BMGK'nin ABD hariç 4 daimi üyesi, İsrail'in Gazze'yi işgal kararına karşı çıktı
Ankara
BMKG'de Orta Doğu ve Filistin konulu oturum düzenlendi.
- İsrail Güvenlik Kabinesi, "Gazze kentinin" işgalini onayladı
- İsrail'in Gazze'nin işgali karanına dünyadan tepkiler
- İsrail'in işgal kararı sonrası Gazze'de 1 milyon kişi tekrar zorla yerinden edilmeyle karşı karşıya
Konseyin daimi üyelerinden İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya İsrail'in "Gazze'deki askeri operasyonlarını daha da genişletme" kararına karşı çıkarken, ABD ise İsrail'e desteğini sürdürdü.
İngiltere
İngiltere'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı James Kariuki, yaptığı konuşmada, İsrail'in, "Gazze'deki askeri operasyonları genişletme" kararının hiçbir yararı olmayacağını, aksine "zaten felaket boyutlarında olan insani krizi daha da kötüleştireceğini" söyledi.
Gazze'de çocukların açlıktan öldüğünü, yüzlerce sivilin temel gıda malzemelerine ulaşmaya çalışırken öldürüldüğünü hatırlatan Kariuki, "Bu insanlık dışı muamele haklı gösterilemez." ifadelerini kullandı.
Kariuki, İsrail'e Gazze'ye insani yardımların ulaştırılmasını engelleyen tüm kısıtlamalarını "acil ve kalıcı" olarak kaldırması çağrısı yaptı.
Fransa
Fransa'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Jay Dharmadhikari de "Fransa, İsrail hükümetinin askeri operasyonlarını genişleterek Gazze kentini kontrol altına alma planını en güçlü şekilde kınamaktadır." dedi.
Bu planla İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamı üzerinde askeri kontrol kurmayı hedeflendiğini belirten Dharmadhikari, Fransa'nın İsrail hükümetinden bu kararı geri almasını talep ettiğini söyledi.
Dharmadhikari, İsrail'in en yoğun nüfuslu Gazze bölgelerinde "askeri operasyonlarını genişletmesi ve yoğunlaştırmasının" Gazze Şeridi ve Gazze'nin diğer bölgelerinde dramatik insani sonuçlara yol açacağını ifade etti.
Derhal ve kalıcı ateşkes talep eden Dharmadhikari, "Gazze Şeridi'nin geleceği, Filistin Yönetimi tarafından yönetilecek bir gelecekteki Filistin devleti çerçevesinde olmalıdır." diye konuştu.
Çin
Çin'in BM Daimi Temsilcisi Fu Cong ise İsrail'in Gazze'ye süren saldırılarının eşi benzeri görülmemiş bir insani felakete yol açtığını vurgulayarak, "Uluslararası toplumun ateşkes ve saldırıların durdurulması çağrılarına rağmen, durum endişe verici şekilde daha da tehlikeli bir yöne doğru ilerlemektedir." dedi.
Fu, Gazze'nin işgal edilmesine yönelik her türlü girişime kesinlikle karşı çıkılması gerektiğini söyleyerek, İsrail'in işgal kararının ciddi endişe kaynağı olduğunu dile getirdi.
Gazze'nin Filistin halkına ait ve Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayan Fu, "İsrail hükümeti, hem uluslararası toplumun hem de kendi halkının çağrısını dinlemeli, derhal gerilimi tırmandırmayı durdurmalı ve Gazze'deki askeri operasyonlarını sona erdirmelidir." diye konuştu.
Fu, Gazze'deki insani krizin hafifletilmesi çağrısı yaparak İsrail'in işgalci güç olarak uluslararası insani hukuktan doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi, tüm sınır kapılarını açması, yardıma erişim üzerindeki kısıtlamaları kaldırması gerektiğine dikkati çekti.
Rusya
Rusya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Dmitry Polyanskiy, İsrail'in Gazze'yi işgali kararına tepki göstererek, bu kararın uluslararası hukukun açıkça ihlali olduğunu vurguladı.
Polyanskiy, bu kararın iki devletli çözüme ciddi darbe vuracağını ifade ederek İsrail'in Gazze'yi işgal kararını kınadı.
İsrail'i uluslararası hukuk ve BMGK kararlarına uymaya çağıran Polyanskiy, İkinci Dünya Savaşı'nda Holokost'u yaşamış Yahudi halkının bugün Filistinlileri yok etmeye çalışmasının, tarihten hiç ders alınmadığını ortaya koyduğunu belirtti.
İsrailli yetkililerin sivil nüfusa ihtiyaç duydukları şeyleri sağlama niyetinde olduklarına dair kamuoyuna yaptıkları açıklamaların inandırıcı olmadığını söyleyen Polyanskiy, "İsrail'in gıda dağıtımı için kullandığı yöntemler iyi biliniyor. Bu yöntemler insanlık dışıdır." dedi.
