H. Ali Erdoğan

H. Ali Erdoğan

Diyanet İşleri̇ Başkanlığına Açık Mektup

Diyanet İşleri̇ Başkanlığına Açık Mektup

Sayın Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi ARPAGUŞ’a Faiz Meselesinin Güncellenmesi Gereği Üzerine Bir Değerlendirme

Sayın Başkanım,

Bu satırları, bir ilahiyatçı olarak şahsınıza duyduğum saygının ve ülkemizin dinî-iktisadî geleceğine dair taşıdığım derin kaygıların bir ifadesi olarak kaleme alıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı, tarih boyunca yalnızca din hizmetlerini değil, aynı zamanda dinî düşüncenin istikametini tayin eden bir ilmi müessese olmuştur. Bu bağlamda Diyanet İslam Ansiklopedisi’nin (DİA) günümüzde ulaştığı ilmî seviye, Türkiye’de ve İslam dünyasında örnek teşkil etmektedir.

Ne var ki, DİA’daki “Faiz” maddesinin (Dr. İsmail Özsoy, DİA, “Faiz” md., c. XII, İstanbul: TDV Yay., 1995) günümüz ilmî ve iktisadî gerçeklikleri ışığında yeniden ele alınması zaruret arz etmektedir. Söz konusu madde, yayımlandığı dönemin ilmî şartları içerisinde değerli bir katkı olmakla birlikte, artık çağın değişen ekonomik yapısı ve finansal araçları karşısında yetersiz kalmaktadır.

---

1. Faiz Meselesinin Çok Boyutlu Niteliği

Faiz meselesi, yalnızca fıkhî bir hüküm alanı değildir; aynı zamanda ahlâkî, iktisadî ve sosyolojik boyutları bulunan çok katmanlı bir olgudur. Kur’an’da “riba” olarak ifade edilen kavram (el-Bakara, 2/275-279; Âl-i İmrân, 3/130; en-Nisâ, 4/161; er-Rûm, 30/39), tarihsel olarak belirli bir iktisadî bağlamda ortaya çıkmıştır. Ancak modern dönemde paranın mahiyeti, üretim-tüketim dengesi, sermaye dolaşımı ve finansal araçların karmaşık yapısı, bu hükümlerin uygulanabilirliğini yeniden tartışmaya açmıştır.

Klasik dönem âlimleri —örneğin İmam Ebû Hanîfe, İmam Şâfiî, İbn Rüşd, İbn Teymiyye ve İbn Kayyim— riba yasağını çoğunlukla altın, gümüş ve ölçü/tartı ile satılan mallar üzerinden yorumlamışlardır. Ancak günümüzde kağıt para (fiat money), herhangi bir maddi karşılığı olmayan itibari bir değer olarak kullanılmakta ve klasik fıkıh kategorilerinde yer alan “semenîyet” kavramını yeniden tanımlamayı zorunlu kılmaktadır.[1]

---

mhp-adana.jpg

Bugün İslam dünyasında hâlâ geçerliliğini koruyan anlayış, kağıt parayı altın ve gümüşle aynı kategoride değerlendirerek ona mutlak “semen” vasfı atfetmektedir. Bu yaklaşım, İslam iktisadının ruhunu yansıtmaktan ziyade tarihi bağlamın dondurulması anlamına gelmektedir. Bu durum, hem bireysel düzeyde hem de makroekonomik seviyede ciddi sonuçlar doğurmaktadır:

Dindar birey, faiz günahına düşmemek adına servetini üretken olmayan alanlarda (gayrimenkul, döviz, altın vb.) tutmakta, bu da Kur’an’da kınanan “kenz” olgusunu (Tevbe, 9/34-35) fiilen beslemektedir.

Devlet ise, iç ve dış borçlanmalarında faizli finansmana mecbur kalmakta, bu da enflasyon ve gelir dağılımı adaletsizliği gibi sonuçlar doğurmaktadır.

Dolaşım dışına çıkan sermaye, üretim ve istihdamın azalmasına, dolayısıyla toplumsal refahın zedelenmesine yol açmaktadır.

Bu tablo, Kur’an’ın yasaklamayı hedeflediği “riba”nın, öz itibarıyla adaletsizlik, sömürü ve toplumsal dengesizliği önleme gayesiyle konulduğunu hatırlatmaktadır. (Bkz. el-Bakara, 2/279: “Allah ve Resulü ile savaş ilan etmiş olursunuz.”)

