1980 darbesi sonrası Turgut Özal tarafından kurulan ve dört eğilimi bir araya getiren Anavatan Partisi’nin (ANAP) bir benzeri olarak R.Tayyip Erdoğan tarafın milli görüş tabanlı merkez sağ ve ülkücü kombininden oluşan AK Parti (AKP) ne kadar da yenilikçi bir akım olarak ortaya çıksa da. Din ağırlıklı politikaları nedeniyle merkez sağı tam anlamı ile temsil edemedi. 

7 Haziran seçimlerinden sonra Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli’nin izlediği politika ve anlaşılamaz tutumu bun karşısında muhalif partiler ve basın tarafından Bahçeli’ye karşı başlatılan yıpratma ve linç kampanyasına kısmen parti içerisinden de Bahçeli’nin tutumuna gelen tepkiler akıllara bir takım soruları da beraberinde getiriyor.

AKP’ye alternatif, Merkez sağ’da yeni bir oluşum hazırlığı;

7 Haziran seçimleri ardında Devlet Bahçeli’nin izlediği politika ve  MHP’ye karşı başlatılan karalama ve linç kampanyası.  Merkez sağda Anavatan (ANAP) ve Doğru Yol Partisinin(DYP) 2002 seçimlerinden itibaren siyaset arenasında sadece tabela partisi konumuna düşmesi ile merkez sağda umut olan MHP’nin çizgisindeki sertliği korumak suretiyle bu beklentiyi karşılayamaması. AKP’ye kayan merkez sağ oylarını MHP’ye döndürememişti. Merkez sağda ANAP ve DYP’nin Demokrat Parti çatısında birleşmesine de seçmen tarafından itibar edilmemesi, AKP’nin 13 yıllık iktidarını rakipsiz sürdürmesine vesile oldu.   

Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın anayasayı değiştirme, başkanlık sistemine geçişarzusu ve icraatın başı gibi hareket etmesi, Bunların üzerine birde 7 Haziran seçimlerinde meydanlara inerek alenen AKP’ye oy istemesi 13 yıldır tek başına iktidar olan AKP’nin oy kaybına ve tek başına iktidar olamamasına neden oldu.

AKP’nin seçimlerde en yüksek oyu alması vesilesiyle hükümeti kurma görevini almasına rağmen. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken seçim arzusu nedeniyle bir koalisyon hükümeti gerçekleştirememesi, daha önce altı kez erken seçime giden ve her seferinde de birinci partilerin %8 ila12 arasında oy kaybettiği gerçeğini de göz önüne alırsak bu erken seçimde AKP’nin’de aynı kaderi yaşaması olasıdır.

İşte bu öngörüden yola çıkarak, merkez sağda AKP’ye alternatif bir partiye ihtiyaç duyulmaktadır. 7 Haziran seçimleri ardında MHP lideri Bahçeli’nin tutumu üzerinden MHP seçmeni üzerinde AKP, CHP ile bunlara yakın medya tarafından psikolojik baskı uygulanması. MHP teşkilatında gerçekleşen birkaç istifanın basında abartılması, seçim hükümetine Tuğrul Türkeş’in davet edilmesi ve görevi kabulü MHP üzerinde oynanan oyunların açık bir işaretidir.

Bahçeli’nin “HAYIR” politikası karşısında yapılan ağır eleştiriler, MHP’den istifalar ve Tuğrul Türkeş’in seçim hükümetine girmesi MHP oylarının 1 Kasım’da yapılacak erken seçimde AKP’ye kayması kuvvetle muhtemel. AKP-CHP ve yandaş medya, seçim propaganda sürecinde sistematik olarak Bahçeli üzerinden MHP’yi hedef alacakları ise aşikârdır.  Böylelikle 1 Kasım’da MHP’nin yüksek oy kaybına uğraması hedefleniyor.

Merkez sağda zaten var olan bu açığı 13 yıldır MHP’nin dolduramaması karşısında, 7 Haziran sonrası çözülmeye, eritilmeye çalışılan MHP’den ve AKP’deki milliyetçi oyların ya sağda mevcut bir partiye yâda yeni bir oluşum çatısı arlında toplamasıyla merkez sağda güçlü bir oluşumun hazırlığı sinyalleri alınıyor.

İbrahim Halil SİPAHİ

31.08.2015/adanapost.com