Siyasette iyi adamların kötü adamlarla mücadelesi, rekabeti zordur.

Kötü adamların kural ve ilkeleri olmadığı için su gibi her kaba girerler.

Konuştuklarında kendinden şüphe edersin.

Acaba Hacı leylek babanın getirip siyasete bıraktığı bebek ben miyim diye düşünürsün.

Yaşadık ve gördük.

Bir örnek vermek gerekirse;

Özışık kardeşler.

Adamlar üç kardeş hatta dört kardeşlerde ben Mehmet Özışık’ı onlardan ayırt ediyorum.

Hadi Özışık baş vurguncu. Süleyman Türkiye gazetesinden reiscilik edebiyatı yapıyor.

Sürekli Ak Parti teşkilatlarına giydirme yapıyor.

“Teşkilatlar kötü, teşkilatlar çalışmıyor, reisin yanında kimse yok” falan, filan.

Bu lafların açılımı şu; reisin yanında sadece biz varız. Dolayısıyla reis bize mecbur.

Oysa her kim ki, Recep Tayyip Erdoğan’ın ilmek ilmek işlediği teşkilatlıları değersizleştirmeye çalışıyorsa o üçkâğıtçıdır.

Üç kardeş sitemi kurmuş bir taraftan Ak Partili belediyeleri reklam haracına bağlarken öbür taraftan CHP’li Maltepe ve Alaşehir’i reklam haracına bağlamışlar.

Hatta Maltepe Belediyesi bunlara araç tahsis etmiş.

Bu tarz adamlara örnek çok. Son Sedat Peker olayında öncelikle bu zayıfa halkalar patladı.

Normal olmayan sağa sola radikal vurdulu kırdılı nutuklar atanlardan hayır gelmez.

Kötü adamlara ve yanlarında getirdiklerine kapıyı gösterme zamanı gelmiştir.