---

3. Yeni İctihad ve Güncelleme İhtiyacı

Fıkıh usûlü prensiplerine göre, “el-ahkâmu tetagayyaru bi-tagayyuri’z-zemân” —hükümler zamanın değişmesiyle değişebilir— kaidesi, bu meselede de geçerlidir.[2] Dolayısıyla Diyanet İslam Ansiklopedisi’nin “Faiz” maddesinin, günümüz ekonomi bilimi, finans teorileri ve İslam iktisadı uzmanlarının katkılarıyla yeniden gözden geçirilmesi elzemdir.

Bu bağlamda, maddeye “Tartışmalı Görüşler” veya “Çağdaş Yaklaşımlar” başlığı altında aşağıdaki konuların eklenmesi, hem ilmî hem de toplumsal sorumluluğun gereğidir:

Kağıt paranın mahiyeti ve semeniyetinin yeniden tanımı

Enflasyonist ortamda faiz yasağının ahlâkî sınırlarının yeniden değerlendirilmesi

İslami finans kurumlarının işleyişi ile klasik ribâ tanımı arasındaki farklılıklar

Modern iktisatçılar arasında ribânın fonksiyonel tanımına dair görüş ayrılıkları

Bu tür bir güncelleme, DİA’nın ilmî güvenilirliğini zedelemeyeceği gibi, bilakis onun canlı bir ilmî referans olma niteliğini güçlendirecektir.

---

4. Diyanet’in Kurumsal Sorumluluğu

Sayın Başkanım,

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayınları, yalnızca akademik çevreleri değil; hutbeleri, vaazları, ders kitaplarını ve halkın din anlayışını doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle DİA’daki bir madde, sadece bilgi kaynağı değil, aynı zamanda fetva kültürünün temelini oluşturmaktadır.

Bugün “faiz” kavramı etrafında şekillenen dinî söylem, toplumun üretim ahlakını, yatırım davranışlarını ve gelir adaletini doğrudan belirlemektedir. Bu alanın ilmî bir yeniden inşa süreci, hem dinî hem de ekonomik açıdan bir zorunluluktur.

Bu çağrım bir eleştiri değil, bilakis müspet bir ilmi teklif olarak değerlendirilmelidir. Çünkü hakikate ulaşmanın yolu, tek sesliliği korumak değil, farklı bakış açılarını usul dairesinde bir araya getirmektir.

---

Sonuç ve Temenniler

Faiz meselesi, İslam toplumlarının bugün karşı karşıya olduğu en kritik ahlâkî ve ekonomik problemlerden biridir. Bu meselenin çözümü, klasik hükümlerin literal tekrarıyla değil; makâsıdü’ş-şerîa (şeriatın amaçları) çerçevesinde yeniden yorumlanmasıyla mümkündür. İmam Şâtıbî’nin ifadesiyle, “Şeriatın tamamı maslahat üzerinedir; bu maslahatın gözetilmediği yerde hüküm de maksadını yitirir.”[3]

Dolayısıyla, “faiz” maddesinin çağdaş iktisadî bağlamı dikkate alarak güncellenmesi, yalnız ilmî bir tercih değil, aynı zamanda ahlâkî ve dinî bir sorumluluktur.

Gayret bizden, tevfik ve hidayet Allah’tandır.

Sizlere ve Diyanet camiasına sağlık, hikmet ve basiret diliyorum.

Saygılarımla,

H. Ali ERDOĞAN

Emekli İlahiyatçı/Din Görevlisi

---

Kaynakça

[1]: M. Umer Chapra, Islam and the Economic Challenge, Leicester: The Islamic Foundation, 1992.

[2]: Karâfî, Şihâbeddin, el-Furûk, Beyrut: Âlemü’l-Kütüb, 1998, c.1, s. 177.

[3]: Şâtıbî, Ebû İshak, el-Muvâfakât fî Usûli’ş-Şerîa, Kahire: Dârü’l-Kütübi’l-İslâmiyye, ts., c. II, s. 10–11.

Ayrıca bkz. İsmail Özsoy, “Faiz”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, c. XII, İstanbul: TDV Yay., 1995.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
H. Ali Erdoğan Arşivi