İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

İSTİKLAL MARŞI?NIN KABULÜNÜN 92.YILDÖNÜMÜ VE MEHMET AKİF

İSTİKLAL MARŞI?NIN KABULÜNÜN 92.YILDÖNÜMÜ VE MEHMET AKİF


İstiklal Marşının yazarı milli şair, milli mücadeleci ve milletvekili olma gibi bir çok vasfı ve sıfatı üzerinde taşıyan Mehmet Akif Ersoy (Mehmet Ragif) kimdir öncelik kısaca tanıyalım.

Mehmet Akif Ersoy Kimdir?

Asıl adıMehmet Ragif olan Mehmet Akif 1873 yılında İstanbul'da doğdu. Annesi EmineŞerife Hanım, babası Temiz Tâhir Efendidir. İlk tahsiline Emir Buhâri Mahalle Mektebinde başladı. İlk ve orta öğrenimden sonra Mülkiye Mektebine devam etti. Babasının vefatı ve evlerinin yanması üzerine mülkiyeyi bırakıp Baytar Mektebini birincilikle bitirdi. Tahsil hayatı boyunca yabancı dil derslerine ilgi duydu. Fransızca ve Farsça öğrendi. Babasından Arapça dersleri aldı.

Ziraat nezaretinde baytar olarak vazife aldı. Üç dört sene Rumeli, Anadolu ve Arabistan'da bulaşıcı hayvan hastalıkları tedavisi için bir hayli dolaştı. Bu müddet zarfında halkla temasta bulundu. Akif'in memuriyet hayatı 1893 yılında başlar ve 1913 tarihine kadar devam eder.

Memuriyetinin yanında Ziraat Mektebinde ve Darulfünûn'da edebiyat dersleri vermiştir. 1893 senesinde Tophane-i Âmire veznedarı M. Emin Beyin kızı İsmet Hanımla evlendi.
Akif okulda öğrendikleriyle yetinmeyerek, dışarıda kendi kendini yetiştirerek tahsilini tamamlamaya, bilgisini genişletmeye çalıştı. Memuriyet hayatına başladıktan sonra öğretmenlik yaparak ve şiir yazarak edebiyat sahasındaki çalışmalarına devam etti. Fakat onun neşriyat âlemine girişi daha fazla 1908'deİkinci Meşrutiyetin ilanıyla başlar. Bu tarihten itibaren şiirlerini Sırât-ı Müstakîm'de yayınlanır.

1920 tarihinde Burdur Mebusu olarak Birinci Büyük Millet Meclisine seçildi. 17 Şubat 1921 günüİstiklâl Marşı'nı yazdı. Meclis 12 Martta bu marşı kabul etti.
1926 yılından itibaren Mısır Üniversitesinde Türkçe dersleri verdi. Derslerden döndükçe Kur'ân-ı kerîm tercümesiyle de meşgul oluyordu, fakat bu sırada siroza tutuldu. Önceleri hastalığının ehemmiyetini anlayamadı ve hava değişimiyle geçeceğini zannetti. Lübnan'a gitti. Ağustos 1936'da Antakya'ya geldi. Mısır'a hasta olarak döndü.
Hastalık onu harap etmiş, bir deri bir kemik bırakmıştı. İstanbul'a geldi. Hastanede yattı, tedavi gördü. Fakat hastalığın önüne geçilemedi. 27 Aralık 1936 tarihinde vefat etti. Kabri Edirnekapı Mezarlığındadır.

İstiklal Marşı,

İstiklal Marşımız, yurdumuzun düşman işgaline uğradığı felaket günlerinde hazırlandı. Saldırgan düşmana karşı Anadolu?da tutuşan heyecanı koruyacak; vatan sevgisini ve inancı Canlı tutacak bir marşın hazırlanması düşüncesi, Türkiye'de ilk defa bir milli marşyazılması teşebbüsü, 1920'de Genel Kurmay Başkanı İsmet (İnönü) Paşa dan geldi. Maarif Vekili Dr. Rıza Nur'u ziyaret eden İsmet İnönü, Milli heyecanı koruyacak, milli azim ve imanı besleyecek, zinde tutacak bir marşın yazılmasını, ordu adına teklif etti. Yarışma Maarif Vekâletinin genelgesiyle okullara duyuruldu ve basın yoluyla da "Türk şairlerinin nazarı dikkatine" sunuldu. İsmet İnönü böyle bir marşın Fransız ordusunda mevcut olduğunu ve bizim ordumuz için de faydalı olacağını Milli Eğitim Bakanlığına iletti.