Açlığın bir silah olarak kullanılmasının savaş suçu ve insanlığa karşı suç olduğunu ifade eden Polyanskiy, "Bu insanlık dışı katliamın sona ermesi için daha kaç Filistinlinin ölmesi gerekiyor?" ifadesini kullandı.
Polyanskiy, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze Şeridi'nin Hamas veya Filistin yönetiminin kontrolüne geçmesine izin vermeyeceklerine dair açıklamasını hatırlatarak, bu tutumun Filistin'in Filistinliler tarafından yönetilmesi gerektiğini kabul eden pek çok uluslararası hukuki ilkeyle çeliştiğini belirtti.
ABD
Öte yandan ABD, BMGK'nin İsrail'in "Gazze'deki askeri operasyonlarını daha da genişletme" kararına karşı çıkmasına tepki gösterdi.
ABD'nin BM Daimi Temsilciliği Geçici Maslahatgüzarı Dorothy Shea, "ABD'nin esirleri kurtarmak ve Gazze'deki durumu sona erdirmek için yoğun çaba sarf ettiğini" savundu.
Shea, BMGK'de düzenlenen oturumun "ABD'nin bu çabalarına engel olduğunu" öne sürdü.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının "ancak Hamas esirleri serbest bırakırsa" biteceğini söyleyen Shea, BMGK üyelerini "savaşın uzamasına yol açmak"la suçladı.
BMGK üyelerinin İsrail'i soykırımla suçlamasını "talihsizlik" olarak nitelendiren Shea, İsrail'in "soykırım" işlediğine yönelik söylemlerin yanlış olduğunu ve siyasi motivasyonları olduğunu ifade etti.
Filistin
Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur ise İsrail'in Gazze'deki "soykırımını durdurmak" için harekete geçilmesi gerektiğini söyledi.
İsrail'in Hamas'ı silahsızlandırmak için değil bağımsız Filistin devletini engellemek için çalıştığını belirten Mansur, İsrail'in kendi halkının taleplerine rağmen saldırılarına devam ettiğini ifade etti.
Mansur, İsrail'in iddialarına karşı BM ülkelerini gazetecilerle beraber Gazze'ye gitmeye ve olanları doğrulamaya çağırarak, yaklaşık 2 milyon insanın dayanılması mümkün olmayan acılar içinde yaşadığına dikkati çekti.
İsrail'in Gazze Şeridi'nden 1 milyon insanı zorla çıkarmaya, İsrail ordusunun tüm Gazze'yi kontrol etmesine yönelik planlarını uygulamaya devam ettiğine işaret eden Mansur, "Ne ateşkes sağlandı ne de katliam durdu. Gazze'de halkımızın yaşamı yok edilmeye devam ediyor." dedi.
Mansur, İsrail'in bu soykırımı sürdürme ısrarı karşısında, BMGK'nin mutlaka harekete geçmesi İsrail'i gerekli araçlardan mahrum bırakması gerektiğini vurguladı.
Cezayir
Cezayir'in BM Daimi Temsilcisi Ammar Bin Cami ile Kuveytli mevkidaşı Tarık el-Banai, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) düzenlenen Orta Doğu ve Filistin konulu oturumda konuştu.
Bin Cami, "18 bin çocuğun öldürülmesi yetmedi mi" diye sorarak, İsrail güvenlik kabinesinin aldığı "Gazze kenti sakinlerinin yerlerinden edilmesi ve Gazze'nin tamamında kontrolün sağlanması" kararını kınadıklarını belirtti.
"22 aydır süren tehcir, aç bırakma ve etnik temizlikten sonra yeni alınan karar sadece daha fazla yıkım getirmekle kalmayacak Gazze'den geriye kalanları da yok edecek." diyen Bin Cami, Gazze'nin uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden işgalci bir gücün elinde cehennemi yaşadığını dile getirdi.
Bin Cami, "İsrail'in Gazze'yi yeniden işgal kararının, sanki burası işgal altında değilmiş ve insanlık dışı bir ablukaya maruz bırakılmıyormuş gibi alındığı" değerlendirmesinde bulundu.
İsrail'in, soykırımda ileri gitmeye devam ettiğini kaydeden Bin Cami, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu plan uygulanırsa ne olacağını hayal edebiliyor muyuz? İsrail, Gazze halkının tamamını vatanlarından sürerek devletsiz, bayraksız ve geleceksiz kalmalarını istiyor."
