İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Duma’daki Kimyasal saldırı, bir provokasyon mu?

Duma’daki Kimyasal saldırı, bir provokasyon mu?

Geçtiğimiz hafta sonu Suriye merkezi yönetimi Esad güçlerinin Doğu Guta’da muhaliflerin elinde kalan tek bölge olan Duma’da sivil halka yönelik kimyasal silah kullandığı ve aralarında çocuk ve kadınların bulunduğu 78 kişinin hayatını kaybettiği haberi yürekleri acıttı.

Kimyasal silah kullanımı bir insanlık sucudur;

Kimyasal silah kullanımı konusunda Esad rejiminin uluslar arası kamuoyunda sicili belli. Suriye’de yedi yıldır devam eden iç savaş sırasında Esad yönetimi tarafından 215 kez kimyasal silah kullanıldığı saptanmış, son olayı ise, Nisan 2017'de Han Şeyhun'da 80 kişinin öldüğü bir kimyasal saldırı idi.. Bu saldırı ardından BM ile Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün (OPCW) ortak araştırması, Suriye hükümetini bölgede kimyasal silah kullandığı tespit edilmişti.

Bu son kimyasal silah kullanımı bütün dünyanın gözünü Suriye ve Esad’a çevrilmesine neden oldu. Edindiğimiz bilgilere göre kimyasal silah kullanıldığı konusu kesin olmakla birlikte, kimyasal saldırının Esad güçleri tarafından yapıldığına dair kesin bir delilin henüz belli olmaması. Bu da akıllara saldırının bir provokasyon olma ihtimalini getiriyor.

 

Neden mi?

Önce; ABD ve Rusya tarafından açıklamalara bir bakalım. Suriye’de yaşanan bu insanlık dışı dramın mimarları kimyasal saldırı hakkında neler söylüyor.

Doğu Guta’da yaşanan kimyasal saldırı sonrası ABD Başkanı Donald Trump, Twitter'dan Suriye Devlet Başkanı Esad'a “hayvan” diyerek tepki gösterdi. Trump, "Suriye'de aralarında çocuklar ve kadınların da olduğu çok sayıda kişi akılsız bir kimyasal saldırıda öldü.” Dedikten sonra. “Putin, Rusya ve İran Hayvan Esad'ı destekledikleri için sorumludur" diyerek kimyasal saldırıdan dolaylı olarak Rusya ve İran’ı suçladı.

Rusya ise kimyasal saldırı iddialarını reddetti. Rusya'nın Suriye'deki generallerinden Yuri Yevtuşenko "Bu bilgiyi net bir şekilde reddediyoruz" diyerek "Duma militanlardan özgürleştirildikten hemen sonra Rus radyasyon, kimyasal ve biyolojik savunma uzmanlarını bölgeye göndermeye hazırız. Orada elde edecekleri bulgular bunun bir kurgu olduğunu gösterecektir”. "Batı her zamanki favori teması olan kimyasal silah iddialarını Duma'daki militanlar lehine kullanmaktadır." İfadelerini kullandı.

ABD ve Rusya’dan gelen açıklamalarına baktığımızda ABD Esad’a öfke kusarken, Rusya ve İran’ı birlikte suçluyor. Rusya ise, kimyasal saldırının olmadığını iddia ediyor. Ancak ortada bir patlama ve ölen sivil insanların varlığı bir gerçek. Bölgeden gelen haberlerde patlamaya neden olan bombanın içeriğinde “Sinir gazı” bulunduğunu iddia edenler olsa da “Sarin gazı” içerdiği konusunda ciddi bulgular olduğu söyleniyor. Patlamanın şekli, etkisi ve can kaybı “sinir gazı” olmadığı“Sarin gazı” veya benzeri bir kimyasalın kullanıldığını açıkça ortaya koyuyor.

 

ABD ve Rusya’nın Suriye’de varlık mücadelesi;

Taziye’ye ilk katil gider, geçmiş olsuna azmettirici. Suç psikolojisinde bu değişmez kural haline gelmiştir. Saldırıda ilk açıklama ABD’den gelirken, olay yerine ilk giden ise Rusya’dır.

Duma’da muhalif Sünni Ceys-ül İslam Örgütü var. Örgüt burada Esad’a karşı varlığını korumaya çalışıyor ve Örgütün arkasında ABD var.

ABD’nin Suriye’de desteklediği PKK/YPG terör örgütünün TSK’nin “Zeytin Dalı Harekâtı” sonrası Afrin’den, Menbiç’e çekilmesi üzerine. Türkiye’nin Menbiç’e harekâtı devam ettirme ve ABD’nin askerlerini buradan çekmesi konusundaki ısrarı neticesinde. Başkan Trump Suriye’den çekileceklerini açıklamıştı. Ancak, Trump’un Suriye’de Meydanı Rusya’ya bırakmaya da gönlü el vermiyor. Bir taraftan IŞİD’in temizlenmesini için bir müddet daha Suriye’de kalmaları gerektiğini öne sürerken bir taraftan da Suriye’de kalmanın farklı şekilde yollarlını arıyor. Bu da Duma’da gerçekleştirilen kimyasal saldırının ABD destekli bir provakasyon olma ihtimalini kuvvetlendiriyor. ABD’nin Suriye’deki varlığın sürdürmesi ve Esad’a yönelik bir hamle yapması bakımından kendisine haklı bir neden gerekiyor. ABD’nin Esad yönetimine karşı bir askeri harekât yapabileceği dahi gündeme getirilmesi bunu desteler biçimde.

Trump’ın “Bu insanlıkla ilgili; bunun olmasına izin verilemez.48 saat içinde ana kararımızı vereceğiz sözleri, böyle bir harekâtın habercisi gibi görünüyor. Ancak daha önce Rusya’nın da kullandığı Tartus hava üssünü bombalayan ABD’nin, (Rusya üssü önceden boşaltmıştı) bu defa Suriye’nin daha iç kısmında olan Şam bölgesine, böyle bir harekâtı gerçekleştirmesine Rusya izin verecek mi? Çünkü bölgedeki hava sahası tamamen Rusya’nın kontrolünde.

Suriye’de ABD - Rusya sürekli yeni bir oyun kurmaya çalışırken olan Suriye halkına oluyor.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

10.04.2018/adanapost.com

twitter.com/ihalilsipahi

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi