. Bu terbiyeyi benim insanım çok iyi aldı. Bu demokrasi bilinci bizim insanımızda ileri derecede var. Bizim yani bu ülkede sürekli birinci parti olduğumuz dönemlere baktığımız zaman yüzde 60'lardan aşağıya düşmedik ve o seçimlerde de bunları hep yakaladığımız gibi yüzde 85'lere hatta yüzde 90'lara dayandığımız zamanlar oldu. Böyle bir anlayışla, böyle bir yaklaşım içerisinde milletimizin oy kullandığı bir ülkede... Şimdi tabii bir sıkıntı var. Nedir o? Deprem sıkıntısı. Bu depremle, benim vatandaşım, kendi evinden, barkından koptu. Ne oldu onlar? Belli bölgelere göç etti. Böyle bir dağınıklık var ama bütün bunlara rağmen ben yine de şuna inanıyorum, öyle de olsa, Ankara'ya, İstanbul'a, Kayseri'ye, şuraya, buraya benim depremzede kardeşlerim gittiler. Ama orada bütün işlemleri yaptırdılar ve oylarını da orada kullanacaklar. Bunun yanında yine kendi yerlerine dönmek suretiyle oralarda da oylarını kullanacak olanlar var. Bütün bunlara rağmen 14 Mayıs seçimlerindeki bu oy kullanma olayının bir ibadet aşkıyla yapılacağına ben inanıyorum."

"Yurt dışından bir tane adayları yok"

"Şuna da inanıyoruz, şunu söylüyoruz, hangi kökene, meşrebe, mezhebe mensup olursa olsun gurbetçilerimiz Türk milletinin temsilcisidir." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"7'li masa, tabii artık onu şimdi '7'li masa' diye kullanmamak lazım, yanlış olur. 9'lu masa oldu. Malum yanlarına Ankara, İstanbul Belediye başkanlarını da taktılar. Masadaki sayı arttı ve bütün bunlarla beraber iş biraz daha ilerledi. Şimdi bir de Kandil'deki malum tipler onlar da şimdi bu masaya ortak oldular. Oradan ne yapıyorlar, mesajlar veriyorlar. Bilmiyorum bunlarla ilgili sizde de çekimler, vesaire var mı, çünkü benim yurt dışındaki vatandaşım Kandil'deki bu terör örgütlerinin başlarının verdiği mesajları onlara iletmesi lazım, ulaştırması lazım ki bunlar bedelini ağır ödesinler. Bu masaya biz artık bir 'cümbüş masası' diyebiliriz. Böyle bir masa var şimdi. Buna da benim milletim artık 'cumhurun masası' diyemez, demez. Güya 'Yurt dışı seçim bölgesi oluşturacağız' diyorlar ama milletvekili listelerinde yurt dışından bir tane adayları yok. Her işleri gibi yurt dışı vaatleri de yalan, dolan ve palavradan ibaret. Şunu biliyoruz ki arada mesafeler olsa da biriz, beraberiz. Bu yüzden 'Sen varsan Türkiye var' diyoruz. Bu yüzden vatandaşımızı Türkiye için oy vermeye çağırıyoruz. Bu imkanlar neden bizden önce yoktu?"

Geçmişte sadece gümrükte oy kullanıldığını, vatandaşların oy kullanmak için işlerinden izin alıp, otobüslerle, arabalarla, uçaklarla sınır kapılarına, havalimanlarına geldiğini anımsatan Erdoğan, "Biz geldik, sorunu çözdük. Düşünün, acaba o oy kullanmanın bedeli o zamanki havayla söylüyorum, kaç marktı, şimdi kaç avro oldu? Benim oradaki vatandaşım, garibim, zaten kazandığı para ortada. Tabii bunu herkes kalkıp da bir oya acaba verebilir mi? Vatandaşlarımızdan da sahip oldukları oya bu anlayışla yaklaşmalarını istiyorum. Çünkü onlar gerçekten millidir, yerlidir, gerçekten de vatanını bu masanın etrafındaki cümbüşten çok daha önemseyenlerdir. Menfi, müspet, ülkemizdeki her gelişme Avrupa'daki kardeşlerimizi de yakından ilgilendiriyor." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin gücü arttıkça Avrupa'da ve dünyanın her köşesinde yaşayan vatandaşların itibarının arttığına işaret etti.

"14 Mayıs önemli"

Vatandaşların seslerini en iyi şekilde duyurabilecekleri, güçlerini en etkin şekilde gösterebilecekleri yerin sandık olduğunu belirten Erdoğan, "Vatandaşlarımdan ellerindeki gücü en iyi şekilde kullanmalarını özellikle istirham ediyorum. Eğer siz bu gücü kullanmazsanız, bugüne kadar sizi görmezden gelenler aynı tavırlarını sürdürürler ama siz bu imkanı en etkili şekilde değerlendirirseniz hiçbir siyasetçi, hiçbir yönetici sizin sesinize kulak tıkama cesareti gösteremez. 14 Mayıs bu bakımdan büyük önem arz ediyor. Ben şimdi şöyle bakıyorum ekrana bütün Avrupa'daki benim kardeşlerim, hepsi, sandık yollarına dökülmüş, oy kullanmaya gidiyorlar. Allah onlardan razı olsun. Mesele bu." diye konuştu.

