İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Dünya’da Barış ve Huzur Nasıl Sağlanır?

Dünya’da Barış ve Huzur Nasıl Sağlanır?

 

Yeryüzünde yaşayan insanların barış, kardeşlik, huzur ve güven içerisinde yaşayabilmesinin ana şartı. Öncelikle yaradılışın erdemini bilmesi ile başlar. Yani; Neden, niçin yaratıldığı ve vazifelerinin ne olduğudur. İşte bunu hakkı ile kavraması gereklidir. Eğer bir insan ve insanların oluşturduğu topluluğun, kahır ekseriyeti bu “yaradılış erdemi”’nin idraki içerisinde değil ise, işte o zaman sıkıntılar, ardından problem ve kavgalar başlar.

İlk insan Hz. Adem (AS)’den itibaren insanlığı hâlk eden Allah CC. Her kavme uyarıcı ve yol gösterici olarak bir elçi göndermiş, insanların beşeri ilişkilerini sürdürebilmesi, birlikte yaşaması için gerekli nizamı bu elçiler tarafından her kavme bildirmiştir. İnsanlar bu ilahi emirleri algılayıp uyguladıkları müddetçe beşeri ilişkilerini düzenli bir şekilde sürdürebilmişler. Ben duyguları öne çıkmaya ve bu nizamdan ayrılmaya başladıkları zaman ise, insanlar ve topluluklar arasında anlaşmazlıklar, kavgalar çıkmaya başlamıştır. 

Demek ki, önce Dünya’da barış ve huzurun sağlanması için “yaradılış erdemi”’ne ulaşmak şart. Yeryüzüne yayılmış tüm bireyler ve dolayısıyla toplumlar/devletler bu olguya eriştikten sonra ise;

Allah CC. tarafından insanların beşeri ilişkilerini sürdürmesi ve kalplerine dünyayı imar kastiyle verilmiş olan görev; sevgi, saygı ve hoşgörü içerisinde, Adil, doğru ve hakka uygun davranış sergilemek. Farklılıklarından dolayı kendisine yapılmasını istemediği şeyleri başkalarına yapmamak, mutluluk verecek şeyleri de karşısına vererek mutlu etmeği düstur edinmelidir.

 

Toplum önderi, Erk ve İktidar sahiplerine gelince;

Güç ve kuvvet sahibi, muktedir iktidarların yönetimindeki devlet idaresinin varlığı, Güç, kuvvet, basiret, erdem, ahlak ve fazilet sahibi adil idareciler.  Önce himayesi altındaki topluluk üzerinde sevgi,  güven ve kardeşlik duygusunu pekiştirir,  zulüm ve düşmanlık etmekten alıkoyar. Böylece birlik ve beraberliği sağlar. Aksi takdirde zulüm ve haksızlıkları önlemek zordur. İnsanlar ancak birbirinden emin oldukları zaman karşısındakilere güven duyarlar.

Bireyler ve toplum/devlet önderleri, erk sahibi önce birlikte yaşadığı toplumda/devlet sonra diğer toplumlar/Devletler de. Yani bütün insanlar arasında siyah, beyaz, kızıl, sarı diye renk. Batılı, doğulu vb ırk. Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Budist, Ateist vb. inançlara bu inançlar içerisindeki mezhep farklılıklarına sahip oldukları için insanlar ve toplumlar arasında bir ayrım yapmaksızın, sadece kendi gibi aynı yaradılış gayesine göre hâlk edilmiş olduğunu kabul etmekle birlikte, huzur ve barış içerisinde yaşamanın ilk adımını atmış olacaktır.

İnsanların iyilik, birlik ve huzuru adalet ve vicdandadır. Zulümler; huzuru huzursuzluğa, düzeni düzensizliğe çevirir. Büyüklerimiz “Mülk küfürle harap olmaz; zulüm ve haksızlıkla harap olur.” Diye boşa söylememişler.

Dünyanın düzeni ve insanların huzuru, emniyetin sağlanması en gerekli şey güven olduğuna göre. Her bakımdan emniyet, güven ve huzur ortamını sağlamak için erk üzerine düşeni eksiksiz yerine getirmelidir. Bunu başaran toplum/devlet ve toplum/devlet önderleri güven telkin eder, saygınlık ve güç kazanır. Bir toplum/devlet önderini diğer toplumlar/devletler ve toplum önderleri karşısında güvenilen, saygın ve güçlü imajını sağlaması,  kendi toplumu içerisinde bu imajı kazanması ile Başarlar.

Özetleyecek olursak; Dünya düzenini, barış ve insanlığın huzurunu sağlanın ilk şartı önce her toplum/devlet bireylerini birbirleri arasında uzlaştırıp, barıştırıp, kaynaştıracak. Sevgi, hoşgörü ve kardeşliği sağlayacak “insanı kâmil” hale getirecek sonrasında, komşu toplum/devlet ve oluşturduğu bireyleri aynı düstur içerisinde görmesini sağlayacak. İşte bu silsile bir birini takip ederek yeryüzünde her toplum/devlete yayıldığı takdirde ancak insanlığa, dünyaya barış, huzur gelerek, dünya düzeni sağlanacaktır.

Savaşların son bulduğu, insanların kardeşlik, barış ve  huzur içerisinde yaşadığı yeni bir dünya dileğiyle Allah’a emanet olun..

 

İbrahim Halil SİPAHİ

21.10.2015/adanapost.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi