Selim Elçi

Selim Elçi

İsrail?in ?mağdurum? da ?mağdurum? rolü bitti!..

İsrail?in ?mağdurum? da ?mağdurum? rolü bitti!..

İsrail?in Tel Aviv kentinin en büyük meydanında yapılan su savaşı skandal görüntülere sahne oldu. İsrail?in Gazze?ye yardım götüren gemilere düzenlediği 9 Türk'ün öldüğü saldırı bir canlandırmayla alay konusu yapıldı.


İsrail, önce mağdur, sonra mağrur, şimdi de zalim haline geldi... Ama yinede İsrail 'mağdurum' demeye hazırlanıyor. ...bu şımarıklığın sebebi çabuk anlaşıldı?

İsrail bu şımarıklığını nerelerden alıyor bir bakalım?


Yahudi Marx?ın hep yenilenen köhne iktisadi kitabı, her hadisenin sebebini iktisadi olarak yazmıştır?

Böylece çıkış yolu ve hareket sebebi iktisadi, netice, gaye iktisadî, ?

İşte bu kuru mantık, kuru kafalar insanların beyinlerini yıkayıp, uçuruma sürüklemeye devam etmektedirler?


Siyon Ruhanilerinden Haham REİCHORM?un 1869 da Prag şehrinde Hahambaşı Simon-Ben-Yuda?nın mezarı başında söylediği nutkun General Sami Sabit Karaman tarafından Gringoire gazetesinden yapılan tercümesini aynen yayınlıyoruz:

?Biz, İsrail hükeması, Allah?ın bize vaat ettiği dünya hâkimiyetine doğru kaydettiğimiz terakkiyi ve Hıristiyanlara karşı kazandığımız zaferleri gözden geçirmek üzere, her yüz senede bir, şura halinde toplanmayı itiyat edinmişizdir.?


?Başlıca bankalar, bütün dünyanın borsaları, bütün hükümetlerin kredileri bugün elimizde bulunuyor.?


?Büyük kuvvetlerden biri de basındır. Basın, istenilen herhangi bir fikri tekrar ede ede nihayet doğruymuş gibi kabul ettirir.?


?Tiyatrolar da buna benzer hizmetler görür. Her tarafta matbuat ve tiyatrolar bizim direktiflerimize mutavaat ederler.?


?Demokrat rejimi durmadan öğmek suretiyle Hıristiyanları  siyasi partilere ayıracak, milli birliklerini yok edecek, aralarına nifak sokacağız. Onlar nihayet aciz kalacaklar ve daima müttehit ve davamıza sadık olan bankamızın kanununa boyun eğeceklerdir.?


?Hıristiyanların gurur ve hamakatlarını istismar ederek harplere sürükleyeceğiz, onlar birbirlerini boğazlayarak bizimkilere yer açacaklardır.?


?Eğer bizimkilerden herhangi biri adaletin pençesine düşmek bedbahtlığına uğrarsa yardımına koşalım. Ve onu hakimlerin-bizzat kendimiz hakim olmamıza intizar en- ellerinden kurtarabilecek kadar şahit bulalım.?


?Önceden muayyen ve matlup bir anda Hıristiyanların bütün sınıflarını yakıp bize esir edecek ihtilalli koparacağız. Çünkü, Allah?ın kavmine vaadi böylelikle yerine getirilmiş olacaktır.?

?

Evet, tam burada İsrail?in şımarıklık sebepleri bir bir ortaya çıkıyor?

Kısaca AB, ABD ve dahi tüm kapitalist kurum ve kuruluşlar ile işbirlikçileri İsrail?in arkasında olduklarını söylediler ve gösterdiler. Böylece tüm insanlık bu Firavuni sistemi daha da iyi anlamalı?


ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone,

"Türkiye-İsrail ilişkileri bölgenin istikrarı için kritik önemde, en kısa zamanda bölgenin iki büyük demokrasisinin ilişkilerinin normalleştirilmesini bekliyoruz. Ayrıca diplomasi kapısı mutlaka açık kalmalı." dedi...


Yani ağanın yaveri ne diyor? iki büyük demokrasi, kim bunlar? birincisi Türkiye..ikincisi İsrail?

İsrail=Demokrasi doğru söylüyor. Demokrasi yi teokrasi ile sulandırıp kullanıyorlar.  Demokrasi icadı onların istediği gibi kullanır.. Bizimkisi it ürdülük?

Bu demokrat İsrail?e dünya ne diyecek, ne yapacak görelim?


İsrail ağzındaki baklayı nihayet çıkardı; İsrail-Kürdistan-Ermenistan kalkan operasyonunu ile Türkiye'yi tehdit etti!..


İsrail?in bu barbar, bu küstah, bu şımarıklığı karşısında ne yapacak Türkiye?


Bu konu ile ilgili yetkililerin cevaplarını ve İsrail?in ?şımarık? ve ?mağdur? durumunu basın yayından izleyelim:

?İsrail'in aşırı sağcı Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, Türkiye'nin İsrail'e karşı aldığı kararlara cevaben bazı "cezalandırıcı" adımlar atacaklarını açıkladı. Buna göre İsrail, ABD'de Ermeni lobisiyle işbirliği içine girecek ve PKK'ya askeri yardım teklifinde bulunacak.? Lieberman

?Türkiye ile İsrail arasındaki ortaklığın önceleri iddia edildiği pek de sıkı olmadığı görüşünü savunan Alaton, "İki ülke arasındaki sözüm ona çok iyi ilişkiler özellikle askeri ilişkilere dayandığı için şimdi acısı çıkıyor. İnsanlar arasındaki irtibat çok fazla ihmal edildi. Giderek artan yabancılaşmaya İsrail tarafında her fırsatta Türk veya Müslüman olan her şeye her fırsatta nefretini izhar eden Dışişleri Bakanı Avigdor Liebermann gibi radikal siyasiler eklendi. Korkarım, İki ülke arasındaki ilişkiler düzelmekten ziyade daha da kötüleşecek." dedi.? İshak Alaton

 

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland, Mavi Marmara'yla ilgili BM tarafından hazırlanan rapor için minnettarız derken Türkiye-İsrail krizi için kaygısını dile getirdi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Polonya'daki AB toplantısında Ortadoğu'daki gelişmelere ilişkin önemli mesajlar verdi. Davutoğlu, basına kapalı toplantıda yaptığı konuşmada Avrupa'nın Arap Baharı'nın yaşandığı bölgeye artık geçmişten kalan Haçlı veya sömürgeci algısını yıkacak demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi değerler üzerinden yaklaşması gerektiğini belirtti.

 

?Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Gazze ve Batı Şeria'nın işgal altında tutulmasının yasadışı olduğunu ve "zaten illegal olan bir uygulamanın bir de illegal bir ablukayla tahkim edilmesinin ve bunun hukuki görülmesinin mümkün olmadığını" söyledi.

Davutoğlu, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın özel temsilcisi Nebil Şaat ile Resmi Konuttaki görüşmesinin ardından yaptığı basın toplantısında, Gazze ve Batı Şeria'daki yasadışı uygulamanın sona erdirilmesi için "uluslararası alanda hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini" bildirdi.?

 

?Kudüs'ü ziyaret etmek için İsrail'e giden Türk turistler, dönüşte Telaviv'deki Ben Gurion Havalimanı'nda iç çamaşırlarına kadar didik didik arandıklarını söyledi.

"ZORLA FERMUARIMI AÇTILAR"

Havalimanında güvenlik gerekçesiyle üzerindeki elbiselerin çıkarılmasının istendiğini öne süren Mustafa Teke, olayı şöyle anlattı: ?THY?ye ait uçağa binmek için sıraya girdik. Valizlerimiz en ince noktasına kadar arandı. Polislerle birlikte güvenlik odasına girdik. Üzerimdeki her elbiseyi çıkarmamı istediler. Birçok ülkeyi ziyaret ettim. Ben böyle bir arama görmedim. Ben soyunmam dedim. Terörist muamelesini hak etmediğimizi söyledim. Pantolonumun fermuarını özellikle çıkarmamı istediler. Zorla fermuarımı açtırdılar. Bu muamelenin diğer bayanlara da yapıldığını gördük. Bu olay bizi daha da üzdü. Özellikle bunu Türklere yaptıklarını öğrendik. Binlerce insan geçiyor. Ancak, sadece Türkleri böyle arıyorlar. Ancak böyle bir uygulama Türkiye?de yapılmıyor. Onlar böyle bir uygulama yapıyorsa, biz de yapmalıyız.? (Ajanslar)


***

?İsrail?in Mavi Marmara vahşetiyle ilgili BM?nin Palmer raporu, insanlık için yüz karası, İsrail?i suça cesaretlendirme ve ?vahşete devam? davetiyesidir.

Hükümetimiz, bu raporu yok kabul ederek son derece önemli bir ayrım yapmış, raporu hiç muhatap almamıştır.


Attığı son derece yerinde beş adımın, rapor beklemeye gerek kalmadığından, Türkiye?nin taleplerini yerine getirmeyen İsrail?in aymazlığına karşı alındığını ve gerekirse yeni tedbirler de alacağını belirterek ortaya koymuştur.? (H. Aksay)

***


?İsrail'in ablukasını meşru gören ve uluslararası sularda sivil gemilere askeri müdahale yapıp insan öldürmenin yolunu açan ve sözüm ona BM imzasını taşıyan facia bir rapor.

Böyle bir raporun cevabı, Türkiye'den yola çıkan herhangi bir gemiye daha baskın yapılmasına ve insanların öldürülmesine göz yummak mıdır, öyle durumda hâlâ devlet olduğunuzdan bahsedilebilir mi, yoksa "Doğu Akdeniz'de seyrüsefer güvenliğini sağlamaya kararlıyız" demek midir? Türkiye, bu coğrafyada iddialı bir devlet olarak bunu dedi ve demek zorundaydı.

Türkiye devletse, İsrail tarafından katledilen 9 canın hesabını sormak zorundaydı ve sormaya devam ediyor.

İsrail'le Türkiye arasında kan var. Olay bu ve İsrail, bunu kendisi için bir hak olarak görüyor, bunu onaylamak üzere de BM'den sözüm ona şahit ayarlıyor. Utanç verici bir durum.

Sonunda Türkiye'nin haklı talebi İsrail'in kibri ile göğüs göğüse çatışma noktasına geliyor.? (Ahmet Taşgetiren)


***

?Siyonizm, Yahudiliğin ırkçı ve kabileci cephesiyle, modern ve laik milliyetçiliğin bir halitasıdır.

Günümüzde savaş şekil değiştirmiştir. Basın, yayın, dağıtım ve reklam sahalarını çok iyi kullanarak Psikolojik savaşla yıldırma operasyonu, İletişim teknolojisi ile istihbarat üstünlüğü,  nükleer silahlarla da sömürü ve katliam yapılmaktadır?.

Türkiye?nin elektronik araç ve gereçler açısından 1951 yılında NATO?ya girmesi ile birlikte ABD askeri ağına fiilen girdi. Böylece, Türkiye göbekten İsrail, ABD ve İngiltere?ye bağlanmıştır.

MİT?in tüm istihbarat araç gereçleri tamamen İsrail-MOSSAD, ABD-CIA, İngiltere-MI6 ağına göre dizayn edilmiştir.

Son saldırılar; PKK görüntüsü altında ABD-İsrail-Peşmerge ortak operasyonudur.

Amaç: Kuzey Irak Kürt yapılanmasını sağlamlaştırmak... Ortadoğu ve Kuzey Afrika memleketlerinde halkların Türkiye?ye olan gönül bağını, iletişimini kesmek?? M. Yürekli


Mazlum İslam Ülkeleri, Türk milli mücadelesini örnek alarak bağımsızlıklarına kavuşabileceklerdir.

?Medeniyet? maskesi altında mazlum milletleri ezen, sömüren ihtiyar ve kurnaz Avrupa ve tek dişli ABD bu kadar güçlü bir imana sahip milletleri, yenemeyecektir?


Hazreti Yezdan?ın vaat ettiği günler belki yarın; kurtuluş belki de yarından daha yakın?


Evet, Yeryüzünde birçok bela var. Sosyal belâ, siyasî belâ, ekonomik bela!..

Hepsi de bir birinden berbattır ama siyasal belâ diğerlerinden daha da berbattır!..

Siyasal belâ: Cemiyeti, milleti ve devleti sahtekârlara, dolandırıcılara bırakmaktır. En büyük, en berbat bela bu belâ! Sosyal belâyı da ekonomik belâyı da bu belâ besler büyütür?


Cemiyeti, milleti ve devleti sahtekârların, dolandırıcıların, haramilerin elinden kurtarmak lazım!

Battık, bittik edebiyatını bırakıp, daima uyanık olmak lazım!


Akif?in dediği gibi,


'Devlet batacak' çığlığı beyninde öter de,
Millette beka hissi ezilmez mi ki? Nerde?..

'Devlet batacak!' İşte bu öldürdü şebâbı...
Git yokla da bak, var mı kımıldanmaya tâbı?

Âfâkına yüklense de binlerce mehâlik,
Batmazdı bu devlet, 'batacaktır' demiyeydik.

Batmazdı. Hayır batmadı, hem batmıyacaktır:
Tek sen, uluyan ye'si boğup azmi uyandır.

Kâfi ona can vermeye bir nefha-i iman...
Davransın ümîdin, bu ne haybet, bu ne hırman!

Mazideki hicranları susturmaya başla;
Evlâdına sağlam bir emel mâyesi aşla.

Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete râm ol...
Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol!



Yani Marksizm insanı devlete karşı, Kapitalizm sermayeye karşı esir eder. Ve her ikisi de insanı sömüren sistemlerdir.

 

Ama İslam bunlara karşı, insana itibarını iade eden tek sistemdir.

 

selim elçi, 11.09.11, adana

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selim Elçi Arşivi