İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Cumhurbaşkanlığı seçimi,

Türkiye tartışmaları itirazları, gürültüsü, patırtısı ile 30 Mart?ta yerel yöneticilerini seçti. Yeni başkanlar, yeniden seçilenler mazbatalarını aldı koltuklarına oturdu.

Siyaset arenası biraz durulaşacak millet rahat bir nefes alacak diye düşünenler fazla sevinmesin.

Türk siyaset arenasında durağanlık diye bir şey yoktur. Her gün yeni bir gündem, her gün sıcak bir ortam, bir bereketi olmasa da, hep hareket,  her zaman hareket vardır.

İşte bu hareketin tam merkezinde 10 Ağustos?ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi hakkında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül?ün ?Köşk seçiminin konuşulma vakti geldi.? şeklindeki sözlerinin ardından bu konu siyasetin bir numaralı sıcak gündemi oldu.

Şimdi gözler dört ay sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde. Türkiye tarihinde ilk defa halk tarafından Cumhurbaşkanını seçecek.

Abdullah GÜL tekrar aday olacak mı? R.Tayyip Erdoğan kendisimi aday olacak?.

Başbakan Erdoğan?ın gönlünde Başkanlık veya yarı başkanlık sistemi yatıyor ama gerekli yasal düzenlemeyi yapamadı. Önümüzdeki süreçte de imkân dâhilinde görünmüyor.

İktidar kanadı Başbakan?ın ilk turda Köşk?e çıkacağından emin. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 30 Mart yerel seçim sonuçlarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Çankaya yolunu açtığını savunarak, Erdoğan?ın aday olması durumunda Gül?ün ?saygı göstereceğini? söylerken,  Başbakanlık koltuğunda görmek istediği kişinin Abdullah Gül olduğunu belirterek  ?Halkın sevdiği, takdir ettiği bir insan olarak tarihe geçti. Dolayısıyla tekrar siyasete bu en tecrübeli çağında dönmesi ve kendi kurduğu partisini tekrar başarılara götürmesi ve tekrar başbakanlık noktasında görev yapmasını kalben arzu ederim.? Diye ekliyor.

Arınç?ın ifadeleri arasında dikkat çeken önemli bir husus ise, ?Temel konu R.Tayyip Erdoğan mı Cumhurbaşkanı olacak Gül mü? Üçüncü bir isimden hiç bahsetmiyoruz.? demesi.

 

Peki, Muhalefet ne düşünüyor?

BDP başbakana şartlı destek veriyor. Onların hesabı belli kapalı kapılar ardında görüşüldü karara bağlandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Cumhurbaşkanı adayı konusunda diğer muhalefet partileri ile görüşme yapmaya açık olduğunu söyleyerek,  ?Önemli olan işbirliğinden önce, toplumun yüreğini tutabilecek bir adayın çıkartılması.? ?olduğuna vurgu yapıyor.

Başbakan Erdoğan için de, ?Aday olursa halkın seçeceğini düşünmüyorum? diyen Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı seçiminde sonucun ikinci turda belli olacağını ifade ederek: ?siyasi kimliği, bir partiye aidiyeti olmaması gerektiğini? söyleyen Kılıçtaroğlu, ?şaibe taşımayan sivil biri seçilmeli? diyor.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, Mahalli seçimlerden önce partisinin Kırşehir?de yaptığı bir toplantıda Cumhurbaşkanlığı seçimi hakkında sorulan bir soruya;

Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığı hayalinin suya düştüğünü öne sürmüş, Bahçeli, "17 Aralık bunları düğümledi, Cumhurbaşkanlığı hayali suya düştü.       Cumhurbaşkanlığı rüyası artık görülmez oldu. Bu adamdan Cumhurbaşkanı olmaz. Hırsızlığı devletin başına taşıyamazsınız, yolsuzluğu, rüşveti taşıyamazsınız" ifadelerini kullanmıştı.

MHP Cumhurbaşkanında olması gereken 5 kritere dikkati çekiyor. ?1- Milliyetçi olacak. Türkiye?nin çıkarlarını başka ülkenin çıkarlarının üzerinde tutacak. 2-Muhafazakar olacak. Dininden, imanından,  kitabından kimsenin şüphesi olmayacak. 3- Yolsuzluğa, harama bulaşmamış olacak. 4-Ülkesini iyi tanıyan biri olacak. 5- Belagat sorunu olmayacak.?

MHP Ankara Milletvekili Özcan, Muhalefetin hata yapmaması durumunda Erdoğan?ın Köşk?e çıkmasının ise mümkün olmadığını söylüyor.

Bu arada meclis başkanı Cemil Çiçek?ten ilginç bir açıklama var.

Çiçek, Cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören düzenlemenin 367 krizi sonrası bir çıkış yolu olarak gündeme geldiğini hatırlatarak, Cumhurbaşkanını halkın seçmesine karşı olmadığını, gelişmiş kimi demokratik ülkelerde de halkın seçtiğini söylüyor. ?Bugünkü sistem GDO?su bozuk bir demokrasi oyunu sahneye koyuyor. Böyle bir sistemin dünyada örneği yok.? Diyen Çiçek, Türkiye?de yaşanabilecek sıkıntılara dikkat çekerek. ?Cumhurbaşkanı halk tarafından hem de ikinci kez seçilebilecek. Yetkili ama hiçbir sorumluluğu olmayan bir Cumhurbaşkanı.  Buna karşın halkın seçtiği, parlamentonun çoğunluğunu almış bir başbakan olacak. Yetkili ve sorumsuz bir cumhurbaşkanı ile etkili bir başbakan arasındaki ilişki nasıl olacak? Cumhurbaşkanı ile yargı-yasama ilişkileri nasıl tanzim edilecek? Bu ilişkiler ileri demokrasilere uygun sağlıklı ilişki değildir. Ciddi problemleri bünyesinde taşır.? Diye uyarıyor.

Türkiye?de her konuda olduğu gibi kanun ve yönetmelikler düzenlenirken doğuracağı sorunlara bakılmıyor. Bir hırsla, kavga dövüşle TBMM kanunlar geçiyor ve yürürlüğe giriyor geriye dönüşü artık meselenin ne zaman kangren olacağına bağlı.

Artık seçime 4 ay kaldı,  eldeki kanunla idare edilecek yılların devlet adamı ve hukukçusu neredeyse son 30 yılın iktidarlarına ayar veren Sayın Çiçek?in aklına yeni mi gelmiş yoksa onunda gönlünde bir aslan mı yatıyor bilinmez son ama çaresi olmayan uyarısını yapıyor.

Ülkemizde son 35 yıldır Cumhurbaşkanlığı seçimleri her zaman sancılı olmuştur.

Asıl mesele Cumhurbaşkanının kim olacağından ziyade, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temsil edileceği en yüksek makamı doldurabilecek devlet deneyimi, saygınlığı olan milletin tamamını kucaklayacak bir isim olması yerinde olur diye âcizane bu da bizim görüşümüz.

 

 

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı Yazar

07.04.2014/adanapost.com

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.