Milli Eğitim Bakanlığı da bu düşünceyi benimseyip bir yarışma düzenledi. Beğenilen güfte için 500 lira ödül verilecekti. Yarışma için 734 şiir gönderildi. Bir kurulca bunlar titizlikle incelenip 6 tanesi ayrıldı. Ama hiçbiri beğenilmedi; marş olacak değerde bulunmadı. O zaman Burdur Milletvekili olan Mehmet Akif?in para ödülünden rahatsızlık duyduğu için yarışmaya katılmadığı öğrenildi. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi şairin Meclis?teki sıra arkadaşı Balıkesir Milletvekili Hasan Basri Bey?in yardımını istedi. Hasan Basri Bey bundan sonrasını şöyle anlatıyor. Akif Bey?in yanımda olduğu bir zaman, elime bir Kağıt parçası alarak, onun dikkatini çekecek bir tarzda yazmaya başladım. Ne yazıyorsun?. Marş. İstiklal Marşı yazıyorum. Yahu sen ne adamsın? Seçilecek şiire para ödülü verileceğini bilmiyor musun? İçinde para olan bir işe nasıl katılıyorsun?
Yarışma kaldırıldı? Seçilecek şiire ne para verilecek, ne de her hangi bir ödül. Milli Eğitim Bakanı bana güvence verdi. Ya, o halde yazalım. İşte böylece yazılmaya başlanan ve 48 Saatte bitirilen on kıtadan oluşan İstiklal Marşı,imzasız olarak Milli Eğitim Bakanlığının seçici kuruluna sunuldu.

Korkma,sönmez buşafaklarda yüzen alsancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
O benimdir, o benim milletimindir ancak!

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahramanırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal.

Mehmet Akif Ersoy İstiklâl Marşı'nı, şiirlerini topladığı Safahat'ına dahil etmemiş ve İstiklâl Marşı'nın Türk Milleti'nin eseri olduğunu beyan etmiştir.

İstiklal marşının kabulü,

Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi, daha önce seçilen 6 şiirle birlikte Mehmet Akif?in yazdığı on kıtadan oluşan yeni şiiri Ordu Komutanlarına gönderdi. Onlardan, şiirlerin askerlere okunmasını, beğenilenleri sıralamalarını istedi. Komutanlar, kısa sürede sonucu bildirdiler: Hepsi de Mehmet Akif?in şiirini birinci sıraya almıştı. Bundan sonraki iş, İstiklal Marşı?nın T.B.M.M?ne getirip kabul ettirmekti. Marş, ilkin Meclis?in 1 Mart 1921 Günü yaptığı ikinci oturumunda ele alındı. Başkan Mustafa Kemal?in söz vermesi üzerine Hamdullah Suphi kürsüye gelerek, sık sık alkışlarla kesilen şiiri okudu ve son seçimin Meclis?e ait olduğunu söyledi. O Gün oylama yapılmadı. Şiirle ilgili konuşmalar ve oylama, Meclis?in 12 Mart 1921 günü öğleden sonraki oturumunda yapıldı. Bazımilletvekilleri, bir komisyon kurularak şiirin yeniden incelenmesini, bazılarıda hemen görülüp karara bağlanmasını istediler. Uzunca tartışmalardan sonra,şiirin kabulü için verilen 6 önerge benimsendi.

Bu gün Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin millî marşı olarak kullanılan. Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınan bu eser, 12 Mart 1921'de birinci TBMM tarafından oy birliği ile İstiklâl Marşı olarak kabul edilmiştir.

İstiklal marşının bestelenmesi,

Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katılmış,1924 yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da değiştirilerek, dönemin CumhurbaşkanlığıSenfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuş, toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın armonileşmesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştır. Üngör'ün yakın dostu Cemal Reşit Rey'le yapılmış olan bir röportajda da kendisinin belirttiğine göre aslında başka bir güfte üzerine yapılmıştır ve İstiklal Marşı olması düşünülerek bestelenmemiştir. Söz ve melodide yer yer görülen uyum (Prozodi) eksikliğinin esas sebebi de (Örneğin "Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" mısrası ezgili okunduğunda "şafaklarda" sözcüğü iki müzikal cümle arasında bölünmüştür) budur. Protokol gereği, sadece ilk iki dörtlük beste eşliğinde İstiklâl Marşı olarak söylenmektedir.

Muhakkak ki her milletin milli marşı o millet için bir değerdir. Ancak dünyada bir eşi ve benzeri bulunmayacak kadar muhteşem bir şiir ,marş olan Türk İstiklal Marşının TBMM?de kabulünün 92. Yıldönümünü milletçe kıvançla ve coşku ile kutluyoruz. Bu vesile ile Milli mücadele kahramanı milli şair Mehmet Akif Ersoy?u da rahmet ve minnetle anıyoruz.

?Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, Hakkıdır Hak?a tapan milletimin İSTİKLAL? diyor. Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan bir dönemde emperyalist ve Siyonist güçlerin çemberi altında bölünmeye ve yok edilmeye çalışılan bu devlete ve millete Yüce Allah bir daha İSTİKLAL MARŞI yazdırmasın diyoruz.

 


İbrahim Halil SİPAHİ

10.03.2013

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi