İflah olmaz bir haldir bu!

Ne desem ne yazsam bilemiyorum.

Mesele Bülent Arınç olunca.

Gündemde kalmak için her an bir sosyal çıkıntı yapıp naif, kibar konuşan birini bulursunuz.

Yada canı yanınca kükreyen bir aslan.

Bir adam çok iyi özelliklerle, çok sorunlu özellikleri bir bedende taşımasının müstesna örneklerinden.

Yüksek ego ve narsizmin zirvesi.

Sen başkaları ile kavga ederken ansızın karşı tarafı tutabilecek bir durumu var.

Dur durak bilmeyen çıkışlarına devam ediyor.

Babacan ve Davutoğlu'nun parti kurma sürecinde 'arıza oluşturmasın' diye yeni bir görev verildi.

Aradan zaman geçmiş ama sayın Arınç hala nefis muhasebesini yapmamış.

Kendine çalışmayı terk etmemiş.

Gelelim son olayına.

Üç belediye başkanının görevden alınarak yerine kayyum atanmasını eleştirmiş.

"Yargı görevden almalı" demiş.

Bülent Arınç'ın siyasi bir vasfı var mı? .

Yok.

Cumhurbaşkanlığı şeysinin şeyi.

Yani icranın bir yerinde sus payı olarak verilen sanal bir makamda maaşlı elman.

Bu üç belediyenin tüm kaynakları terör örgütüne aktardığını devletin tüm kurumları milim milim saptamış durumda.

Dağda bayırda, Suriye'de, Kuzey Irak'da canını ortaya koyarak mücadele ederken şehirlerdeki belediyelerin örgüt karargahı olmasına sessiz kalmaya Dünyada hiçbir devlet göz yummaz.

O zaman terörle mücadeleye gerek bile kalmaz.

Yine sayın Arınç Ahmet Türk'ün terör örgütü ile alakasına inanmıyormuş.

Ahmet Türk bu makama PKK'nın onayı ile gelmediyse söylenecek söz yok.

O zaman Mehdi Zana'nın da bir alakası yok.

Ahmet Türk ve ailesinin örgütün silahlı elamanları ile seçimi nasıl terörize ettiklerini Mardin'de bilmeyen yok.

Bülent Arınç nostalji oynuyor.

Yada kendini geleceğin cumhurbaşkanı adayı görüyor.

Hani demişler ya "ölü bir değil ki ağlayasın, deli bir değil ki bağlayasın"

Bu adamlar buralarda yıkıcı etkisini devam ettirdiği müddetçe Ömer aramaya gerek yok.

Ha bu arada adın Ömer olmayacak sen Ömer olacaksın.

Bülent Arınç Bülent Arınç'tır.

Yürekte iflah bulmaz yaradır.