İsrail'in uluslararası hukuku ve BMGK'yı hiçe saydığını, acımasız ve vahşice hareket ettiğini ve Filistinlilere "hayvan" muamelesi yaptığını kaydeden Bin Cami, "Evet, (İsrail) Filistinlileri insan hayvanlar olarak görüyor ve bu nedenle onları öldürmeyi planlıyor; bunun için açlık, susuzluk, silah ve aşağılama gibi her türlü yöntemi kullanıyor." dedi.
Bin Cami, "BMGK, açlıktan ölen Filistinli çocuğu, enkaz altında oğlunu arayan Filistinli anneyi ve çocukları için yiyecek ararken hayatını kaybeden Filistinli babayı savunmak için ayağa kalkmalıdır." ifadesini kullandı.
Kuveyt
Kuveyt'in BM Daimi Temsilcisi Tarık el-Banai ise Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkeler adına konuşma yaptı.
Banai, KİK'in, İsrail'in tüm Gazze Şeridi'ni işgal etme yönündeki "tehlikeli" kararından derin endişe duyduğunu ve İsrail'in söz konusunu kararını şiddetle kınadığını dile getirdi.
Banai, "İsrail'in Gazze'yi işgal kararının, 2 milyonu aşkın insanın hayatını tehdit ettiğini, yeni bir soykırım ve zorla yerinden etme aşamasının temelini attığını, iki devletli çözümün hayata geçirilmesi ihtimalini bile ortadan kaldırdığını ve uluslararası hukuku açıkça ihlal ettiğini" belirtti.
"BMGK'nın gözleri önünde hiçbir caydırıcılık olmaksızın soykırım sahnelerinin tekrar tekrar yaşanması uluslararası sistemin başarısızlığını gösteriyor, güvenilirliğini sarsıyor ve halklara, uluslararası kanunlar uygulanırken çifte standart uygulandığı şeklinde yıkıcı bir mesaj veriyor." diyen Banai, İsrail'in saldırılarının durması, Filistin halkı için uluslararası koruma sağlanması ve insani yardıma güvenli ve sürdürülebilir erişimin sağlanması için acil ve bağlayıcı önlemler alınması gerektiğini dile getirdi.
Öte yandan, oturum öncesinde Slovenya'nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Samuel Zbogar, İngiltere, Danimarka, Fransa, Yunanistan ve kendi ülkesi adına ortak açıklama yaptı.
"İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarını daha da genişletmeye yönelik" kararının kınandığı açıklamada, uluslararası insancıl hukukun ihlali riskini barındıran bu kararın, İsrail tarafından derhal geri çekilmesi ve uygulanmaması çağrısında bulunuldu.
Açıklamada, bu operasyonların genişletilmesinin, Gazze'deki tüm sivillerin hayatını tehlikeye atacağı ve daha fazla acıya yol açacağı kaydedildi.
Bu kararla birlikte Gazze'de zaten "felaket" boyutuna ulaşmış insani durumun daha da kötüleşeceği uyarısı yapılan açıklamada, bunun Filistinlilerin hayatını kaybetmesine ve kitlesel şekilde yerinden edilmesine yol açma riski taşıdığı bildirildi.
Gazze'deki kıtlığın derinleştiğine işaret edilen açıklamada, "Çocuklar açlıktan ölüyor. Açlık o kadar şiddetli ki çaresiz siviller ailelerini doyurabilmek için yardım dağıtım noktalarında öldürülme riskini göze alıyor." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, Gazze'deki kıtlığın "insan eliyle yapılmış bir kriz" olduğu ve bu durumu sona erdirmek için acilen harekete geçilmesi gerektiği kaydedildi.
Uluslararası sivil toplum kuruluşlarının Gazze'de faaliyet gösterebilmesinin hayati önem taşıdığının altı çizilen açıklamada, gıda, bebek maması, ilaç, yakıt ve temiz su gibi temel ihtiyaçların temini için tüm kara yollarının açılması gerektiği ifade edildi.
"Savaş yerine diplomasi" çağrısının yer aldığı açıklamada, kalıcı bir ateşkesin sağlanması, tüm esirlerin serbest bırakılması ve iki devletli çözüm için harekete geçilmesi gerektiği vurgulandı.
İsrail, Gazze kentini işgal kararı almıştı
İsrail Güvenlik Kabinesi 8 Ağustos'ta bölgenin kuzeyindeki Gazze kentinin işgal edilmesine yönelik plana onay vermişti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise kabine toplantısı öncesi Fox News'e verdiği röportajda, Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etmeyi hedeflediklerini söylemişti. Ancak kabine toplantısı öncesi basında işgal planına ilişkin yer alan haberlerde, saldırıların aşamalı olarak yapılacağı belirtilmişti.
İşgalin önce Gazze kentinde başlayacağı, saldırıların daha sonra da orta kesimde yer alan Filistinli mültecilerin kaldığı kamplara uzanacağı ifade edilmişti.
Kaynak:AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.