İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

İÇKİ SİGARA VE UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILIĞI

İÇKİ SİGARA VE UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILIĞI


Çağımızın vebası insan sağlığını ve neslini tehdit eden sigara, içki ve uyuşturucu madde kullanımı dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor.

Sinir sistemini uyuşturan ve böylece kişinin düşünme ve muhakeme melekesini yok eden maddeler. Sürekli uyuşturucu madde kullanan kimselerde bu maddelere karşı bağımlılık meydana gelir. Çok çeşitli uyuşturucu madde vardır. Bunlar; alkol, morfin, eroin, kokain, afyon, eter, tiner, tiner bazlı yapıştırıcı ve esrar gibi maddelerdir. Yatıştırıcılar ve uyku ilaçları da uyuşturucu maddelerindendir.

Uyuşturucu alışkanlığı günümüz insanının en büyük sosyal problemlerinden birini oluşturmaktadır. Materyalist ve kapitalist toplumlarda, sistemlerin çarpıklıklarından ortaya çıkan sosyal problemler, insanları uyuşturucu maddelerin tutsağı haline getirmektedir. Sigara ve alkol kullanan gençlerde uyuşturucuya başlama daha fazla görülmektedir. Merak, kendini kanıtlama, arkadaşları tarafından kabul görme, arkadaşbaskısı,sorunları ile başa çıkma gibi nedenlerle uyuşturucuya başlanmaktadır.

En yaygın olarak kullanılan uyuşturucu maddeler, alkol içeren içkilerdir. Gayri İslamî toplumlarda bu tür içkiler yaşamın bir parçası olarak kabul edilmektedir. Diğer uyuşturucu maddelerin satışı ve kullanımı dünyanın hemen her yerinde suç kabul edilmiş ve cezalandırılmıştır. Ancak bu cezalar, uyuşturucu maddelerin kullanımının yaygınlaşmasını ve sosyal bir felaket haline gelmesini engelleyememiştir. Bunun sebebi, çağdaş toplumların yaşam felsefelerinin insanları bu tür alışkanlıklara itecek uygun ortamları hazırlamaya elverişli olmasıdır. Manevî boşluk, ideal yoksunluğu ve bu yolda yapılan etkinler, sosyal felaketlere yol açan, bağımlılarını delilik, hatta intihara sürükleyen uyuşturucu alışkanlığınıyaygınlaştırmaktadır. Uyuşturucu kullanımı sadece bireysel bir sorun değildir. Aynızamanda toplumsal bir sorundur.

Uyuşturucuya müptela olan kimseler, her türlü insanî değerlerini kaybederek uyuşturucu madde ticareti yapanların kölesi haline gelmektedirler. Karşı konulmaz bir ihtiyaç haline gelen uyuşturucuyu temin edebilmek için çarpınan bu kimseler, çoğu zaman hırsızlık yapmakta, çeşitli şiddet eylemlerine girişmekte, cinayetler işlemektedirler.

İslâm'da sarhoşluk veren "içki"ler yanında her türlü uyuşturucu yasaklanmıştır. Çünkü bunlarda da sarhoş edici özellik vardır. İnsan bedenini kutsal bir emanet olarak değerlendiren İslam, ona zarar verecek her şeyden uzak durmayı ısrarla insana emretmiştir. İnsan aklını ve bedenini esir eden ve hayatı insana zehir edip onu felakete sürükleyen birçok alışkanlık ve bağımlılığı bu çerçevede İslam açıkça yasaklamıştır.

Nitekim Kur'an'ı Kerim'de Allah Teâlâ ?Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?? (1) buyurarak, bize bu çirkin işlerin esasen hem birey hem de toplum için ne tür bir felaket olduğunu açıkça beyan etmektedir. Hz. Peygamberde konu ile ilgili hadislerde "Her sarhoşluk veren şey içki (hamr) hükmündedir ve her sarhoşluk veren şey haramdır? demiştir.(2)

Türkiye? de çok yüksek düzeyde var olan sigara ve alkol kullanımı ve bağımlılığı yanında, uyuşturucu ve madde kullanımı sorunu da artarak devam etmektedir.

Sigara içme alışkanlığı Dünya?da ve Türkiye?de artmaktadır. Türkiye genelinde yapılan bir araştırmaya göre 15 yaşüstü nüfusun % 43,6 sı sigara içmektedir. Yine yapılan araştırmalara göre gençlerin % 20,1 i,sokakta çalışan çocukların ise % 16,7 sinin sigara kullandığı belirtilmektedir.

Alkol kullanımı da artmaktadır. Son 20 yılda alkol üretimi ve tüketimi büyük artış göstermiştir. Yapılan araştırmalarda gençlerin % 42,6 sının alkol kullandığı,% 20,5 inin ise düzenli olarak alkol kullandığı belirtilmektedir.