"Muhalefet bizim insanımızı tanımıyor"

"'Yurt dışında yaşıyorsunuz, geliriniz yerinde ama gelip burada oy kullanıyorsunuz' deniyor. Sanki bir hakkı yokmuş gibi bir yaklaşım da var gurbetçi vatandaşlarımıza. 'Orada refah içindesiniz, sonra burada oy veriyorsunuz' yaklaşımı söz konusu. Bu konuda ne dersiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, bunun çirkin bir yaklaşım ve yurt dışındaki vatandaşlara hakaret olduğunu vurguladı.

"Böyle saçmalık olur mu? 'Refah içinde yaşıyorlar' diye böyle bir yaklaşım bir defa çok çirkin. Onların orada ne çileler çektiğini ben iyi bilirim. Ben onların evlerinde kalmış birisiyim." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Konferansa gittiğim zaman, o zamanları söylüyorum, bu beyler gibi otellerde kalan birisi değildim. Onlar bir defa zaten otelde kalmaya falan kalkarsan bunu kendilerine hakaret telakki ederlerdi. İlla evlerinde misafir etmenin hep gayreti içinde olurlardı. 1970 civarı falan. Bizim göç hareketi 1960'lı yıllarda başladı. Bizler de o zamanlar, 1970'li yıllarda, devamlı oralarda konferanslarımız, teşkilat kurma çalışmaları falan bütün bunlara gider. Onlar da katiyen konferansı verirdik, 'İlla benim evde kalacaksın', bir başkası gelir 'İlla benim evde kalacaksın. Böyle bir hayat. Onların oradaki o yaşam koşullarını bilirdik. Bizim de bir özelliğimiz vardı, umduğumuzu değil bulduğumuzu yerdik. Umduğumuzda değil bulduğumuz yerde yatardık. Böyle bir çileyi onlarla beraber oralarda yaşadık ama muhalefet bizim insanımızı tanımıyor. Bizim insanımız dünyanın neresinde olursa olsun ne yapar, ana vatanının kaderiyle ilgilenir. Muhalefet, hükümetin başarılarını gören ve bunu açıkça dile getiren hiç kimseden hazzetmiyor. Ülkeye yatırım gelmemesi, yatırımcı gelmemesi, turist gelmemesi için uğraşan bir muhalefet pratiği ile karşı karşıyayız. Bu zihniyeti milletimizin vicdanına havale ediyoruz."

Dünyanın dört bir yanındaki 7 milyon Türk vatandaşının varlığından gurur duyduklarına dikkati çeken Erdoğan, yurt dışındaki vatandaşların siyaset, ticaret, eğitim, bilim, sosyal hayat ve sivil toplumdaki başarılarıyla iftihar ettiklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Benim bütün yurt dışındaki vatandaşlarımla olan bu ilişiğim, Cumhurbaşkanıyım, şu anda da halen devam etmektedir. Devam ediyor. Türkiye'ye gelirler, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni muhakkak ziyarete gelirler. Onlarla bir de bütün burada üniversitelerin kapılarını biz açtık. Ben şu anda ekranda onları gördüğümde iftihar ediyorum. Belki ekranda şu anda, evlerinde kaldığım benim yurt dışındaki vatandaşlarım 'Bizim evde kalmıştı', onu da komşularına anlatıyordur. Bu tür şeyleri onlarla hep yaşadık." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(14 Mayıs seçimleri) Lehte bir havayı anketlerde de görüyoruz. Gerek cumhurbaşkanlığında gerek Cumhur İttifakı olarak güzel bir tablo şu anda önümüzde." ifadelerini kullandı

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Irkçılık, İslam düşmanlığı ve ayrımcılık Batı'da artık kanser hücresi gibi hızla yayılıyor. Batı ülkeleri bu tehditle yüzleşme sürecini henüz gösteremiyor. (NSU davası) Takipçisi olacağız. Gerekirse uluslararası mahkemelerde maddi manevi tazminattan tutun her türlü davayı açıp, neticesini almamız lazım."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "MİT, DEAŞ'ın sözde lideri Ebu Hüseyin el Kureyşi kod adlı şahsı uzun zamandır takip ediyordu, dün Suriye'deki operasyonla etkisiz hale getirildi." dedi.

Erdoğan, "Kamuda yurt dışında doğup büyüyen gençlerimizin istihdamını artıracağız. Yurt dışında yetişmiş nitelikli beyinlerin ülkemizde istihdamını sağlayacağız." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TTK'ya ait maden ocaklarında 2 bin yeni işçi yaz aylarında işe başlamış olacak. Kardemir'e önümüzdeki aylarda 600 yeni işçi alacağımızın müjdesini veriyorum." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, "TEKNOFEST'teki katılımı görünce coşkum, gençliğe olan inancım artıyor. TEKNOFEST'e bugün 1,9 milyon katılım olmuş. Yarın 2,5 milyonu bulur diyorlar." dedi.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.