İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Gazilerin Bitmeyen Çilesi


18 Mart Çanakkale şehitlerini anma ve 19 Eylül gaziler günü olarak yılda iki kez gazilerimiz hatırlanır. Yapılan törenler ve etkinliklerde Gaziliğin önemine ve sorunlarına vurgu yapılır, birkaç övgü dolu süslü söz,  sorunlarla ilgili alınan notlar ve verilen vaatler bir sonraki anma törenine kadar unutulur gider.

Peki, Gazi kimdir?

Din, iman, vatan, millet, bayrak ve namus gibi mukaddes değerler uğruna Allah yolunda canını feda eden kişilere ?ŞEHİT?, aynı uğurda savaşa katılıp şehit olmayı arzuladığı halde sağ Yaralı veya sakat olarak geri dönenlere ise ?GAZİ? denir. Şehitlik ve Gazilik bir Mümin için dünya hayatında Peygamberlik makamından sonra elde edilebilecek en şerefli, en ulvi makamlardır. Bu hususla ilgili  Hz. Peygamber'in hadislerinde Allah yolunda savaşanları ölmesi, şehitlik ve gazilik hakkındaki müjde ve haberleri sebebiyle Türk kültüründe, "ölürsem şehit, kalırsam gazi" tabiri ortaya çıkmıştır.

Din, millet, bayrak ve vatan uğruna savaşan, mücahit anlamına gelen gazi, özellikle Türklerde savaşta başarı kazanan kumandanlara, hatta hükümdarlara şeref unvanı olarak kullanılmıştır. Hz. Peygamber'in pek çok hadislerinde gazi ve çoğulu guzât kelimeleri, Allah yolunda savaşanlar anlamında kullanılmaktadır. ( Buharî, Humus, 13, Ta'bir, 12; Tirmizî, zekat, 18, Deavat, 5).

Yukarıdaki bu tanımlama ilmi, milli ve itikadı bir tanımlamadır. Gazi; muvazzaf ve ihtiyat (zorunlu vatani görev) olarak er?den generale kadar rütbe silsilesinde askerlik görevini yerine getiren askerlerin sen, kışın sıcak yuvanda rahat yaşayasın, yazın yaylalarda veya sahillerde rahat tatil yapasın diye. Kışın dondurucu soğuğunda, ayazında sırtında yirmi kg. yükle saatlerce dağlarda terörist kovalayan. Yazın sıcağında postalının içinde ayağı terden çamurlaşan, her adımda sırtındaki yükü onlarca kat ağırlaşan, terinin tuzu dudaklarına yapışan, yürüdükçe yerden kalkan toprağın tozu ile terinin yüzünde çamurdan maske oluşan, üzerini yediği mermi veya patlayan mayının şarapnel parçasının vücudunda açtığı yaradan dolayı tuzu biberi olan akan kan. Sakat kaldığında vatan sağ olsun diyen, vatan sağ olurken, göğsüne bir madalya takılan, 360 tl. aylık maaş ile kendisi bir kenara atılan ve yaşam mücadelesi veren kişidir aslında GAZİ.

Türk milletinin son dönüş ve varoluş noktası olan Kurtuluş Savaşı kahramanı gazilerimiz zaman içerisinde hakkın rahmetine kavuşmuşlardır. Bu gün bilinen hayatta Kurtuluş Savaşı gazisi kalmamıştır. Yüce Allah hepsine rahmet eylesin. Yaşayan gazilerimiz ise Kore, Kıbrıs ve Güneydoğu?da terörle mücadele kapsamında yaralanan ve malul kalan gazilerimiz, başta Muharip Gaziler Derneği, Kuvva-i Milliye Gazileri Derneği, Mehmetçik Vakfı, Türkiye Gazi Astsubaylar Derneği, olmak üzere gazilerin bir araya geldikleri dernekler vasıtası ile sorunlarını ve ihtiyaçlarının çözümlenmesi için faaliyet gösteriyorlar

Bu gün özellikler terörle mücadele kapsamında malul duruma düşen birçok gazimiz, farklı zamanlarda çıkarılan kanunların aynı şekilde farklı uygulamaları da beraberinde getirdiğinden mağdur durumdadırlar. Son on yıl içerisinde Şehit ve Gazilerin durumlarını düzenleyen kanunlar çıkarılsa da özellikle çalışamayacak durumda olan gazilerimiz sembolik gazi maaşı ile yaşam mücadelesi vermek zorunda kalıyorlar.

Kamu hizmetlerinin bir kısmından indirimli bir kısmından ücretsiz yararlanma imkânı tanınması bu sorunları çözmekte yeterli olmamaktadır. Bugün herhangi bir maluliyeti olmayan Kıbrıs?ta gemiden adaya inmeden geri gelen ile uzuvlarını kaybetmiş %100 iş gücünü kaybetmiş gazi, aynı maaşı almaktadır. Gazilerimiz devletten sadaka istememektedir. Çalışabilir derecede maluliyeti olanlara iş imkânları tanınmalı, çalışamayacak durumda olanlara ise, en azından asgari geçim tutarında maaş verilmelidir.

Şu husus iyi bilinmelidir ki, milletimizin bekası şehitlik ve gazilik ruhu kazanmış bir kalbe sahip olan nesiller yetiştirmekle mümkündür. Her karış toprağı, şehit kanlarıyla sulanmış bu vatan için, ecdadımız yüz binlerce şehit vermiş, bir o kadar da askerimiz yaralanmak sureti ile gazi olmuştur. Bunun için geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza başta, Çanakkale savaşı olmak üzere, Sakarya?da, Dumlupınar?da yaşanan destanları ve ardındaki ruhu iyi anlatmalı, bu her metre karesinin ecdat kanı ile sulanmış aziz vatanımızın kıymetini öğretmeliyiz. Çünkü milletin ve vatanın bekası şehitlik ve gazilik bilincinin diri tutulmasıyla mümkündür.

Yüce dinimizin İslam, şehit ve gazilerimize müstesna bir yer verdiğini de göz önüne alarak, bize bu cennet vatanı bırakmak için canlarını feda eden şehitlerimizi ve gazi olup da sonradan aramızdan ayrılan dedelerimizi minnet ve rahmetle anıyoruz. Bu vesile ile tüm şehit ve gazilerimize Allah?tan rahmet diliyorum. Rabbim, mekânlarını cennet eylesin.

 

İbrahim Halil Sipahi

18.09.2013/adanapost.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.