
Mustafa Yürekli
Öç almadık.. Hakkımızı aldık!
Bu eğitim düzenlemesi, bir rövanş değildir. 15 yıldır devam eden haksızlığın ve zulmün sona ermesidir.
28 Şubat 1997?de, Türkiye?de bir askeri müdahale yaşandı. 15 yıl önce Müslüman halka karşı yapılmış bir darbeydi bu.
Tarihe ?28 Şubat Darbesi? olarak geçen bu müdahale, kesintisiz sekiz yıllık eğitimi dayattı. İmam Hatip Liseleri'nin orta kısmını kapattılar. Kur'an Kurslarını kapattılar. Bunlar da yetmedi, katsayıyla İmam Hatiplerin üniversiteye girmesini engellediler. Bu da yetmedi, üniversiteye başörtüsüyle girmeyi engellediler.. Bu da yetmedi, İmam Hatip Liseleri'ni milletin elinden aldılar.. Okullarda adeta ders yaptırmadılar. Okula kız öğrencilerin başörtüleriyle girmelerine engel odular.
28 Şubat darbesinde bütün bunlar millete rağmen yapıldı. Ateş düştüğü yeri yakıyordu. Gençlerin hayatları karardı.. Çocuklarının maruz kaldığı haksızlıklar karşısında aileler, aciz ve çaresizdi.. Milletimiz kan ağladı..
Milletin ne dediğini, ne düşündüğünü hiç umursamadılar. Halkın acılarına gülüp geçtiler. İnsanımızın tepkilerini ve itirazlarını hiç umursamadılar. ?Biz yaptık! Oldu..? dediler.
Darbe yapmışlardı. Tiranlıkları, 1000 yıl sürecek zannettiler. Zulüm ile baki kalacaklarını düşündüler.
?SİYASİ HAYATIMA MAL OLSA DA..?
Bir hatırlayalım o günleri.. ?Mesut Yılmaz kesintisiz eğitime nasıl imza koydu?? sorusunun cevabını, ülke gündemine alalım ve tartışalım o günlerde yapılanları.. Mesut Yılmaz, ?Siyasi hayatıma mal olsa da..? diyerek siyasi edebiyatımıza bir özlü deyiş armağan etmemiş miydi?. Maalesef, bile bile imzalamadı mı sekiz yıllık kesintisiz eğitim kanununu?
Yaşar Okuyan, Mehmet Keçeciler, Ekrem Pakdemirli, Hüsnü Doğan, Metin Gürdere, Miraç Akdoğan, Hasan Korkmazcan, İmam Hatipli Abdülkadir Baş, Halit Dumankaya, Erkan Mumcu, Agah Oktay Güner, Oltan Sungurlu, şu anda adını hatırlayamadığım nice milliyetçi ve muhafazakar politikacı, isteyerek ve gerçekten inanarak mı imza koydular? Vicdanları cız etmeden mi kesintisiz kanununa evet dediler.. Yoksa onlar da ?Siyasi hayatıma mal olsa da..? diyerek mi imzaladılar?
Sekiz yıllık kesintisiz eğitim kanununa imza koyan Mesut Yılmaz ve avanesi bugün siyaset dünyasında niçin yoklar? O imza gerçekten siyasi hayatlarına mı mal oldu?
Evet, o gün büyük bir dayatma ve baskı vardı. 28 şubat darbesi, zulümleriyle tarihe geçti. Darbeciler ve destekçileri, bir an önce hukukun huzuruna çıkarılmalı.. Darbeciler cezalandırılmadıkça, ordumuzdaki cunta oluşumlarının önü alınamaz ve darbelerin sonu gelmez..
Bu millet hiçbir şeyi unutmadı ve kabullenmedi.. Yazdı bir yere!