Uyuşturucu adı verilen; yasal veya yasal olmayan, uyarıcı veya uyuşturucu niteliği olan, bağımlılık yapan maddelerin de kullanımı da son 10 yılda büyük artış göstermiştir. İstanbul?da yapılan bir araştırmada lise öğrencilerinin % 6 sının bağımlılık yapıcı uyuşturucu madde kullandığı, öğrencilerin % 4 ünün ise en az bir kez esrar,% 3,8 inin ise en az bir kez uçucu madde kullandıkları belirtilmektedir. Sokakta çalışan çocuklarda yapılan bir araştırmada ise çocukların %4,2 sinin tiner,% 11,5 nin ise yapıştırıcı madde kokladığı tespit edilmiştir. Morfin türevleri, uyarıcılar, merkezi sinir sistemi baskılayıcıları,tiner, bali gibi uyuşturucular, esrar ve benzerleri gibi bir çok madde genel olarak uyuşturucu olarak adlandırılmaktadır.(3)

Sigaranın Zararları:

Sigarada 4000 çeşit zehirli madde vardır. Gırtlak ve beyin kanserinin %99?u, beyin kanamalarının %85?i, damar tıkanıklıklarının %90?ı, akciğer kanserlerinin %90?ı sigara kaynaklıdır.

Sigaranın zararlarının, dumanın akciğere ulaşmasından sonra değil, dudaktan itibaren başlar ?Dudak, dil, yanak, yutak, gırtlak kanserleri, diş eti hastalıkları, farenjit, sinüzit, bademcik ve orta kulak iltihabı gibi üst solunum yoluyla ilgili hastalıklar, katarakt gibi patojenlerin gelişmesi için dumanın akciğerlere çekilmesi gerekmemektedir. Hatta, sigarasını yakmayıp sadece dudaklarının arasında tutanlar veya tütün çiğneyenlerde bile dudak ve ağız içi kanserleri görülmektedir. Bu bakımdan sigara kullanan hiç kimse güvende değildir.Maddi zararları da başlı başına başka bir sorundur.

Örneğin, Dünya yetişkin nüfusunun üçte biri sigara tiryakisi. Sigaranın neden olduğu hastalıklar nedeniyle her yıl dünyada 4,9 milyon kişi yaşamını yitiriyor, yani günde 13.000 kişi. Yine Türkiye?de 17 milyon sigara tiryakisi var Sigaradan her yıl ülkemizde 120.000 kişi hayatını kaybediyor, yani günde 300 kişiyi sigaraya kurban ediyoruz.(4)

Alkolün Zararları:

İnsanın bir santimetreküp kanında bir miligram alkol bulunması, alkol zehirlenmesinin bütün belirtileri için yeterlidir. Şayet bu miktar 4-5 miligrama kadar yükselirse, içen komaya girer. Komaya her giren kurtulamaz. Alkol asla bir gıda değildir. Alkol için söylenmişgüzel sözlere, aldatıcı reklâmlara aldanmamalıdır. Alkol ilâç olmadığı gibi, alkollü içkiler iştah açıcı da değildir. Bilakis zamanla mide rahatsızlıklarına, iştahsızlıklara ve sindirim bozukluklarına, iştahsızlıklara ve sindirim bozukluklarına sebep olur. Alkolün nihâî zararı akıl hastalıkları,felçler, kalp, karaciğer, böbrek ve damar hastalıkları, özürlü çocukları ve ölüm şeklindedir. Alkolizmin tuzağı biradır. İstatistiklere göre, alkoliklerin %80?i alkollü içki alışkanlığına bira ile başlamışlardır. Birada bulunan nitrozamin adlı madde kansere sebep olmaktadır. Bira yapımında kullanılan bira mayası, alkol üreten bir maya türü olduğundan alkolsüz bira olmaz.

Toplum içerisinde işlenen suçlarda, Cinayetlerin % 5?i, Boşanmaların % 80?i, Irza tecavüzlerin % 50?si, Trafik kazalarının % 70?i, Aile içi şiddetin % 70?i, Görevini terk edenlerin % 60?ı,alkol yüzündendir. İntihar olaylarında alkolün etkisi, içmeyenlere oranla 58 kat fazladır. Alkol beyni % 17 oranında küçültmekte, bunun sonucu çocuklara da aynen intikal etmektedir. Bu etki kadında (annede) 2 katı fazladır. Alkol bağımlısı tedaviye muhtaçtır. Alkolizmin tedavisi çok zor, tedavi şartlarına uyulmadığı takdirde imkânsızdır. İstatistikler, tedaviden sonra 2 yıl alkol kullanmama ihtimalinin % 5 ilâ % 10 olduğunu göstermektedir. Yegâne kurtuluş,hiç başlamamaktır. Bir kadeh alkollü içki içenin beyninde binlerce beyin hücresi ölmektedir.

Âlemlerin efendisi Hz. Muhammed'in ''İçki bütün kötülüklerin anasıdır.?(5) buyruğuna rağmen, nüfusunun %98.nin Müslüman olduğu ülkemizde meydana gelen trafik kazalarının çoğunda, sürücülerin kanında yüksek promilde alkol tespit ediliyor. Bu insanlar sadece kendi hayatlarını değil karşıdaki masum insanların da yaşamlarını karartmakta, açıkça cinayet işlemektedirler. Yüksek promil alkol ve uyuşturucu madde kullanımı ile trafiğe çıkmak ve neticesinde ölümle sonuçlanacak kazaların meydana gelmesi taammüden cinayetle eş değerde olduğu bir gerçektir.