?TOPLUMSAL UZLAŞI ARAYALIM!? MASALI
Tam 15 yıl sonra, 30 Mart 2012?de, TBMM Genel Kurulu'nda, bu zulmü ortadan kaldıracak olan, zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran kanun büyük tartışmalarla kabul edildi. Kur'an-ı Kerim ile Hz Muhammed'in hayatının ortaokul ve liselerde seçmeli ders olarak okutulması ile İmam Hatip Ortaokullarının yeniden açılmasını olanak sağlayan maddede önceki gün kabul edilmişti. Türkiye, 4+4+4 kademeli eğitim sistemine geçti artık.
Bu millet, yürekten inanarak ve sabrederek inadına İmam Hatipli Başbakan Tayyip Erdoğan'ı bu zulmü ortadan kaldırması için destekledi. Milletimiz, AK Parti'ye inadına oy verdi.. Çünkü bu zulmü ortadan kaldırmayı vaat etti..
AK Parti hem parti programına, hem seçim beyannamesine, hem de hükümet programına bu haksızlığı ?acil eylem planı? diyerek, ilk yılında kaldıracağını söylemişti.
Programına koymasına rağmen, ancak 10 yıl sonra bu zulmü kaldırabildi. AK Parti'nin daha önceki yaptığı girişimler, partisinin kapatılma aşamasına gelmesine neden oldu. Dolayısıyla ?Toplumsal uzlaşı arayalım!? diyerek, ?Gerilim olmasın!? diye, bugüne kadar bu düzeltme ertelenmişti.
Açıkça söylemek lazım ki ?Toplumsal uzlaşı arayalım!? masalı, artık milletimizi uyutmuyor. Millet biliyor ki dayatmadan yana olan statükocu partilerin kronik dayatma rahatsızlıkları hiç bitmeyecek..
HAKSIZLIK SONA ERDİ
Artık Türkiye normalleşiyor. 28 Şubat'ın asıl sebebi ve haksızlığı olan ?kesintisiz eğitim? ve ?katsayı? zulmü elbette bir gün son bulacaktı.. Bu haksızlığı ortadan kaldırmak, milletimize yapılmış büyük bir hizmet, dolayısıyla şeref olacaktı..
Bu eğitim düzenlemesi, bir rövanş değildir. 15 yıldır devam eden haksızlığın ve zulmün sona ermesidir.
O günden beri milyonlarca ailede açılan sosyal yaraların kapatılması, kabuk bağlayıp iyileşmesi için bakıma alınmasıdır, eğitimimizdeki bu düzenlemeler. Kimseden öç almak gibi bir niyet ve düşünce yoktur. Milletimiz, öç almadı, hakkını aldı, hizmet aldı, zorunlu eğitim kademeli olarak 12 yıla çıkarılınca.
Bu haksızlığın artık ortadan kalkması için çaba gösteren sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?a, Milli Eğitim komisyonu üyelerine ve milletvekillerine, milletin beklentilerine cevap verdikleri için yürekten kutluyor ve teşekkür ediyoruz.
Mustafa Yürekli / Haber 7
[email protected]
Küresel cahiliyede unutulan muhalefet ve isyan ya da uysal özne
14 Temmuz 2025 Pazartesi 01:50Sömürge Robotu
10 Temmuz 2025 Perşembe 01:50İsraf zombisi
05 Temmuz 2025 Cumartesi 14:20Türkiye'nin yaşayan ilim hazinelerinden Ali Rıza Temel Hoca
03 Temmuz 2025 Perşembe 18:40Trump’ın Körfez ve İran çıkarmaları
28 Haziran 2025 Cumartesi 17:31İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri'nin öldürülmesi ne anlama geliyor
26 Haziran 2025 Perşembe 08:04Pakistan ve İran parçalanınca Türkiye de çöker: Kurtuluş’a çağrı
21 Haziran 2025 Cumartesi 15:14İran’ın nükleer programı
18 Haziran 2025 Çarşamba 11:08İran – İsrail savaşının akıbeti...
14 Haziran 2025 Cumartesi 09:58Prof. Dr. Kemal Bıyıkoğlu Sempozyumu
12 Haziran 2025 Perşembe 10:32




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.