Alkolün etkileri sadece kişinin kendisiyle sınırlı kalmamakta, ailesi, toplumsal ve iş çevresi davranışlarından zarar görmekte ve Mutsuz evlilikler, yıkılan yuvalar, terk etmeler, boşanmalar, düzensiz aileler, boşta kalan çocuklar hepsi bu bedelin birer parçasıdır.

Uyuşturucu Zararları:

Beyin ve akıl sağlığının en büyük düşmanı uyuşturuculardır. Bağımlılarda beliren ilk olgu; akıl ve sinir hastalıkları ve arızalarıdır. Delilik, erken bunama, şuur kaybı, uykusuzluk, felçler hezeyan (sayıklama, saçmalama, akıl dışı davranışlar ) halüsinasyon (vehim, hayal görme, işitme vs. ) lar, zeka ve hafıza kayıpları. En kısa ifade ile: Akıl hastalıkları, zihni ve ruhi karmaşa ve kaoslar .

Sindirim Sisteminde: Bulantı,kusma, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ve bağırsak spazmları, kanama ve yaraları, gastrit, ülser vs. Ayrıca AİDS, frengi, verem, kanser, kangren ve benzeri bir çok ölümcül hastalığın yayılmasında da en büyük fail uyuşturucular ve bağımlılarıdır.

Yalnızca Adana?mızda son bir yılda 9 çocuğumuz yüksek doz uyuşturucu alarak yaşamına son verdi. (6) Yine 2011 yılında, sadece uyuşturucu madde bağlantılı suçlardan, ülkemiz ceza evlerinde bulunan tam 23638 kişiydi.(7)

Gençlerimizin, çocuklarımızın, özellikle sorunlu aile ortamında yetişen çocuk ebeveyn ilişkileri ve iletişimlerinin bozukluğu başta olmak üzere, merak, eğlence amaçlı, arkadaş etkisi, özenti, bilgisizlik, itilmişlik, yalnızlık ve bir gruba dâhil olma gibi nedenlerle ya da ?Ben bağımlı olmam, istersem bırakırım, bir kereden bir şey olmaz?anlayışıyla, girdikleri, bu sonu çıkmaz sokak olan karanlık yol, onların yaşamlarına, ailelerin umutlarına, Ülkemizin de geleceğine mal olmaktadır.

Tüm bunların yanında uyuşturucu madde, içki ve sigara kaçakçılığı terör örgütlerinin para kaynağı.. Düşünün ki, içtiğiniz bir paket kaçak sigara askere gönderdiğiniz yavrunuza ya da şehit olan çocuklarımıza sıkılan kurşun parasıoluyor. Bu çirkin oyunun kazananı belli Kazananlar ya dünyada, içki, kumar ve sigara piyasasını elinde bulunduran tekelci sermaye, ya da eli kanlı terör örgütleri. Öyleyse kaybeden kim? Kaybedense parasını, sağlığını, ahlaki değerlerini kısacası sahip olduğu her şeyini, sigara, içki, kumar veya uyuşturucu yolunda adım adım yitiren insanımız ya da tüm insanlık.

Bu durumda gençlere ve ailelerine önemli görevler düşmektedir. Özellikle aileler gerek kendileri gerekse evlatları içki, sigara ve uyuşturucu madde bağımlılığısorunu ile karşı karşıya iseniz hiçbir şey için geç değil! Önce siz; başta sigara olmak üzere, içki eğer varsa uyuşturucu madde kullanımı gibi zararlıalışkanlıklarınızdan kurtulmak üzere Sağlık Bakanlığının konuyla ilgili programlarından (Sigara bırakma hattı:177 ve Alkol ve madde bağımlılığı için AMATEM Danışma Hattı: (212) 660 0026 ) aramak sureti ile bu alışkanlıklardan kurtulabilirler. Unutmayalım ki her sorun kafada bitmektedir, yeter ki isteyelim.İstemek başarmanın yarısıdır.

Çocuklarımıza iyi örnek olalım. Yavrularımızıyargılamadan, sorgulamadan, dinleyerek sorunlara birlikte çözüm arayarak onlarıkoruyabileceğimizi unutmayalım.

Sonra çocuklarımızın Arkadaş seçimlerine, bulunduğu ortamlara dikkat edelim. Unutmayalım ki sorunlarımızı kaçarak değil ancak onların üzerine giderek çözebiliriz. Sizi içine çekmek isteyen bu zararlı bağımlılık çukurunun kıyısından bile geçmeyelim.


12,03,2013

İbrahim Halil SİPAHİ



Kaynakça:

(1) Maide 5/90-91.

(2) (Müslim, Eşribe, 7375; Buharî, Edeb, 80)

(3) Prof.Dr.Sefer Aycan

(4) www.yesilay.org.tr/wp-content/uploads/Dokumanlar

(5) Nesaî, Eşribe/44.

(6) Adana Emniyet Müdürlüğü TUBİM.

(7) Adalet Bakanlığı (CTE Genel Müdürlüğü)

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi